The Little Town

3. Bölüm

Merhaba! Üçüncü bölümle karşınızdayız. Şuanda pek okuyucumuz yok ama biz yine de bölüm koymaya devam edeceğiz. Lütfen oy ve yorumlarınızı esirgemeyin. İyi okumalar ^^

▲▲▲

*Annabelle'in Günlüğü*

20 Eylül 2012

Kalbim küt küt atıyor günlük. Nedenini bilmiyorum, gerçekten bilmiyorum ama şu an bunları yazarken bile suratımdaki şu aptal gülümsemeye engel olamıyorum.

Annabelle her zaman olduğu gibi okuluna geldiğinde her gününün fazlasıyla rutin ve düz geçtiğini düşündü.

"2 senedir her günüm böyle. Okula geliyorum, oyun oynuyorum ve evime gidiyorum. Neden?" diye mırıldandı kendi kendine. Bu sorunun muhatabı kendisiydi. İşini sevdiğini hiçbir suretle inkâr edemezdi ama gelirdi işte bazen böyle sorular aklına.

İçeri girdiğinde çocuklar şen kahkahalar eşliğinde dans ediyorlardı. Anna dikkatli baktığında, köşede Niall'ın saçma ama komik hareketlerini gördü. Çocuklar da tıpkı oyun gibi Niall ne yapıyorsa onu yapıyordu.

"Neler oluyor burada, Tanrım, Niall çok komik ve... Şey... Saçma dans ediyorsun!" deyip kahkaha attı Anna.

"Sen de katıl bize Belle! Hadi çocuklar, bu güzel gülüşü olan ablayı aramıza alalım!"

Yani belki saçma gelecek ama şu yaşıma kadar ilk defa birinden bir iltifat duydum, günlük. Evet, İLK DEFA. O öyle deyince gülümsemiştim ve yanına gitmiştim. Maymun dansı yapıyorduk. Hatta ayıp olmasın ama maymun dansından çok maymunların çiftleşme dansına benziyordu! Tam emin değildim gerçi, maymunlar o hareketlerimizi görse utanabilirlerdi.

"Oh, çok yoruldum!" deyip pofuduk minderlerden birine oturdu Anna. O sırada yavaş bir müzik ise bu küçük ama kendilerine yeten odayı doldurmuştu. Ve bazı kız-erkek çocuklar da küçük ellerini birbirine tutuşturmuş, dans ediyorlardı. İçlerinden en hınzır olanı Nathan ve Laila, Niall ve Anna'nın yanına gelmişlerdi.

"Siz neden dans etmiyorsunuz? Etsenize? Değil mi arkadaşlar, onlar bize öğretmiş olurlar hem!"

Anna utanmıştı ve yanakları 2 gün önce topladıkları elmalar gibi kıpkırmızı ve ısırılası güzellikte kızarmıştı. Bu küçük kasaba onu yaşıtlarının çoktan atlattığı bazı ilklerden alıkoymuştu. İlk defa iltifat alması gibi ilk kez bir erkekle dans edecekti. Babası ve birkaç kasabadaki amcalar dışında.

"Ben bilmiyoru-"

"Hadi Belle, bir şey olmaz." deyip Anna'yı yerinden kaldırıp onun narin, güzel ve yumuşak ellerinden tutmuştu Niall. Anna ise hala yanakları kırmızı olarak gülümsüyordu. Dans etmek için Anna'nın belini tutup kendine yakınlaştırdığında ise, Anna hafiften titremişti. Niall'ın kulağına doğru yaklaştığını görünce ikiye katlanmıştı bu titreme.