"Nereden başlamam gerektiğini tam olarak bilemiyorum..." dedi Seungmin.
"Bay Kim, olayları başından itibaren, oynama yapmadan anlatmanızı tavsiye ederim. Böylelikle bir hakim olarak adaleti sağlayıp doğru karar verebilirim." dedi ağır ceza hakimi Seo.
Sahi, Seungmin buralara nasıl gelmişti? Geçen sene ona 'Psikoloğun sana deli gibi aşık olacak ve sen onu sevmediğin için seni öldürmeye çalışacak' deseler katıla katıla gülerdi.
"Tamam o halde, her şey şöyle başladı; yaklaşık altı ay kadar önce borçlarından kaynaklı evimize gelip babamı öldürmüşler. Ben eve geldiğimde ise babam yerde kanlar içinde yatıyordu. Pek üzülmedim, yanlış anlaşılmasın. Babam kumar parası için beni para karşılığı birlikteliklere bile zorlamıştı, kendisini hiç sevmezdim kısaca. Bu yüzden yas tutma dönemim de oldukça kısaydı. Ancak ölümünden iki hafta kadar sonra geçer diye beklediğim bazı şeyler geçmedi.
Her yerde ceset, kan görüyordum ve dayanılmaz hale gelmişti. Ben de bir psikoloğa gitme kararı aldım. Psikoloğum ise maktul Christopher Bang idi.
Kendisine yaklaşık bir bir buçuk ay kadar gitmiş ve bu durumu aşmış, atlatmıştım. Zaten ruhen güçlü bir kişiliğim ve yapım olduğu için zorlayıcı ve uzun bir dönem sürmemişti.
Durumum iyiye geldiği ve düzeldiği için Bang Chan'ı evime akşam yemeğine davet etmiştim, teşekkür maksadıyla. Yemekten sonra ise bir şeyler yaşamış ve geceyi beraber geçirmiştik.
Sabahında bana ilk gördüğü andan beri tutkuyla tutulduğundan bahsetmişti ve güzel bir ilişkinin içine atıldık.
Başlarda birbirimizi değerinde, çokça severdik. Sonralarında yakın arkadaşım Lee Felix'den bile kıskanmaya, görüştürmemeye başlamıştı. Eğer isterseniz kendisi de onaylayabilir hatta bu durumu." kurumuş boğazına karşın yutkundu ve konuşmaya devam etti.
"İlişkimizin birinci ayının ardından çoktan iki buçuk ay önce tanıştığım adamdan apayrı biri olmuştu bile. Üniversiteye gitmemi bile istemediğini, insanlarla konuşmamı istemediğini söylüyordu.
Karşı geldiğim zaman ise kırıcı sözler söyler kalbimi kırardı, gelip özür diler ve barışmak isterdi sonra da. Onu seviyor ve ona kıyamıyor olmam da cabası elbette.
Bir gün bana el kaldırdı ve bu bardağı taşıran son damla oldu. Ona ayrıldığımızı söyledim ve akşam yemeği için onun evinde olduğumdan, evi terk ettim. Daha sevgili olalı iki buçuk ay olmuştu ve biz ayrılmıştık bile. Tanışalı da dört ay olmuştu demek oluyor bu da.
Yani iki ay önce kendisinden ayrıldım. Ancak bu iki ay boyunca rahatsızlık verici mesajlar atmaya, beni evime kadar takip etmeye başlamıştı. Bazen ara ara sokak aralarında sıkıştırıyor ve zorla öpmeye bile çalışıyordu. Gerçekten takıntılı olmuştu ve bu durum beni oldukça rahatsız ediyor, korkutuyordu.
Bir gün arkadaşım Felix'i evime davet etmiştim. Arkadaşım da on dakikaya geleceğini söylemişti.
Yaklaşık on beş dakika kadar sonra kapı çaldı ve Felix olduğunu düşünerek kapıyı açtığımda onu görmeyi beklemiyordum.
Bana 'Arkadaşın şu an biraz baygın güzelim, ama gözümü yırttı lanet olası tırnağı ile.' demiş ve içeri girmişti.
Ona evimden çıkmasını istediğimi söylediğimde yanıma gelip beni zorla öpmeye başlamıştı." Bir kaç saniye derince nefes alıp verdi Seungmin. O anlar tekrar zihninde canlanıyordu ve nefesi daralıyordu.
"Onu ittim ve sağda bulunan çiçek vazosunu kafasında kırdım. O yere düştü ve ben birini öldürdüğüm korkusuyla ne yapacağımı bilemeyerek ağlamaya başladım.
Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkayıp geldikten sonra koltuğa oturdum ve nefesimin düzene girmesini bekledim.
Ona bakmaya korktuğumdan ona sırtımı verecek şekilde koltuğa oturmuştum, uyanır diye korktuğumdan gösterge amaçlı da olsa bir meyve bıçağı alıp sağımda kalan sehpanın üzerine bıraktım.
Kalktı ve ben ne yapacağımı şaşırırken bana sorun olmadığını, beni özlediğini ve tekrar sevgili olursak bu anı unutacağını söyledi.
Ben de ona onunla sevgili olmak istemediğimi söyledim ama onunla sevgili olamayacaksam kimseyle olamayacağımı söyledi.
Hatta 'Benimle sevgili olmayıp bir sürtük gibi başkalarıyla sevgili olmana izin vermeyeceğim.' gibi bir cümle kurmuştu.
Sonrasında her şey ani gelişirken sağında bulunan yastığı yüzüme bastırmaya başlamıştı. Ben de o kahvaltı bıçağını onun mide boşluğuna geçirdim.
Yastık yüzümden, koltuğa düşerken elleri boğazımı buldu ve ben korkuyla bıçağı ona tekrar, ve tekrar sapladım.
Boğazımı sıkmayı bırakana kadar, kalbi durana kadar ona bıçağı saplamaya devam ettim. Öyle bir hale girmiştim ki, ne yaptığımı bilmiyordum bile. Tek bildiğim çok korktuğumdu.
Elleri düştü ve yere yığıldı. Korkuyla ambulansı aradım ama geç kalmıştım. Hala kendime bile gelememiştim ambulans geldiğinde. Bana sakinleştirici verip hastaneye götürmüşlerdi ve ben ne yaptığımın yeni farkına varıyordum.
Katil olduğum için pişmanım beli ancak, kendimi savunduğum için pişman değilim Hakim Bey. Çünkü biliyorum ki o beni gerçekten öldürürdü ve ben tüm vücudumu kaplayan korku ile onu öldürmekten başka bir yolla kurtulamazdım." dedi ve sözlerini bitirdi Seungmin.
Özetlemek gerekirse her şey dediği gibi gelişmiş ve yaşanmıştı, Christopher Bang, onun deyişiyle Bang Chan ise ölmüştü.
"Nefsi müdaafa, maktulün psikolojik boşluğundan yararlanmış olmasından ve ilk suçundan kaynaklı indirim alacaksınız Bay Kim. Korkudan süregelen öldürmenizden kaynaklı Haksız Tahrik İndiriminden de yararlanacaksınız. Bu kanunlar sonucunda zanlının iki ay kapalı cezaevinde ve altı ay da denetimli serbestlikde kalması yeterli ve uygun görülmüştür." dedi Hakim Seo ve duruşmayı sonlandırdı.
Felix arkadaşının yıllarca içeride yatmayacak olmasının sevinciyle arkadaşına sıkıca sarıldı ve bir hikayem de burada son buldu.
-
Biliyorum kısa ve belki de saçma bir fic oldu ancak ani gelişen bir kitaptı.Başlarken böyle bitirmek aklımda yoktu ancak kısa sürede yazdığım bu kitap bir arkadaşımın önermesi ile başlandı
byangie04Umarım beğennişsinizdir ve unutmayın; her şeyin fazlası zarardır, sevginin bile
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fazla sevgi | chanmin ✓
FanfictionFazla sevgi insanı yobazlaştırır, çileden çıkarır derler. Sizce de öyle midir peki bu durum? Deneyimli olarak bir çocuğun gözünden shot fic ile fazla sevginin nelere mâl olabileceğini göreceğiz.