Merhabalar, elestirilerinizi ve yorumlarinizi eksik etmeyin arkadaslar, hikayemi arkadaşlarinizla paylaşirsaniz çok memnun kalirim. :)
Neye bakmistiki bu çocuk? Hemen gözlerimi kaçirdim. Harun'un yanina gelerek.
"Selamun aleyküm abi, ben Mert. Memnun oldum." dedi.
Harun'da gülerek
"Ve aleyküm Selam bende memnun oldum."
Bana bakinca Mert kafamla selam verdim bende. Harun'un kiskanclik sinyallerini yakmaya hiç gerek yok. Tam o sirada Mustafa Abi'nin esi geldi o sirada mutfak tarzi bir yerden. Çok cana yakin birine benziyordu. Beni görür görmez yüksek sesle
"Ayyy, Harunn sanirsam kiz arkadaşin olmali bu boncuk gözlü." Diyerek boynuma atladi. Bende çok cana olduğum icin sarildim ona.
"Evet, merhaba ablacim ben Türkan." Dedim.
"Masallah Harun bu kadar güzel olduğundan bahsetmemistin."
"Kendin gör diye demedim abla." Dedi gülerek.
İyice utanmiştim yanaklarim al al olmuştu. Harun boyle zamanlarda gözlerimin içine bakardı. Büyük bir aşkla. Sanki iyi ki varsın dercesine. Bende ona öyle ama şuan ortam romantizm yasamaya pek müsait değildi.
Gözlerimle ona daha fazla boyle bakmamasini tembihledim. Gülerek onayladi. Mustafa Abi ile koyu bir sohbete daldi. Aval aval çevreme bakiyordum bir yandan da abla ile muhabbet ediyorduk. Utandigimi farketmiş olacak ki,
"Gel kiz biz içeri gecelim bunlarin erkek muhabbeti çok sıktı." dedi.
Gözlerim Harun'a kaydi gitmem icin basini salladi. Tebessüm ederek karsilik verdikten sonra cantami Harun'a biraktim.
İceri mutfaga gecmistik burasi cok guzel dekor edilmişti. Ev gibiydi resmen. Renkler, dekorda kullanilan eşyalar... Sevda abla oldukça zevkli idi. Kirmizi koltuga oturmuştum, oldukça konforlu idi. Sevda Abla'da yanima oturmuştu. Kadin o kadar şefkatli bakiyordu ki bana birşey dercesine. Gülümseyerek "Abla birşey mi diyeceksin?" dedim. Utana sıkıla "Canim yanliş anlama ama sen çok güzel bir kizsin, Harun sana gore ne bileyim fazla büyük ve.. " cümlenin devamini getiremedi.
"Biliyorum ablacim, arkadaslarimda ayni şeyi soyluyor ama seviyorum onu. Tip olarak da yakiştirmiyorlar ama benim icin yeri çok farkli."
"Anliyorum canim... Beni yanliş anlama ama sadece bir abla tavsiyesi. Sen daha üniversite okuyacaksın. Duygularindan emin hareket et tatlim olur mu?" dedi.
Evet anlaminda başimi salladim. Bozulduğumu anladi ve ortami dağitmak için,
"Dur birer kahve yapalim içeriz degil mi ?" dedi.
"Tabii ki zahmet olmasin ablacim." dedim
"Ne zahmeti balim." dedikten sonra tezgaha geçti.
Kahveleri yapmak icin iki çiçekli fincan çikardi.
Bense dediklerine takilmiştim. Bir bakima doğruydu dedikleri ama ben hoşlaniyordum Harun'dan. Gerçekten bir gün vazgecebilir miydim ondan? Bir başkasi? Yok daha neler kendine gel Türkan. Dünyada binlerce kadin var eşinden kaç yaş kucuk. Hem kimene?! Kafamdaki kara bulutlarim Mert'in sesi ile dağilmişti.
"Sevda ablacik bana yok mu kahve?"
"Gel deli oğlan tabii olmaz mi, senin boyun uzun surdan uzanda bir fincanda kendine çikar bakalim."
Bense utanmiştim. Neye gelmişti bu çocuk. Zikkim içsin cani kahve cekmişmiş.
Sonra bana donerek, "Rahatsiz olmadin değil mi Türkan sizinle kahve içebilir miyim?" dedi.
Sanki içme desem gidecek, fincan elinde tipki azar yemis cocuk gibi yuzume bakiyordu. Kabalik etmenin anlami yoktu.
"Tabii ki buyur, ne demek." dedim.
"İceriye tanimadigim başka insanlar geldi de Harun abiler kaynatiyordu sıkıldim bende." dedi.
"İyi yapmişsin hosgeldin." dedim soğuk nevale gibi. Sevda abla coktan kahveleri yapmiş ikram etmişti bize. Tesekkur ederek kahvemi aldim yudumladim. Çok güzel olmuştu. "Ellerine saglik abla çok guzel olmuş." dedim. Gulerek opucuk atti bana.
Ne kadarda seker kadindi. İstemsiz şekilde gülünce Mert'e dondu.
"Anlat ablasi sen ne yapiyorsun nasil gidiyor?" dedi. Bende kahvemden icip onlari dinliyordum.
"Nasil olsun ablam ayni, bildiğin gibi. Bayadir gelemedim kismet bugune. Bi uğruyayim dedim."
"İyi yaptin, hem Türkan'la tanişmis olduk bak." dedi gulercesine. Bende tebessum ederek basimi salladim.
"Evet ya iyi oldu, tekrar memnum oldum Türkan." dedi.
"Bende memnum oldum." diyerek kahveme çevirdim gözlerimi. Fazlaca utandim nedendir bilmem. Gerci huyum boyle çok utangacim ki ben. Ama bu çocukta birşey vardi istemsizce gozum kaydiginda bana baktigini goruyordum. Rahatsiz olmuştum. Ama misafirdim uslu uslu oturmam gerekiyordu. Tam bu sirada Harun gelmişti mutfaga. Bi an kalbim carpti Mert'de burdaydi inşallah kiskanclik krizlerine girmez diye dua ediyordum. Allah'tan oyle olmadi. Selam vererek güldü.
"Abla biz musadeni isteyelim, daha Türkan'i birakacagim." dedi.
"Aaaa, olmadi ama bu Harun ne guzel oturuyorduk be." dedi uzulerek. Be deyince bi gülme tuttu beni. Aksilik ya en olunmuyacak yerde güleceğim tutar. Mert tekrar kafasini çevirip bana bakti hayran hayran. Farkettim ama bozuntuya vermedim. Harun'u katil edecek bu cocuk.
Daha sonra Harun araya girdi.
"Ablam bende gitsin istemem ama malum, eve gitmesi gerekiyor." dedi. Sevda abla uzulerek bana dondu ve kocaman sarildi. Tekrar gelmemi misafiri olmami istedigini soyledi. Bende memnuniyetle diyerek sarildim ona kocaman. Harun Mert ile tokalaştiktan sonra, "Askım arabayi park yerinden alip geliyorum." dedi ve çikti.
Sevda abla o gidince benden numarami istedi. Acikcasi vermekte biraz cekindim ama kuruntu yapmaya gerek yoktu. Numarami soyledim ve kaydetti. Tam çikacakken mutfaktan Mert'i unutmuştum. Gulerek bana bakiyordu.
Beyaz tenli 1.83 boylarinda bi cocuktu. Kirli sakallari ve hafif cekik gozleri vardi. Allah sahibine bağişlasin yakişikli çocuktu. Gider ayak kabalik etmek gerekmezdi. Onada tebessum ederek, "Hoşcakal Mert." dedim.
"Tanistigima memnun oldum yine bekleriz." dedi masumca gülerek. İnşallah manasinda başimi salladim. Daha sonra salonda bekleyen Mustafa Abi ile vedalaştim. Mert kapiya kadar eşlik etmisti. Harun yeni geliyordu. Kapiyi acip arabaya bindiğimde Harun Mert'e korna calmişti. Oda bize el sallayarak karşilik vermisti.
Mert'den ;
Mustafa abilere gitmekle iyi yapmiştim cünkü cafeye gelen Türkan'in gozleri aklimdan cikmiyordu. Ama aksilik abi dedigim insanin kiz arkadasiydi. Hic anlamam bu kiz nasil bakmişti Harun'a? Arabaya bindiğinde çok üzüldüm. Keşke gitmeseydi... Yapacak birşey yoktu ama umarim yine gelirsin güzel gözlü kız.Emniyet kemerini takarken Harun coktan gaza basmişti. Ona baktiğimda bana bakiyordu.
"Bu gün fazla yalniz kalamadik hayatim ama sıkılmadin değil mi?"
"Hayir canim, Sevda ablalar çok iyilerdi. İyi ki geldik." dedim. Aslinda yalan soyledim. İyisine iyilerdi ama icimde bilmeyen bir gariplik vardi. Harun icin dedikleri canimi sıkmısti. Ama durduk yere kasvetli duygularimi Harun'a bahsetmemeliydim. Yola bakarak " Sevindim meleğim, fazlaca zaman gecirdik saat geçiyor bayagi." dedi.
Suratimi asmiştim eve gitme vakti yaklaşiyordu cünkü. Bunu anlamiş olacak ki devam etti elimi tutarak.
"Bende ayrilmak istemiyorum ama ne yapalim aşkim evlenene kadar boyle. Hem ben yanindayim illa bedenlerimiz yanyana olmasina gerek yok. Sen daima kalbimdesin, canimdasin." dedi.
Bütün kotu hisleri aldi goturdu resmen. Çok güzel konuşuyordu zaten. Sesine cümlelerine hayrandim. Aşkla ona bakiyordum. "Seni seviyorum." dedim.
Elimi sıkıca tuttu. Eve gitmek için yola koyulduk. Zaman cok cabuk geçmisti. İcim buruk bi sekilde gidecektim ama ne yapayim boyle olmak zorundaydi. Eskişehir' e girmistik coktan. Arabayi yavaşça durdurdu. Her zaman indirdiği yere gelmiştik.
Yavaşca bana yaklaşti alnimdan öptü, sonra gözlerimden. "Hadi meleğim dosdoğru eve, seni çok seviyorum tamam mi? Telefonuna dikkat et yakalatma aman deyim. Senden haber alamazsam ölürüm ben."
Yine suratimi astim ve gözlerim dolmuştu. Tekrar gözlerimden öptü. "Kiyamam canimin ici boyle yaparsan nasil gondereyim ben seni? O kocaman gozlerine ağlamak yakismiyor, cok cirkin oluyorsun." dedi beni guldurmek icin. Başarmistida. Koluna vurarak "Eşşek!" dedim.
"Ben eşşeksem sende sipasin." diyerek bağrina basti beni. Kocaman sarildim ona kokusunu icime çektim. İstemeyerekte olsa vedalaştikdan sonra arabadan indim, son kez gitmeden el sallayip opucuk attim. Benim otobuse bindigimi gorene kadar gitmedi. Bindikten sonra oda hizla gaza basip uzaklaşti. Otobuse oturduktan sonra yüreğim daralmişti. Hep boyle oluyordum. Sevmiyordum ayriliklari ben... Canim eve gidip ölü gibi yatmak istiyordu.
Derken evin onune geldim, otobusten inip apartmana dogru yol aldim. Kapiyi caldim babamdi kapiyi açan.
"Hoşgeldin, geç kaldin." dedi.
"Test çozduk baba, sinav yaklaşti ya ondan hizlandiriyoruz calismalari." dedim.
"İyi iyi hadi bakalim." dedi
Allah'tan sorun olmadi. Kizmadi babam. İçeri gectim annem yine miss gibi yemekler yapmişti. Ama aç değildim. Çok yorgun olduğumu uzanacagimi söyledim.Kendimi yatağima biraktim. Nasilda yorulmuştum. Telefonu cikardim yastigin altina koydum. Yumusacik yastigima sarildim. Huzura kavuştum sanki. Hava karariyordu zaten odam loş olmuştu iyice mayişmistim. Derken gozlerim ağir ağir kapaniyordu... Uyurken bana bir masal anlat baba şarkisi caliyordu açik kalan radyomda...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzüm Sende Kaldı.
ChickLitİlk hikayem olmakla beraber yorumlarinizi eksik etmeyin.. Benim için çok kiymetli şimdiden çok teşekkurler :) Bu hikaye yaşanmiş olmakla beraber karakterlerin adi farklidir..