KAR TANESİNİN DÜŞTÜĞÜ İLK GECE

42 6 155
                                    

Uyanmıştım ama uyanmak istemiyordum. Telefonumu elime almadan beş on dakika gibi hissettiğim bir süre yatakta oyalandım. Johnny yakın zamanda burada olacaktı ve ben o benim bu kadar yakınımda olmasına rağmen onu görememeyi kabullenmek istemiyordum.

İsteksizce yataktan kalkıp telefonumu aldım. Saat dokuzdu. İşe gitmeyeceğim için geç kalkmıştım bu sabah. İlk önce watty'e girip Alex bölüm atmış mı diye kontrol ettim umutsuzca. Durgunluğu gördüğümde hiç şaşırmamıştım. Bu kızla başım beladaydı. Çok iyi bir yazar olmasına ek çok çok az bölüm atıyordu. Ve onu sürekli darlamam gerekiyordu ama olsun alışmıştık ikimiz de artık bu duruma.

Bölümleri moralimi bayağı toparlıyordu o da bunu bilmesine rağmen VAKİT BULAMADIĞI için bölüm yaz(a)mıyordu. Yine de kızı çok seviyordum bana sürekli Johnny hakkında destek veriyordu.

Ona mesaj atmak için whatsapp'a girdim. Bölüm için yalvaracaktım. Sabah rutinim olmuştu artık bu. Mesajlara baktığımda saat beşten itibaren yazılmış onlarca mesaj gördüm. Bu kızın erken uyanması hen işe giderken çok iyi oluyordu.

Mesajlarına hızlıca göz gezdirdim. Dediklerini yapacak bir insan değildim ama keşke olsaydım. Planı çok detaylı ve iş görürdü bu yüzden mesajlarını detaylıca okumaya başladım. "Otelini biliyoruz. Akşam yemeği be kahvaltıyı otelde eder büyük ihtimalle kahvaltı daha garanti hem saatini bulması daha kolay. Oraya gidip zenginmiş gibi davranacaksın. Ama fazla para harcamaman lazım. Ama zengin fe durman lazım. Lüks otellerin restoranları dışarıya her zaman açık oluyor. Sen oda numaranı söyleyip giriyorsun içeriye. Her neyse devam edelim. Oraya gidip hiç fanı gibi görünmüyorsun. Fanı olursan korkutursun. Onlar yemeğini bitirmeden sen bitirip kalkacaksın. Ama tam yemek ortasında da değil rahatsız olurlar. Yemek beklerken veya yemekleri tam bittiği zaman. Yanlarına gidip. Sizinle burada karşılaşmayı hiç beklemezdim. Ben Zeynep , ülkemizi gezme şansınız oldu mu grup olarak? Diye soracaksın. Ona özel sorarsan hem ayıp olur hem fanı gibi gözükürsün hem de planımız suya düşer. Başka biri de cevap verebilir fark etmez. Amaç grup olarak hitap edebilmek. Ki kahvaltı olursa gezememiş olurlar. Bu yüzden kahvaltı tercihimiz. Böylece hayır derler. Size gezmek için yerler önerebilirim isterseniz? Nazik konuşursan hayır demezler bana kalırsa. Size bu yerleri çok detaylı kendim gezdirmek çok isterdim falan de. Johnny'e odaklı konuşma grup odaklı konuş. Yanlış anlamazsanız konser öncesi vaktiniz varsa size gezdirebilirim siz de kabul ederseniz. Paparazziden uzak az bilindik gerçekten güzel mekanlar da biliyorum. Buraya kadar gelmişken gezmeden bırakmak istemem. Tarzı bir şey diyip ikna edebilirsin aslında. Bak gerçekten işe yarar bu taktik ama senin o anda fan olarak değil de sanki burjuvaymışın gibi olman lazım bu sayede senin onlarla vakit geçirmek isteyen bir fan olduğunu anlamasınlar . Sözümü dinle yap şunu. Ayağının dibine gelmişken bu fırsatını kaçırma" plan iş görürdü belki. Ama bilmiyorum neden yapasım gelmediğini.

Klavyeye tuşlamaya başladım. " ben onunla tanışmayı her şeyden çok istiyorum ama bu tanışma ben bu kadar çabaladığım için değil o da beni görmek istediği için olsun istiyorum" yazdım ve gönderdim.

İnstagram ve Twitter'a girdim. Gördüğüm manzara moralimi yerlebir etmişti. Buraya gelmişti. Ve ben onunla görüşemeyecektim. O kadar yakın ve bir o kadar da uzaktı. Moralimi düzeltmesi için instagramdan bölüm yazsın diye Lex'e yazdım.

Sonra camımdan dışarı baktım. O bu şehirdeydi ama ben onun için hala çok uzaktım.

Şu kaderle alıp veremediğim çok şey vardı. Kendimi ne onun eski sevgilileri kadar güzel buluyordum ne de onlar kadar yeterli görüyordum.

Annemin bana seslenmesiyle umutsuz düşüncelerime ara verdim. " Zeynep peynir bitmiş uyan da markete git peynir al. " ve gerçek hayat. "Uyanığım giyinip iniyorum aşağı" diye seslendim.

Üzerime bir şey bile giyecek halim yoktu. Bari alışverişe çıkarım bugün de moralim biraz yerine gelir diye düşündüm.

Düz bir siyah tişört giyip altına da hızlıca kot giydim. Ve hızlıca parayı alıp dışarı çıktım. Etrafa bakıyordum markete doğru giderken herkes mutlu gözüküyordu. İçlerinden ağlayanların bile dışarıya gülecek enerjisi vardı.

Marketten hızlıca peyniri alıp, dönüş yoluna geçmiştim bile. Aynı yoldan aynı yüz ifadesiyle yürürken mesaisi daha yeni başlamış ,yani ben markete giderken olmayan, bir dilenci kadın "allah sevdiğine kavuştursun yavrum" diye benden para dileniyordu. Normalde es geçsem de bugün o cümle bana o kadar iyi gelmişti ki para üstü olarak aldığım bozuklukları kadına verdim.

Kadın çok teşekkür edip sevdiğime kavuşmamı dua etti. Saçmaydı bunu ümit etmem. Kader çok acımasızdı ve tanrı yardımcı olmayacaktı kaderin acımasızlığı karşısında.

Eve geçip peyniri hazırlanmış kahvaltı masasının ortasına koyacakken annem anne önsezisiyle kaba koy peyniri diye seslendi salondan. Buradan sonrası standart kahvaltı olarak geçti. Kahvaltıyı toplayıp televizyon karşısına geçip bir yandan Johnny'nin oynadığı Doctor parnassus'u izlerken bir yandan twitter ve instada Johnny'i stalklıyordum.

Saat öğlen iki olmuştu bile. Annemin sürekli ev temizlemeye yardım ettirmesinden dolayı filmi anca bitirmiştim. Anneme dışarı çıkacağımı söyledim. Nereye dediğinde alışverişe diyip geçiştirdim. Hala üzerimde sabah markete çıkarken giydiğim kot tişört vardı.

Çantamı hazırladım birkaç takı takıp parfümümü sıkıp saçımı topuz yapıp dışarıya tam anlamıyla kendimi attım.

Otobüs ile metro arasında kalmıştım ama tam yürürken otobüsün gelmesiyle kendimi üsküdara doğru otobüsle giderken buldum . Kendimi her kötü hissettiğim de üsküdara gider güzel bir deniz havası alırdım oradan da yürüyerek beyoğluna geçer oradaki dükkanlarda gezer ve kafelerde otururdum. Yine aynısını yapacaktım.

Havanın bugün çok sıcak olmasından dolayı nefes alamıyordum otobüste. İnsanlara rolonun veya deoderantın varlığını öğretmek gerek diye düşündüm.

Vardığımda temiz deniz havasını iyice içime çektim. Susadığım için ilk işim market aramak olmuştu. Deniz kenarında yürürken bir yandan marketlere bakıyordum. Ama denize bakan market olmayınca içeriye doğru yürümeye başladım.

Karşıma ilk çıkan market A101 olmuştu. Kuytuda kalmıştı ve kaç yıldır buralara gelmeme rağmen ilk defa bu şubesine denk gelmiştim .

Bana kalırsa üsküdardan bile uzaklaşmıştım her yer çok tenhaydı. Hızlıca soğuk bir su alıp kasaya doğru ilerledim. Kasada elinde biraz atıştırmalık ve içki olan ve nedense Johnny'e çok benzeyen bir adam vardı ve ingilizce konuşuyordu. Kasiyer ise ya heyecandan konuşmayı unutmuştu ya da ingilizce bilmiyordu orası şu an beni hiç ilgilendirmiyordu ama panik ve heyecanlı bir halde hemen çevirmenlik yapabilirim dedim. Ve kaderin yazın düşürdüğü o kar tanesi benim umudumdu. Yeniden doğan şansımdı.

Kim demiş bana bölüm yazmayı unuttum diye??!!

Johnny'nin doğum gününü kutlamamak yakışmaz bana. Alın size doğum günü hediyesi.

Migrenli migrenli bölüm yazdım ve uzun bir aradan sonra bölüm yazdım ve vizeme girmem gerek ama üşeniyorum. Her neyse bölüm yazdım kitabın adını unutmuşum o seviye yani.

Acaba en son ne zaman yazmışım.

Size sorum var ileride ne olmasını istersiniz neler yapsınlar biraz tavsiye çünkü sadece kitabın sadece bu kısmına kadar planlamıştım. Devamı yok.

Eski watty'de A101'de ünlülerle karşılaşma akımı vardı. Biraz nostalji olsun dedim.

Bin kelime bölüm yazdım boşlarım dahil değil buna.

Nasılsınız yazmayalı?

Sizi seviyorum ve bölüm için zorlamazsanız bölüm yazamıyorum o yüzden tacizlere açığım bu konuda istediğiniz kadar bölüm için beni sıkıştırabilirsiniz.

Ve bana şu bölüm konusunda tavsiye verin devamında ne yazacam bilmiyorum.

Öpüldünüz
Sizi çok seviyorum muahh

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 09, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SERENDIPITY | JOHNNY DEPPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin