3

21 4 9
                                    

( 2 Ay Sonra)

Bip... Bip... Bip...

Saat sabahın 6'sı. 12 Eylül Okulun ilk günü. Normalde de olsa klasik bir şekilde uyanıp sıradan bi sekilde giyinip evden çıkardım. Ama söylemediğim bir şey var ki...

AFRA İLE AYNI OKULDAYIM!

İnanabiliyor musunuz? Konserdeki küpelerine ve yüzüklerin aşık oldugum Afra'dan bahsediyorum. Bu yüzden biraz daha güzel görünme çabası var içimde... Birde kıpır kıpır uçuşan rengini gecenin derinliğinden alan siyah kelebekler hissediyorum içimde.

Beyaz gömleğimi ve krem rengi pantolonumdan oluşan okul formamı giyindim. Gömleğimin kollarını dirseklerime kadar katladım. Pantolonumla uyumlu olan yumusak tonlu bi kahve rengi kemer ile tamamlandım. Siyah okul çantamı geceden hazırlamıştım. - en azından bunu akıl edebilmişim- Bir parça simit ve koyu içimli bi kahve ile ufak bi kahvaltı yaptım. Daha kanlı canlı görünmek için aylardır aynaya  bakmaya bile yeltenmediğim yüzüme ufak bi makyaj yaptım. Her şey tamamdı ama eksik hissediyordum... Yatak başlığında geceden asılı duran kulaklığımı - yani altıncı duyu organımı- aldım. Tabii bu sefer unutmadım çok şükür :') Okul ve evimizin arasına yaklaşık 15 dakikalık bir yürüyüş mesafesi var olduğu için ayakkabılarımı giyip hemen evden çıktım.

Kapıda öğretmenlere selam verip içeri ilk adımımı attım. KALABALIK İÇİNDEYİM AMA YALNIZIM. Ne tuhaf bir duygu...

''Hayatım da yalnız olmak kalıcı olan tek çözüm fakat suan ihtiyacım olan para değil.'' diye bi şarkı sözü geçti beynimin karanlık gibi görünen fakat en aydın kesimlerinden :')

Bir banka oturdum. Gözlerim Afra'yı arıyordu. Henüz tanışmamıştık... Her ne kadar yalnız takılsam da çevremle nasıl iletişime geçeceğimi çok iyi biliyorum. Onunlada konuşmaya ilk ben başlayacaktım büyük ihtimalle çünkü genelde böyle olur. Dobralığımı konuşturmak istiyoru- derken omzumda uzun ince parmaklar hissettim. Başımı kaldırdığımda onu gördüğümü tahmin etmişsinizdir zaten. Ama sorun bu değil... Sorun kendi içimde konuştuğumu varsaydığım ama sesli bir şekilde söylemiş olmamdı.

Suan onunla dip dibe olduguma mi şaşırayım yoksa söylediklerime mi?

Off Esin yine yaptın yapacağını, al işte çocuk sırıtıyor... Basbaya dalga gecer gibi bir hali var bunun.

Yüzüne düşen zülüf ve bana göre kahvenin en güzel tonu olan gözleri güneş ışığıyla daha da ihtişamlı görünüyor. Birde gül kurusu dudaklarının hafif yukarı kırılması var tabi...

Hemen yerimden kalktım. Ellerim aniden buz kesilmişti. Boy farkından dolayı ayağa kalksamda yüzüne bakmak için başımı kaldırmak zorunda kaldım. Zil çalana kadar konuştuk. O anlattı ben dinledim. Anlattıklarının çoğunu her gece stalk yapmaktan biliyordum zaten ama etkileyici ses tonuna "Dur" diyemedim işte, anlayın.

İlk derse girmek için sınıfımı aramaya başlarken O da benimleydi. Çantamı da Afra taşıyordu çünkü sürekli minik  olduğumu söylüyordu. Asıl minik olan o bence sonuçta görünüşe aldanmamak lazım.- Dışarıdan bir ben görünürüm ama içimden binlerce sen dökülür. - diyemedim.

Teneffüslerimizi ve öğle yemeği vaktini beraber geçirdik. Güya ben konuşacaktım, dobralığımı konuşturacaktım ama nerede...

Okul çıkışı ben çantamı sırtlarken, Minik Afra'nın - evet Minik - kapıda beklediğini gördüm. Çıkışta bugünlük son kez gözlerimin içine baktı ve Görüşürüzz dedi. Görüşelimm diye seslendim bende.

Akşam üstü saat 17:30 civarı biseyler yedim. Direkt odama geçtim beni rahatlatacak kıyafetler giyindim. Biraz dinlenip çalışma masama oturup günün tekrarını yaptım. Artık 11. Sınıf olduğum için sıkı bir şekilde çalışma temposuna girmem gerektiğinin farkındayım bu yuzdwn kısa bi tekrar yaptım. Arada bi kardeşim odama girip yaşayıp yaşamadığı öğrenmek için geliyordu. Gözlerim açık, bedenim ayakta olabilirdi fakat zihnimdeki ölüm sessizliği benim cenazeme aitti :")

Uyuyakalmıştım masada...
Saat 23:48 di. Uykum hâla var. Sadece yanlış pozisyonda uyuduğum için eklemkerimin ağrısından uyanmıştım. Alarmımı sabahın erken saatlerine kurup. Gözlerimi bir kez daha tekrardan uyanabilmek için kapattım. Sonuçta karanlıklardan doğar aydınlıklar :)







Uzun zaman sonra tekrardan merhaba. Saat şuan 22:49 ve kulaklığımda ARTIC MONKEYS - 505 çalıyor. Sizi ilgilendirmese ve umurunuzda olmasada soylemek istedim. İyi geceler, günaydınlar ve tünaydınlar efendim. Suan bu satırları hangi saatte okuyorsan artık ona göre duzenlemesini yaparsınız . <3

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 01, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hatalarımın HayatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin