Uçağın sarsılmasıyla gözlerimi araladım, Tanrım uçak yolculukları bana göre değildi. Kulaklarım iniş ve kalkış sırasında tıkanıyor, uçus sırasında da miğdem bulanıyordu. Yanımda oturan Drew'a baktım. O da uyukluyordu ve onu uyurken izlemek çok eğlenceliydi. Uyurken aşırı sevimli oluyordu!
Cam kenarında oturuyordum ve cam sol tarafımda kalıyordu. Uçuş modundaki telefonumu ve ona takılı olan kulaklıklarımı çıkrattım ve müzik listemden rastgele bir şarkı seçip kulaklıklarımı kulağıma taktım. Ardından başımı ve vücudumu sağa döndürüp başımı koltuğa yasladım ve Drew'i izlemeye başladım. Ona baktıkça anılarımız aklıma geliyordu. Yüzümde hafif bir tebessüm oluştu.
Yüzüne düşen yumuşacık saçlarını ona hissettirmemeye çalışarak geriye attım. 1.5 saattir uçaktaydık, inmemize 1 saat daha vardı ve iğrenç bir yolculuk geçiriyordum şahsen. Her şeyi bir kenara bırakıp onu izlemeye devam ettim. En yakın arkadaşımdı ve tek kelimeyle mükemmeldi. Bana göre hiçbir kusuru yoktu. Genelde 2-3 sene sonra arkadaşlarımın çoğundan sıkılırdım ama onunla 12 senedir beraberdik ve ona bağlanmıştım. Benim bir parçam gibiydi. Her şeyi beraber yapardık. Arada beraber uyuduğumuz bile oluyordu.O yumoş, pofidik ve ponçik bir ayıcıktı. Ona hergün hiç durmadan sarılmak istiyordum. Birbirimizi asla bırakmıyacağımıza dair yemin etmiştik. Ve görüldüğü üzerede ikimizde yeminimizden dönmüyorduk.
Sonunda gözlerini açtı ve etrafa bakınmaya başladı. Benim tarafıma döndüğünde ona gülümsedim. O da bir yandan esnerken bana gülümsedi. İyice gerindikten sonra o da benim gibi bana döndü ve eliyle yanağımı okşadı. Ardından az önce benim ona yaptığım gibi beni izlemeye başladı.
"İnmemize ne kadar kalmış?"
"1 saat"
"Uh, şuan uyumakta istemiyorum"
"Bende,"
"Bir şeyler yapalım"
"Ne gibi şeyler"
"Şey gibi.." düşünür gibi gözlerini yukarı yönlendirdi ve eliyle çenesini kaşıdı.
"Şey gibi, saçma sapan fotoğraflar çekinip beleş yiyecek yiyerek yapılan şeyler gibi şeyler yapalım."kıkırdadım.
"Tamam o şeylerden yapalım."
"Snapchati aç bakalım küçük arı, bugün orayı çökertiyoruz."
"Tamamdır"
Snapchatimi açtım ve fotoğraf çekinmeye başladık.
Tüm filtreleri deniyorduk ve şu 5 dakika içerisinde 21 tane snap atmıştık.
Drew bundan da sıkıldığını anladığında artık yemek yeme vaktinin geldiğini söyleyerek hostes bayanı çağırdı.
"Beleş neyiniz varsa hepsinde iki tane alabilir miyiz? Teşekkürler."
"Uhm, tabii efendim hemen getiriyorum."Drew'e kıkırdayıp gelen kek ve meyve sularını aldım. 1.5 saatte biraz acıkmıştım doğrusu.
Drew ve ben kek ve meyve sularımızı bitirdikten sonra saate baktım ve 45 dakikamız kaldığını gördüm. Bu süre içerisinde yapılabilecek en mantıklı şeyin müzik dinlemek olduğunu düşünüp kulaklıklarımdan birini Drew'e uzattım ve telefonumu ona verdim. İstediği bir şarkıyı açıp bana geri verdi. Telefonumu kucağıma bırakarak koltukta iyice yayıldım, Drew'de benim gibi yaparak oturuşunu ayarladı ve ardından elimi tutarak oynamaya başladı. Tırnaklarımı ve sürdüğüm ojeleri inceliyordu. Ojelerimde Magcon yazıyordu ve diğer elimdekilerde de sembolü vs. vardı. İncelemesi bittikten sonra elimi sıkıca kavrayıp kucağına ellerimizi bıraktı, ardından gözlerini kapattı. Yeniden uyuyacağını sanmıyordum ama saat sabahın 7sine geliyordu ve biz 6 saattir yoldaydık. Havaalanına gelişimiz ve uçağı beklerkenki azmimiz bizi oldukça yormuştu. Ona hak vererek önce yanağına bir öpücük kondurdum ardından bende onun gibi gözlerimi kapattım.selam! bilmiyorum bu kitapta eskisi kadar okuyucu kitlesi kaldı mı? ama bunu bu sefer pek fazla umursamayacağım çünkü bu benim ilk kurgum ve onu baştan yaratıyorum. umarım bu bölümü beğenmişsinizdir. eğer hala birkaç okuyucum varsa lütfen yorum ve votelamayı unutmayın. sizi seviyorum💞