brother and sis | yeonkai

yeonjun

Son ders Almanca'ydı, Bayan Cruise'u her zamanki gibi kimse dinlemiyordu. Kai sağ tarafından gelen fısıltı ile o yöne döndü. 

"Soobin'e sorsana kaç dakika kalmış?" 

Sınıftaki saat bozulduğundan beri herkes saati Soobin'e soruyordu. Soobin onlara saatlerini getirmelerini söyleyip rahatsızlığını belirtmişti ama bazıları sormaya devam ediyordu, bunlardan biri de Choi Beomgyu'ydu. Kai başını sallayıp yanında oturan Soobin'e döndü.

 "Beomgyu kaç dakika kaldığını soruyor ama bence seninle konuşmak için bahane arıyor."

"Ugh, ona zaten umutlanmamasını söylememe rağmen beni dinlemiyor, neyse. Ve daha yirmi dört dakika var." 

Kai kafasıyla onaylayıp Beomgyu'ya dönüp fısıldadı.

"Yirmi dört dakika var."

Beomgyu oflayıp önüne döndüğü sırada kapı tıklatıldı. İçeriye küçük bir çocuk girdi.

"Kai Kamal Huening burada mı? Bayan Theron çağırıyor."

 Kai Bayan Cruise'un onay vermesiyle ayağa kalktı ve kapıya doğru ilerledi, üzerindeki bakışları hissediyordu. Okulun iki yanındaki ilkokul binasına gittiğinde kapıda Bayan Theron, dün gördüğü küçük kız ve abisi(?), ve en önemlisi Jungwon onu bekliyordu. Kai utangaç bir tavırla yaklaştı.

"Bir sorun mu var?"

Bayan Theron kafasını sallayıp kazanan güreşçilere yapıldığı gibi Jungwon ve küçük kızın kolunu tutarak bir adım öne ilerletti. 

"Kai, biliyorsun ki Jungwon her ne kadar yaramaz olsa da zeki ve akıllı bir çocuk. Ama bu sefer ikisi de affedilmeyecek bir şey yaptı. Yeonjun, aynı şey Minji için de geçerli."

Yeonjun.

Yabancının adı bu muydu? Bu kadar güzel bir isim, kendine bakmayan birisi. Ona tekrardan göz gezdirdiğinde dün giydiklerinin aynılarını giydiğini farketti. Bol bir tişörtün üzerine ekose bir ceket geçirmiş, altına ise yırtık bir pantolon giymişti. 

"Kai! Kai Kamal, beni duyuyor musun? Dersime devam edeceğim, siz kendi aranızda konuşun."

Kai düşüncelerinden arınarak kafasını salladı. Bayan Theron gittiği anda Yeonjun'un derin sesi kulağına ilişti. 

"Fotoğrafımı çekseydin bir de?"

"Ha- ne?"

"Diyorum ki gözlerini benden alamıyorsun anlaşılan."

Kai vücudu değişik tepkiler verirken kızardı.

"H-hayır Yeon- uh ismini mi kullandım.. Ah, özür dilerim şey-"

Kai sonunda gözlerini sıkıca yumarak yabancının adının ağzından dökülmesine izin verdi.

"Yeonjun-ssi."

Yeonjun gözleri ince bir çizgiye ulaşana kadar gülümsedi.

"Hey, çok tatlısın."

Kai'nin yüzü daha da kızardı, Jungwon ve Minji ise onları anlamsız bakışlarla izliyordu. Minji Kai'i işaret ederek konuştu.

"Abin niye bu kadar kırmızı Jungwon?"

Zilin çalmasıyla Kai gergince kıkırdadı ve Yeonjun'a döndü. 

"Ben Jungwon'a evde gerekli uyarıyı yapacağım, şimdi gitmemiz lazım. G-Görüşürüz."

Yeonjun göz kırparak gülümsedikten sonra Kai beceriksizce Jungwon'un elini tutup diğer tarafa döndü ve yürümeye başladılar.

Demek yabancının adı Yeonjun'du.