Uzun bir aradan sonra ilk defa birbirlerini görmüşlerdi. Başta tanıyamadılar sonra yavaşça birbirlerine yaklaştılar. Ve gözgöze geldiler. Sanki o anlık herşey durmuştu ve Kerem: Sen osun,dedi. Meryem'in kalbi kıpır kıpır oldu. Meryem: Evet benim,dedi. Bir süre bakıştılar.Kerem: Bir kahve fincan ısmarlayabilirmiyim?dedi. Meryem kafa salladı. Bir kafeye gittiler.
Uzunca bir sohbet 20 yılın özlemi... Bir anda telefon çalar. Kerem telefonu açar. Bir anda havaya fırlar ve son sürat eve gider. Meryem ne olduğunu anlamaz ve Keremin peşinden gider. Kerem eve geldiğinde bir de ne görsün babası yerde kanlar içinde yatıyor. Yüzü bembeyaz olur. O sırada Meryem gelir ve Keremin babasının halini görür ve çığlığı koparır. Sonra içeriden bir ses gelir. Oraya giderler. İçeriye girdiğinde Meryem abisini bağlanmış şekilde görür ve: Ne oluyor burada?der.
Keremin annesi Seher Hanım: Bu şerefsiz öldürdü,der. Kerem katile saldırır. Diğerleri Keremi sakinleştirmeye çalışır. Meryem ise ağlayarak:Neden yaptın?diye bağırır. Abisi Hikmet: Keremi uyardım,bana borcunu ödeyecekti,dedi. Meryem üzüntüden bayılır. O sırada içeri polisler girer ve adamı alırlar. İlk mahkemeden sonra ceza evine atılır. Meryem ve Kerem gene ayrılırlar.
Aileleri karşı gelir bu ilişkiye. Ayrılmadan önce Kerem: Biz abinle kavgalıydık ama ben o adamın senin abin olduğunu bilmiyordum. Bana bahsetmemiştin. Yoksa bunları sanada banada yaşatmak istemezdim. Artık olan oldu Allah'a emanet,der. Meryem: Bende bilmiyordum size borç verdiğini. Evde bahsediyordu birilerinin bana borcu var diyordu. O kişilerin siz olduğunuzu bilmiyordum,der ve ekler: İnşallah bir gün yine karşılaşırız. Sende Allah'a emanet ol,der ve ayrılırlar. İkiside biliyordur ki kader onların yolunu bir daha çakıştırcak.