Merhaba ben Türkiye'den Almanya' ya göç eden lojistik şirketi olan bir ailenin en küçük kızı Katre, bu kısa öyküde mutluluğu ararken neler yaşadığımı beraber göreceğiz. Ben mutluluğumu buldum ya siz? Bulamadıysanız hadi beraber bulalım. Ben Almanya'da doğup büyüdüm. Türkiye düşmanı bir ailem olsa da bir Türk okulun da okudum ve birincilikle bitirdim. Bütün aile ve cemiyet dünyasının aklıyla marifetiyle parmakla gösterdiği kişi oldum. Ailem bir eğitim daha aldıktan sonra şirketimizin başına geçmemi istiyorlar. Bunun benim isteğim bir mesleğin olmadığı kesin. Benim istediğim nenemin bana küçükken yaptığı gibi güzel yemekler yapmak istiyorum fakat kabul eden bir ailem yok. Kabulü geçtim başka bir iş düşünmem bile yasak. Hatta ailemle ilk ve son en büyük kavgam meslek seçimim yüzünden olmuştu. Ben bir bireyim kendi kararlarımı kendim verebilirim. Dedem sinirle hayır küçük hanım ben yaşadığım sürece benim istediklerimi yapacaksın. Senden istediğimiz bölümü oku şirkette çalışmaya başla. Annem direk araya girmişti. Tamam, baba Katre sadece fikrini söyledi. O hatasını şuan anladı bizim istediğiniz bölümü okuyup şirketin başına geçecek. Bu durum için mutlu değilim ne yani zengin olmak okulda birinci olmak yeterli mi mutlu olmak için tabi ki de yeterli değil. Benim hayalim iyi bir aşçı olmak dünyadaki bütün lezzetleri denemek. Şımarıkça dediğinizi duyar gibiyim hayır şımarıkça değil. Zenginler genelde yapmacıktır. Parasıyla her şeyi alacaklarına inanırlar. Ama bu sefer yanlış yoldalar bunu yapan ailem bile olsa mutluluğumu aramama engel olamayacaklar. Ben mutluluğu arayıp bulacağım. O yüzden size bir şey söyleyeceğim ama aramızda ailemden gizli Türkiye'de bir kurs kazandım. Kursa başlayayım birde geçici iş buldum mu, benden mutlusu yok bu hayatta. Peki, yaşam neydi. Mutluluk için çalışmak mı, yoksa çalışırken hissettiğimiz güzel duygular mı? Çoğumuz çalışırken mutluluğu buluruz. Ve ben Katre çoğunluğun içinde yalnız olanım gülerken bile bozulmasından korkarım. Gülmek derken fazla gülmek hüzün getirir mi? Dedim ya Katre ben. Takmadığı kadar takan güldüğünden daha fazla ağlayan. Hayatımda bir şeylerin eksik olduğuna inanıyorum. Üzülmüyorum çünkü ben mutluluğu arıyorum ve bir gün mutlaka bulacağım.
Ve işte geldim. İstanbul'dayım ama sanırım burada yaşanacaklar pek beklediğim gibi gitmiyor ailem beni Amerika da lojistik üstüne bir eğitim alıyorum sanıyorlar. Ben Türkiye'de aşçılık ile ilgili bölümüne kayıt yaptırdım. Sanırım mutluluğu burada da bulamadım. Çünkü ilk günden birçok şey ters gitti. Yurt başvurum onaylanmadı, sandığımdan daha zor iş bulacağım. Ne deniyordu hayat bizim düşündüklerimiz değil yaşadıklarımızdır şuan bu cümle eşittir ben diyebilirim. Kayıt sırasında bir kızla tanışmıştım adı Esra iyi birine benziyor. Sıcakkanlı neşeli bir kızdı. Biraz sohbet ettik İstanbul'u yeni geldiğimi söylemiştim. Lazım olabileceğini düşünerek numarasını verdi yardıma ihtiyacım olursa arayabilirsin demişti. Bende aradım kalacak yer bulmadığımı ne yapmam gerektiğini bilmediğimi anlattım. Oda evde tek kaldığını onunla kalabileceğimi söyledi ve evin konumunu attı. Evine vardığımda çok samimi karşıladı. İstediğin kadar kalabilirsin burası senin de evin sayılır. Hoş geldin yeni evine. Evinde siyah iki koltuk krem perdeler çok eski sayılmayacak derece bir masa onun üstüne kurs için hazırladığı kitaplar vardı. Odamı gösterdi burası kullanmadığım bir odaydı sen arayınca topladım ama iyi olmadı eşyanı koyma beraber küçük bir temizlik yaparım. Beraber odayı temizledik. Odamda çok yeni sayılmayacak bir koltuk vardı. Onun üstüne bir çarşaf serdik yorgan ve yastık koyduk. Küçük eski bir şifonyer vardı, birde kahverengi sehpa takımı vardı. Kahve yapıp salona geçip oturduk. Burası Esra'nın ilk yurttan çıktıktan sonraki eviymiş ev sahibinin durumu çok kötü olmadığından dolayı eve hiç zam yapmamış. Biraz sohbet falan iyi anlaştık ikimizin de ruhunda yaraları vardı. O anlattı ben dinledim. Birkaç gün geçti kurs başladı ben bir yandan iş bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞİMİN SU DAMLASI
Teen FictionBütün hikayeler mutlu bitmeliydi sonu ölüm olsa bile 💧