1. BÖLÜM

35 15 5
                                    

Her şeyden ve herkesten çok yorulmuştum. Ama en çokta beni üzenin ailem olmasıydı. Son yaptıkları şey beni bitirmişti. Beni hiç istemediğim birine vericeklerdi. Ben evlenmek istemiyordum. Bunun için elimden ne geliyorsa yapıcaktım. Gerekirse ölümü bile göze almıştım ama o iğrenç insanla evlenmicektim. Ormanda hayvanlar görse onlar bile korkup kaçarlar ben nasıl evlenirim onunla.

Daldığım düşüncelerden kurtulup odanin içinde dönüp durmaya başladım. Bu adamdan kurtulmak için bir şeyler yapmalıydım. Ama yapicak bir şey bulamıyordum.
Annemin odama girmesiyle yine dalmış olduğum düşüncelerden kurtulmuştum.

"Hadi kızım sen daha hazırlanmadın mı? Gelmek üzerelerdir hazırlan çabuk."

"Ya anne ne hazırlanması ben o orman kaçkınıyla evlenemem."

"Babanı biliyorsun kızım elimden bir şey gelmiyor gelse hemen yapardım. Çok inatçı bunu sende çok iyi biliyorsun. Seni bi kere o adama vermek istedi artık kimse bu kararından vazgeciremez onu."

"En azından bir şeyler söyleyebilirsin anne ona hiç bir şey söylemiyorsun."
"Söyledim kızım ama beni dinlemiyor biliyorsun. Zaten şu saatten sonra hiç kimseyide dinlemez. Hadi hazırlan."

Annem bana son bana bi süre bakıp odadan çıkmıştı. O da üzülüyordu Farkındaydım ama bu durum beni daha çok üzüyordu. Allahim ben ne yapıcaktım. Kendimi yatağa atip ağlamaya başlamıştım. Bu durumdan kurtulmalıydım.

Bi süre yatağımda ağladıktan sonra babamın sesini duyunca kalkıp hazırlanmaya başlamıştım. Hiç güzel görünmek için uğraşmamıştım. Üzerime siyah dizlerime gelen bi elbise giyip saçlarımı da açık bırakmıştım. Çünkü ağlamaktan gözlerim kıpkırmızıydı.
Bu zamanda görücü usulü evlilik mi kalmıştı ya.
Allahım sana geliyorum kurtar beni nolur.

"Belizz!! Buraya gel kızım."
Annemin sesiyle yine kafamın içindeki düşünceleri kovup bu evlilik olmasın diye Allaha dua ederek annemlerin yanina geçtim.
Kapıda bekliyorlardı. Keşke kapı hiç açılmasa geri gitseler içeri giremeseler.
Ama ne kadar istemesemde o kapıyı ben açmıştım. 

"Hoşgeldiniz."
Gülümsemiştim ama tamamen sahteydi ne kadar inandırıcı olduğunu bilmiyorum ama. O şahsın babası evet o şahıs diyorum çünkü ismini bile bilmiyorum. Ne kadar komik demi beni istemeye geliyorlar ama ben çocuğun ismini bile bilmiyorum.

"Hoşbulduk kızım."
Dedi ve içeri geçtiler.
O şahısta bana çiçek getirmiş. Çiçeklere yazik ya benim yüzümden bunu çekmek zorunda kalmışlar. Zavallı çiçekleri alıp vazoya koydum. Çiçekleri seviyordum. Onlar hep böyle güzel kalmalılar.
Mutfakta oturuyordum ve onların sohbetlerinin bitmesini bekliyordum.
Acaba kahvesine zehir filan mi koysaydım dicem ama o kadar da vicdansız değilim.
Annem birden mutfağa girdi.
"Hadi kızım kahveleri yap sen."

"Emriniz olur!"
Moralim çok bozulmuştu ve hiç bir şey keyfimi yerine getiremezdi.
"Hadi kızım lütfen."
Ne kadar istemesemde yapmaya başlamıştım.
Diğerlerinin kahvesini yapıp o şahsa geçmiştim. Elime geçen baharatlardan tuzdan doldurabildiğim kadar doldurmuştum.

"Ne yapiyorsun kızım zehirlenicek çocuk. Bu kadar da olmaz."
"Maalesef o kadar da vicdanlı değilim. Her neyse anne karışma bana."
Annem bana ters bi bakış atıp içeri geçti.
Her şeyi hazırlayıp içeri geçtim kimsenin yüzüne bakmadan kahveleri dağıtıp çıktım o şahsın yüzünü bile görmek istemiyordum. Midemi bulandırıyordu.
Ama o kahveyi içtiği anki yüz ifadesini de çok merak ediyordum. Kenara geçip bekledim.
Kahveden bir yudum aldı. Belli etmemeye çalışıyordu ama herkes farkındaydı. Kızarıp morarmaya başlamıştı bense gülümseyerek mutfağa geçmiştim. İstediğim tam da buydu.
Tam oturmamla annem beni içeri çağırdı.

"Beliz buraya gel kızım."

Bende salona geçmiştim. Gözüm bi an o şahsa kaymıştı. Bana pis pis gülümsüyordu. O an suratına iki tane geçirmek geldi içimden. Ahhh burda kimse olmasaydı ben bunun hesabını sorardım ya ben sana.

"Efendim sebebi ziyaretimiz belli kızımız Beliz'i oğlumuz Kenan'a istiyoruz." Neden kimse bana sormuyordu. Neden bizim için iyi olduğunu düşünüpte bizim için olabilicek en kötü şeyi yapiyorlardi.

"Bize de büyükleri olarak onlar için en iyi kararı vermek düşer." Babam biraz bekledi ve bana son bir kez bakarak o iki kelimeyi söyledi.
"Verdim gitti"

Aslında babam öldün, bittin demek istiyordu. Hayatım kararmıştı artık. Bugün benim bittiğim gündü.



Bu bölüm bu kadar arkadaslar umarim begenirsiniz.🤗🤗🤗


Hepinize ❤❤❤❤

ORMANDA'Kİ IŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin