1 : new fri(end)

158 18 44
                                    

"biriyle çıkmak gibi bir ďüşüncem yok

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"biriyle çıkmak gibi bir ďüşüncem yok." diyen younghoon; yumuşak, siyah saçlarını karıştırdı, birilerini tanımak için çaba sarf etmeye yetecek gücünün kalmadığını en iyi o biliyordu.

insanları tanıdıktan sonra, yaptıkları en küçük bir yanlıştan bile onlardan soğumaya başlayabiliyordu. kendi de böyle olmak istemiyordu ama insanlar hakkında olan düşünceleri çok sabitti. tanıdığı insanlar bir anda karşısına geçebilirdi, düşmanı olabilirdi kimin ne yapacağından emin olamazdı. buna güvensizlik deniyordu kısaca ama kendine kabullendirememişti.

okulun sadece ilk günü okula gidebilmiş ondan sonra da meşgul olmasından kaynaklı -annesinin vefatından dolayı- 2 haftaya yakın gidememişti.

arkadaşlarının dediğine göre sınıflarına yeni gelen bir kız vardı, oldukça güzel olduğundan bahsediyorlardı. hatta changmin o kız ve younghoon'un çift olsa ne kadar çok yakışacağını söyleyip duruyordu.

younghoon ise birileriyle çıkıp onlarla uğraşacak bir durumda değildi, daha kendisini tam olarak sevemiyorken nasıl olurdu da birine sevgi verebilirdi. bu kendine yaptığı en bencilce hareket olurdu belki de.

2 haftanın sonunda ilk kez sınıfa girdiğinde sıraların kapkarışık olduğunu görmüştü, en sevmediği şeylerden biri de bu düzensizlikti.

en arkada duran sırasının yanına gittiğinde saçları uzun, kahverengi; gözleri yorgunluktan bıkmış, usanmış gibi görünse de uzun kirpikleri sayesinde güzel olan, camdan dışarı uzaklara bakan bir kız gördü sırasında.

sanırım o, yeni geldiğini söyledikleri kızdı. oldukça yalnız görünüyordu.

rahatça kendisinin sırasına geçmiş olan kızın önüne doğru ilerledi. "burası benim yerim." dedi çocuk kaşlarını hafifçe kaldırarak, sinir olmuştu o yüzden biraz sesi yüksek bir şekilde söylemişti bu cümleyi.

kız karşı koymak yerine hemen ayağa kalktı, çantasını eline aldı ve gülümsedi, "pardon. 2 haftadır boştu, ben de bilmeden oturdum."

younghoon yüksek sesle söylediği için pişman olurken bir şey diyemedi çünkü kızın sesi oldukça güçsüz ve nazik çıkmıştı. "sorun değil." diye fısıldasa da kızın duyduğundan emin değildi.

kız nereye oturacağını şaşırmış etrafa bakarken oğlan yan taraftaki sırayı işaret etti, uzun zamandır o sıraya birisi oturmamıştı. lisenin ilk yılı o sırada oturan bir kız vardı ama gittiğinden beri bomboş kalmıştı o sıra. sıranın boş olmasıyla birlikte younghoon da yalnız kalmıştı. "burası boş diye biliyorum."

"dün kevin oturmuştu." dediğinde oğlan kafasını iki yana salladı, "o normalde jacob'la oturur."

kız kafasını sallayarak oğlanın gösterdiği yere oturdu, artık en arkada yan yana oturuyorlardı. sıralar ayrık olduğu için de rahatlardı.

younghoon kızın yaka kartına bakma çabasından vazgeçip kıza ismini sormaya karar verdi, "ismin neydi?"

"sumi. no sumi." dedi kız kocaman gülümseyip. arkadaş edinmeyi seviyordu ya da insanlarla konuşmayı, o yüzden biri ismini sorsa bile mutlu oluyordu.

konuşmanın devamı gelmemişti, kızın düşmüş yüzünün yerine gelmesi için kapıdan changmin'in girmesi yetmişti. koşa koşa younghoon ile sumi'nin oturdukları sıralarının ortasına doğru geçti. enerji ile doluydu.

"günaydınnn." dediğinde kız neşeyle gülümsedi, "günaydın."

changmin kızı yalnız bırakmamak için önüne oturduğunda kızla konuşmayı bırakamıyordu. çok fazla ortak yönleri vardı, müzik zevklerinden en sevdiği renge kadar hepsi aynıydı ve böyle bir arkadaşa sahip olmak onu mutlu hissettiriyordu.

younghoon ikisinin birbirlerine yakıştığını düşünse de bunu dile getirmedi, beyni oldukça doluydu ama buna rağmen yeni birilerinin arkadaş grubuna katılmasını reddedemiyordu.

♥︎

kim younghoon | learning to love againHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin