Harry'nin GözündenSaat 6.46
Yaz geliyor. Hermione'yi çok özleyeceğim. Hem o neredeydi ki? Kaç gündür yok. Son bir defa görmek istiyordum. Ron'un Gryffindor ortak salonunun merdivenlerinden indiğini gördüm. Gözlerini açamıyordu. "Napıyorsun bu kadar erken saatte" diye sordu. "Hermione.." dedim. Ron "Hermione ailesinin yanına gitti, merak etme." dedi.Bir anda ateşin önünde Hermione belirdi. Ayağa fırladım. Yanına sarılmak için yavaşça yaklaştım. Kollarımı açmıştım. Üstüme atlayıp bana sarıldı. "Seni seviyorum" diye fısıldadı. Daha sıkı sarıldım. Ron'un ayak seslerinin uzaklaştığını duydum.
Bütün gece uyuyamamıştım. Yatağa gittim.
Saat 8.21
Aşağıdan Ron ve Hermione'nin sesleri geliyordu. Tartışıyorlardı..H: Onu burada bırakıp gidemem!
R: Başka seçeneğin yok!Ayak sesleri duydum. Uzaklaşıyorlardı. Kapı açılıp yüksek sesle kapandı. Aşağı indim. Ron ateşin önünde oturuyordu.
H: Noldu?
R: Gitti.
H: Neden izin verdin?
-Ron ayağa fırladı-
R: Başka seçeneği yoktu!Ron öfkeyle yukarı çıkmaya başladı. Omzuma vurup gitti. Aşağı doğru yavaşça indim. Kapı açıldı. Hermione yere bakarak üzüntüyle yavaşça içeri girdi. Merdivenden aşağı koştum.
Ha: İyi misin sen?
He: -burnunu çekti- İyiyim ben.Bana sıkıca sarıldı.
Ha: Bugün son gün. Büyük salonda Dumbledore birazdan konuşma yapacak. Giyinsek iyi olur. Hermione yavaşça kollarımdan ayrıldı. Gözlerini silip merdivenden yukarı çıkmaya başladı.
Giyindikten sonra birlikte büyük salona gittik. Ron orada hüzünlü oturuyordu. Düşünüyor gibiydi. Birlikte karşısına oturduk. Kimse birşey söylemedi. O anda Neville geldi. Hermione'nin yanına oturdu. Bitkibilim hakkında konuşmaya başladılar. Fısıldayarak "Psst, Hermione! Hermione!" Bana döndü.*fısıldayarak*
He: Ne var!
Ha: Gel gidelim. Konuşmamız lazım.
He: Peki geliyorum..."Pardon Neville."
Büyük salondan çıktık birlikte. Kızlar tuvaletinin kapısının önünde durduk. Hermione hiçbir şey söylemedi.He: Ee? Ne konuşacağız?
Ha: Ben değil sen konuşacaksın.
He: Ne dememi bekliyorsun?!
Ha: Bana olanları anlatmanı bekliyorum!
He: Ailem! Tamam mı? Ailem!Hermione yüzünü kapattı. Burnunu çekti. Ona sarıldım. Kulağına yaklaştım, "Kaçalım" diye fısıldadım.
He: Ne?
Ha: Kaçalım. Gidelim buradan.Elini tuttum ve Gryffindor ortak odasına doğru koşmaya başladım. İçeri girdiğimizde Hermione ateşin yanındaki koltuğa oturdu. Ben de ateşin yanına gittim. "Sirius! Sirius!" Ateşin ortasında Sirius'un kafası belirdi.
S: Harry! Görmeyeli uzun zaman oldu!
Ha: Evet, Sirius. Bir şey sormak istiyorum.
S: Sor, Harry.
Ha: Şahgaga'yı alabilir miyim?
S: Tabi ki Harry.Sirius'un yüzü kayboldu. Öbür koltuğa oturdum. Birkaç sessiz dakika sonra Şahgaga pencerenin önünde durdu. Pencereyi açtım. Şahgaga'ya bindim ve Hermione'ye elimi uzattım. Utanır bir şekilde yere bakıp gülümsedi ve elimi tuttu. Binmesine yardımcı oldum. "Sıkı tutun." Sırtıma sıkıca sarıldı. Şahgaga havalandı ve gün batımına doğru uçtuk.
SON :-)
Bütün okuyucularıma vote ve yorumlar için teşekkür ederim :-)
Tekrardan söylüyorum, kötü niyetle yazılmadı. Harmione'yi shiplemesem de Potterhead'im. Asla kötü niyetle (dalga geçme, hakaret, vs.) hele Harry Potter'la ilgili bir fanfic-fanfic olmasına da gerek yok yani-yazmam. Kitabı beğenmediyseniz yapmanız gereken tek şey kütüphanenizden kaldırmak :-)
Öbür kitabımı da okuyabilirsinizz :-)
Öptüm hepinizi :-*