0 | are you scared?

488 41 202
                                    

-
⚠ tw : mide bulantısı, kusma, kan, cinayet, katil, kriz/atak
-
-
-
-
-
-
Gözlerinden süzülen yaşlarla beraber sırtını kapıya yasladı Felix. Kalbi deli gibi çarpıyor, vücudu titriyordu. Kaçıncı geceydi bu? Kaç gecedir bu korkunç çığlıkları duyuyordu? Yalvaran feryatların ardı arkası ne zaman kesilecekti? Ne zaman ona inanacaklardı? Karşı komşum bir katil ve ona aşığım.

Kalçası soğuk fayansla buluşurken dudaklarından istemsiz hıçkırıklar firar etti. Nefesi kesiliyordu, sağır olmak, daha fazla bütün bunları duymamak istedi. Peki ya beni ne zaman öldürecek?

Derin derin iç çekerken ciğerleri acıyordu. Sesler azalarak kesildiğinde midesinin bulandığını hissetti. Bedenine gelen anlık güçle ayaklandı ve kendini banyoya attı. Sarı saçları önüne düşerken, elleri sıkı sıkı klozetin kenarlarını kavramıştı. Zaten doğru düzgün hiçbir şey yiyemezken, midesindeki her şeyi gün sonunda boşaltmak acı vericiydi. Tıpkı boğazı gibi gözleri de yanıyordu. Yeniden kusacak gibi olunca seslice öğürdü, fakat herhangi bir sonuç çıkmadı.

Klozetin kapağını kapatarak ayağa kalktı, ardından sifonu çekti. Titreyen eli musluğun bataryasına giderken işittiği sesle durakladı. Kanı donmuştu. Siyah çöp poşetinin içindeki kimin olduğunu bilmediği cesedin, sertçe çekilerek merdivenden indirilmesi kanını dondurmuştu.

Pat... pat... pat...

Cesetle torbanın birleşiminden çıkan ses yeniden midesinin bulanmasına neden oldu. Fakat kusamayacağını biliyordu. Usulca suyu açtı ve yüzünü yıkadıktan sonra ağzını çalkaladı.

Evin içinde deli gibi telefonunu ararken bu sefer de dışarıdan sürüklenme sesleri geliyordu. Tam zamanıydı. Bu sefer emindi. Apartmandaki herkesin bu ana şahit olduğuna emindi. Telaşla kendi dairesinden çıktı, burnuna kan kokusu doldu. Başı döndü. Hızla eliyle burnunu kapatırken üst kata çıktı. Sertçe kapıyı çaldı, açan olmadı. Nasıl uyanık olamazlar? Ben en ufak bir tıkırtı yapsam tüm bina kapıma dayanır, burada cinayet işleniyor ama kimsenin ruhu duymuyor.

İçinde büyümeye devam eden korkuyla başka bir kapıya ulaştı yumrukları. Var gücüyle vuruyordu yine. Yine açan yoktu. Bacaklarındaki derman tükenmeden üst kata çıktı, bu sefer hem zile basıyor hem de çelik kapıyı yumrukluyordu. Herkes ölüm uykusunda mı?

Bütün bunları kaldıramayan midesi yine bulandı. Elini ağzına siper ederken basamakları atlayarak merdivenden inmesi az daha düşmesine yol açıyordu. Apartmanın içinde yankılanan dış kapının sesiyle bedenini kendi dairesinin olduğu kata bıraktı. Daha fazla kusma isteğini bastıramamıştı. Boğazı yanarken tekrardan boşalttı içindekileri.

O anda uzun saçlarında bir dokunuş hissetti. Bir el... Sıkı sıkı yumduğu gözleri dehşetle sonuna kadar açılırken içini serin bir ürperti kapladı. Saçları el tarafından yavaşça arkada toplanırken kaskatı kesilmişti. Nefes dahi alamıyordu. Yutkunamadı. Boğazına oturan yumru yutkunmasına izin vermedi.

"Korktun mu?"

Kulağında hissettiği sıcak nefes midesinin kasılmasına neden olurken kalbinin ne kadar hızlı çarptığını artık fark dahi edemiyordu. Birkaç saniyenin ardından küçük bir fısıltı daha ulaştı kulaklarına.

"Üzgünüm, bebeğim. Sanırım biraz ortalığı fazla kirlettim ve bu mideni bulandırdı."

"..."

Ufak bir kıkırtı bıraktı arkasındaki bedenin sahibi.

"Merak etme, tatlım. Birazdan temizleyeceğim. Sabaha bir şey kalmaz."

"..."

Aldığı cevaplardan tatmin olan adam, Felix'in saçlarındaki elini geri çekti. Fakat sıcak nefesi hala daha onun kulağına çarpıyordu.

"Yorgun olmalısın. Neden bu saatte uyanıksın, güzellik? Hadi gel, seni yatıralım."

Kolları nazikçe Felix'in bedenine sarmalanıp, kucağında taşımaya niyetlenmişti ki, genç adamın zihninde şimşekler hatta yıldırımlar çaktı ve kalan son gücüyle kendini onun ellerinden kurtardı. Can havliyle dairesinin açık bıraktığı kapısından içeri attı kendini ve kapıyı hızla çarptı. Bütün kilitleri titreyen elleriyle kilitlerken dışarıdan gelen kıkırtıyı duyuyordu.

Bütün kilitler sonuna kadar kilitlendiğinde omzunu kapıya yasladı ve bedeni kayarak yeniden o soğuk fayansa düştü.

Bir adım... iki adım... üç adım...

Katille arasında sadece vücudunu yasladığı kapı kalmıştı. Çok tuhaftı. Bir sürü cinayet işleyen bir insanla arasında sadece çelik olmasına ve kilitlerine güvendiği bir kapı vardı.

Tık... tık... tık...

Adam üç kere usulca tıklattı. Felix'in beyninde yankılandı bu üç küçük tıklama.

"Üzüyorsun ama beni Lixie? Sana hiç zarar verebilir miyim ben? Ama sana zarar veren herkesi öldürebilirim."

"..."

"Korkma."

Ardından adım sesleri karşı daireye ulaştı. Gecenin geri kalanındaysa Felix olduğu yerden kalkamadı. Sadece kulaklarını tıkadı ve apartmanın içinde sürüklenen paspasın sesini bastırmaya çalıştı.

Midesi hala bulanıyordu.

-
-
-
-
-
-
Ben yine bir seyler yazdim ama nasil oldu hicbir fikrim yok...

Umarim begenmissinizdirrr💘💘💘

Haftada bir ya da birkac gunde bir bolum atmayi planliyorum...

Neyse kendinize iyi bakin ask bahcelerim.. öpüldünüzzz💘💘

don't blame me | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin