''Abi gerekli izinleri almadan bu aracı takip etmemi istedin. Bir şekilde buldum ancak bana bir söz ver. Hiçbir şekilde beni satmayacaksın. Çünkü bu bilgiyi sana verdiğim duyulursa sadece ben değil bir çok kişi en iyi ihtimal işinden kovulur. Bak bu en iyi ihtimal. Tamam şimdi son konumu sana Whatsapp'dan gönderiyorum. Oradan aracı bulabilirsin. Araç bir süredir orada duruyormuş. Bir yere git...'' Adam telefonu kapattığı gibi taksiye bindi ve konuma gitmeye başladı. Yol boyunca adam dua etmeye başladı. Tek istediği karısının iyi olmasıydı. Başka bir şey istemiyordu. Bir yandan da umutluydu onu bulmuştu. Tek yapması gereken belirtilen yere gitmekti.
Adam taksiden indi. Ancak karşısında koca bir üniversite bulunuyordu. Nasıl bulabilirdi ki burada onu ? Sonra güvenlik onu almamaya çalıştı. Sonuçta giriş için izni yoktu. Adam güvenlikle tartışmaya başladı. Sonra bunun koca bir vakit kaybı olduğunu anladı ve içeri daldı. Koşarak etrafı gezmeye başladı. Siyah araç onu bulmalıydı. Her şeyin kaynağı oydu. Sonra birden karısının karnındaki yarığı hatırladı. Öğrencilere tıp fakültesini sordu. Koşmaya devam etti. Sonunda siyah aracı gördü. Tam karşısındaydı. Tıp fakültesinin arka kısmındaydı araç. Kapıdan içeri girdi ancak orada onu bir adam durdurdu. Takım elbiseli bir adamdı. Belindeki silahı gördü adam sonra ona karısını aradığını söyledi. Silahlı adam hiçbir şey demeden onu kapıdan dışarı attı ve kapıyı arkadan kilitledi. Adam sinirden delirmek üzereydi. Ancak o silahlı adamın siyah araçla ve bu olaylarla ilgili olduğunu düşündü. Sonra o adamın karısını tehdit ettiğini ve zorla araca bindirdiğini düşündü. Belki ona zarar bile vermiştir. Adam bu düşüncelerle kalbinde yeni bir duygu hissetti. Öfkeye benziyordu ancak normal bir öfke gibi değildi. Sanki çığlık atsa ejderha gibi ateş püskürebilirdi. Sonra tıp fakültesinin ön kapısına yöneldi. Öğrenci girişinden içeri girdi ve tahminen o adamla karşılaştığı yeri bulmaya çalıştı. Bir odaya daldı. Oda bir sınıfa çıktı, odada kimse yoktu ancak bir neştere gözü takıldı. Küçüktü ve aşırı keskindi. O anda yapması gerekeni anladı. Odadan çıkıp yola devam etti. Bir merdivenden aşağı indi. Adamla karşılaştığı o kapıya geldi. Sonra koridordan sola döndü. Döndüğü anda adamı gördü. Hemen duvara siper aldı. Silahlı adam bir kadınla konuşuyordu. Kadın uzaklaştı. Silahlı adam koridorda öylece duruyordu. Adam siper aldığı yerde düşünürken zamanının ne kadar daraldığını hissetti. Çok vakit kaybetmişti. Beklemenin anlamı yoktu ve ne yapması gerektiğini anladı. Silahlı adama doğru yürümeye başladı. Adam onu görünce sinirden yüzünün şekli değişti.
''Seni daha önce kovmadım mı neden geri geldin ? Sanırım ölmek istiyorsun ha!'' Bunları söylerken adam sessizce ona doğru yürüdü ve bir anda adamın elinin tabancaya gittiğini görünce neşter ile adamın gırtlağını kesti. Silahlı adam neye uğradığını bile anlamadan boğazını tutarak yere kanlar içinde düştü. Adam dehşet içinde yere düşen adamın boğazına baktı ve o küçücük aletin adamın boğazında nasıl kocaman bir yarık açtığını şaşırdı. Adam gırtlağından çıkan sesler ile yerde can çekişiyordu. Adam donakalmış bir şekilde kanlar içindeki zavallıyı izliyordu. İki adam da dehşet içindeydi. Biri ilk defa birinin canını almıştı diğeri ise yerde kıvranarak can vermişti. Sonra adam kafasının içinde bir ses duydu. ''Koş!''
Adam koridorun sonuna kadar koştu. Koridorun sonunda çift kapılı bir oda gördü. İşte o oda olduğunu anladı. Kapıdan içeri hızla girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gri Dünya
ActionWattpad için yazılmış kısa bir hikayedir. Bir adamın başına gelen ve onu çaresiz bırakacak zaman paradoksu ile ilgili bir hikayedir.