Birden uyanmıştım, alnımdan soğuk soğuk terler dökülürken, kalbim hızla atıyordu. Nefes almaktada güçlük çekiyordum.
Rüyamda onu görmüştüm. Gecenin sessiz karanlığında, dar ve uzun, ıssız ve sessiz bir sokakta yürürken, biraz uzakta sokak ışığının arkasında, siyah bir silüet görmüş gibi olmuştum. Görmezden gelip yürümeye devam ederken birden sokak lambası sönmüştü...
Önümü zar zor görürken, birden gürültülü bir motor sesi ile, arkamdan göz kamaştıran ışık belirdi, arkamı dödüğümde gözlerimi kamaştıran ışığın, arkamda siyah bir arabanın uzun farları olduğunu farketmiştim..
Duraksamıştım. Sadece arabayı izliyordum. Arabaya bakınca, dar ve uzun sokak, dahada daralmaya ve uzamaya başladı. Artık oraya sokak denilemezdi ne binalar vardı, ne kaldırım, ne ışık. Hepsi birer birer yok olurken, sokak sadece uzun ve dar bir koridora dönüşmüştü...
Arabanın gaza basması ile yere sürten lastiklerin ve araba motorunun şiddetli sesi ile kendime gelmiştim. Araba bana doğru hızla gelirken, koşmaktan başka yapabilecek hiç birşeyimin olmadığını fark etmiştim.
Gecenin aydınlattığı sokakta ne kadar tüm gücüm ile koşsamda araba gittikçe yaklaşıyordu.
Koşuyordum ve sadece arkamdaki arabaya bakıyorken, önümü kesen duvarı fark etmemiştim. Duvara çarpıp yere düşmüştüm. Ve o zaman hiç kurtuluşumun olmadığını anlamıştım.
Araba hala bana doğru geliyorken yerde umutsuzca gökyüzünü seyrediyordum, son bir kez dolunaya baktıkan sonra gözlerimi kapattıp ölmeyi beklemeye başlamıştım fakat hiç birşey olmamıştı. Gözlerimi açtığımda sokak eskisi gibiydi.