***Kaçan adamlarla genç kız gülümseyip şirin bir tavırla el salladı. "Yine bekleriz~" ardından ddükkandaki sandalyeye oturup iç çekti. Çok yorucuydu "müşterilerle" uğraşmak. Esneyip gözlerini saate çevirdi. Dükkanı kapatma saati geliyordu nerdeyse, abisi gelse iyi olurdu yoksa erken kapatır giderdi.
Ayağa kalktığında dönen başıyla masaya tutundu. Acıyla başını tutup tekrar oturdu. Gözlerini kapatıp bir kaç saniye dinlendikten sonra tekrar kalktı. Kapının açılmasıyla bakışlarını içeri giren ufaklıklara çevirdi. Keisuke ve Haru gelmişti, yanlarında da huysuz Manjiro'yu tabiki. Genç kız kollarını ufaklıklara açıp kendisine sarılmalarını bekledi.
Küçük çocuklar kendisine sarıldığında onlara sıkıca sarıldı. "Amanın bebeklerim gelmiş!" İkisinin de yanaklarına öpücükler kondurup geri çekildi.
"Nee-san, seni çok özledik!" Haru'nun hevesli konuşmasıyla kız güldü. Ufak çocuğun burnunu sıkıp saçlarını düzeltti. Onları asla Manjiro'dan ayırmazdı. Manjiro ne ise Keisuke, Haru ve Senju da oydu onun için.
Genç kız yumuşak bir gülümsemeyle oğlana baktı. "Bende sizi aşklarım." Tekrar çocukların yanaklarına öpücükler kondurduğunda bacağında ufak bir sızı hissettiğinde irkildi. Gözlerini şaşkınlıkla kardeşine çevirdiğinde Manjiro yanaklarını şişirmiş, kaşlarını çatmış, gözleri yaşarmış şekilde ona bakıyordu. "Benimle gel."
Çocuklara bakıp onları kucağından indirdi genç kız. Dışarı çıkan Manjiroyu takip ettiğinde oğlan bir ara sokağa girip durdu. Genç kız bir kaç dakika bekleyip ellerini beline koydu. "Manjiro? Ne oluyor sana ufaklık?" Bezgince konuştuğunda Manjiro'nun omuzları titredi.
Endişeyle ona ilerlediğinde genç kıza dönüp akan göz yaşlarıyla bağırdı. "Senin kardeşin benim! Neden onları daha çok seviyorsun?" Hıçkırıp akan burnunu çektiğinde kalbi sızladı. "Neden hep onlar kardeşinmiş gibi davranıyorsun? Ben senin öz kardeşinim, onlar değil. Hep onlarla ilgileniyorsun, beni ikinci plana atıyorsun."
Genç kızın kalbi burkulurken hızla kardeşine atılıp sarıldı. "Hayır, hayır! Sen benim biricik kardeşimsin. Kimse senden daha değerli veya seninle aynı değerde olamaz."
Manjiro hıçkırıp kızu itmeye çalıştı fakat izin vermedi. "Yalancı! Hep onlara daha iyi davranıyorsun!"
Geri çekilip Manjiro'nun yanaklarını öptü. "Hayır bebeğim. Benim gözümde en değerli kişi sensin. Onları seviyorum ama en çok seni seviyorum." Anlını öpüp kucağına alarak doğruldu. "Ah bebeğim, böyle düşündüğünü bilmiyordum. Sana böyle yansıttığım için üzgünüm. Ben asla böyle düşünmüyorum, sen benim en değerlimsin. Seni kucağıma aldığım günü bile dün gibi hatırlıyorum. Nasıl seni diğerleriyle bir tutarım ben?"
Manjiro başını ablasının omzuna gömmüş ağlarken sırtını sıvazladı kız. Kendini suçlu hissediyordu...
***
"Shin! Seni döverim pipisiz!" Küçük kız düşmüş dişiyle kardeşini kovalıyordu. Oğlan ise kahkaha atıp annesinin kaldığı odaya koşuyordu. Hastanede olmaları ikisinin de umrunda değildi.
İçeri girip yeni doğan kardeşini tutan annesinin arkasına saklandı. Küçük kız ise öfkeyle abisine koşacaktı ki gözleri annesinin kucağındaki ufaklığa kaydı. Elinde kanlı dişini cebine atıp annesinin yanına yanaştı. "O ne? Dürüm mü?"
Annesi gülüp eğildi. Küçük kızın boyuna geldiğinde kucağında pışpışladığı oğlunu gösterdi. "Bak bebeğim, o senin kardeşin Manjiro."
Küçük kız büyülenmiş gibi gözlerini kardeşinin yüzünde gezdirdi. Uzanıp annesine baktı. "Ben istiyorum onu."
Annesi küçük bebeği ablasının kollarına bırakıp yatağa oturdu. Shinichiro ise odadan sessizce sıvışmıştı, dayak yerdi yoksa. Küçük kız kardeşine elini uzattığında ufak bebek ablasının serçe parmağını tutup sıktı. "Sen artık benimsin." Heyecanla annesine bakıp gülümsedi. "O benim!"
Kadın gülüp kızının saçlarını okşadı. Şaka yaptığını sanıyordu kızının. Ta ki küçük kız kucağında kardeşiyle kaçana kadar. Kadın peşinden gidecekti ki dikişleri yüzünden kalkamadı. "Doktor!"
Küçük kız ise çoktan merdivenlerden iniyordu. "Heheh! Benim oldu!" Merdivenlerden indikten sonra dışarı çıkacaktı ki havanın soğuk olduğunu hatırlayıp kardeşini merdivene bıraktı. Montunu çıkarıp ufak oğlana sardı, ardından dışarı çıkıp eve koştu. "Benim bebeğim!"
Peşinden gelen güvenliklerden çok daha hızlıydı...
***