8, Bölüm

402 29 30
                                    

Zeyno Sarı

Telefonu sinirle kapatarak çantamı sırtıma taktım ve sinirle kapıyı çarparak sınıftan çıktım. Bilinmeyen kimdi de beni engelleyebiliyordu? Ne zannediyordu bu aptal kendini?

Seni kendime aşık edip seni yarı yolda bırakmazsam ben de Zeyno Sarı değilim!

Ben küfür mırıldanarak ilerlerken en yakın arkadaşım yanıma gelmişti Arap da yanımda yürümeye başladı. Mavi gözleri ve kahverengi saçları ve uzun kipriklileri ile büyüleyici görünüyordu.

Arkadaşlarım da benim gibi mükkemel ve kusursuzdu.

" Seni kim sinirlendirdi bilmiyorum ama o güzel dudaklarına küfür etmek yakışmıyor onun yerine beni öpebilirsin

dediğinde kaşımı çatmıştım ve kaşlarımı düzelterek
-" Bu sinirlenmem de bile kötü Arap! Ayrıca rüyanda bile göremezsin Arap!

-" üzgünüm gamzelim. Hergün görüyorum deyip göz kırpmıştı. Ah deliydi bu çocuk. Adımları hızlandırarak ondan uzaklaştım beni çekip öpmesinden korkmuştum Arap bunu yapabilecek kapasitede biriydi.

Bahçeye göz gezdirdiğimde bizim sınıftaki Ege ve çağrının yan yana oturup bir kulaklığı ikisinin de paylaştığını görüp müzik dinlediklerini görmüştüm.

Ege okulun çapkın öğrencisiydi. Dersleri dinlemiyor gibi görünsede iyi notlar alırdı. Vücudunda en dikkat çeken yeri omzunun genişliğiydi. Okulun yüzme turnuvasının birincisi, basketbol takımının kaptanıydı. Hazal, Berk ve Çağrının yakın arkadaşıydı. Okulun zengin öğrencisi Ege Şimşek okuldaki kızların Çağrı dan sonra gözde erkeği diyebilirim.

Çağrı Koçak Okulun havalı, popüler ve sesiz öğrencisi. Dersleri dinlemezdi. Babasının parası ile geçerdi. Okulun en yakışıklı öğrencisiydi ee öyle olunca da kızların gözdesiydi. Futbol takımının kaptanı. Spora aşık birisiydi. Sürekli spor tarzda takınırdı. Eskiden yakın arkadaşımdı. Çocukluğumuzda beraber geçmişti iki yıl önce beni terk edip gitmişti

Ben onu incelerken gözleri beni bulmuş ve süzmeye başlamıştı yavaşça süzüp gözlerime gelmişti tekrardan açık kahverengi gözleri. Hafiften gülümsemişti o gülümseyince ister istemez bende gülümsemiştim. Ege bana bakıp çapkınca gülümsemişti. Ege Şimşek sadece kadınların vücutları ile ilgilenen biriydi. Çağrı'nın sevgili olmamıştı ama iki sene sonrasını bilmiyordum çünkü iki yıldır yüzüme bile bakmıyordu. Bugün ilk defa uzun uzun bakmıştı.

Gözlerimi onlardan çekip Berk'e baktım. Cemre'yi seyrediyordu Cemre de utanıp başını yere eğiyordu. Sizi gibi çifte kumrular sizi

Gözlerimi başka tarafa çevirdiğimde Hazal'ı görmüştüm Çağrı'ya bakıyordu. Gözleri ile yiyordu çocuğu. Acıkmıştı sanırım yoksa bu bakışın başka bir anlamı olamazdı.

Gözlerimi Naz ve Efeye çevirdiğimde gülümsemiştim. İkisinin imkansızdı aşkları birbirlerini çok seviyorlardı ama ikiside oyuncuydu ve Naz büyüktü ve Efe'yi dizide başka biri ile shipledikleri için Naz çok linç yiyordu Efe de kıyamaz ve uzak dururdu ama uzak kalamazdı bir gün bile dolmadan yanına gelir sıkıca sarılırdı sonra diziye başka bir kız gelmişti ve ikisinin arasına girmisti ve Efenin aklını çelmişti ve onunla sevgili olmuştu. O eski Efe gitmiş yerine bambaşka biri gelmişti. Duygusuz, merhametsiz ve acımasız biri gelmişti sonra o kız gitmişti Efe Naz ile tekrardan yakın olmuş ve sevgili olmuşlardı. İkiside fedakardı ama bu ilişkinin kalbi kim deseler Naz dı. Naz ne olursa olsun Efeyi affetmişti ve şimdi ikiside Okulun gözde çiftlerinden biriydi.

Gözlerimi başka bir tarafa çevirmiştim ki biri arkamdan bağırınca sinirle arkamı dönmüştüm

-" Niye hayvan gibi bağırıyorsun kulağımın dibinde Şimşek!

-" Ne zaman kendi hayatınla ilgileneceksin Sarı?

-" Kendi hayatımla ilgileniyorum zaten?

-" O yüzden mi etrafındakileri görmüyorsun Sarı?

-" Neyi görmem gerekiyormuş?

-" Beni, sana olan aşkımı dediğinde büyük bir ses duymuştum

Çağrı elini duvara çarpmıştı kanıyordu ama onun umurunda değildi ve hızlıca bahçeden çıkmıştı.

-" Bana aşık olan birsürü erkek var Şimşek? Düşün bakalım hangisini görüyorum ben?

-" Ben onlar gibi değilim Zeynep ben seni gerçekten seviyorum!

-" Zeynep deme bana benim adım Zeyno! İkincisi senin karektersiz biri olduğunu bütün okul biliyor. Okulun çapkın Ege'si hergün başka kızla! Bugün de hedefin ben miyim?

deyip tokat atmıştım

-" Uzak dur benden! Karektersiz insanlarla işim yok deiyip bahçeden çıkmıştım.

Çağrı bahçede kumlarla oynuyordu. Hızlıca okula gidip ilk yardım kutusunu alıp yanına gidip elini tutup pansuman yapmaya başlayacakken beni durdurmuştu

-" Ne yapıyorsun Zeyno? Dediğinde hafiften gülümseyip

-" Eskiden yakın arkadaşım olan birine yardım ediyorum  deyip elini alıp pansuman yapmaya başladım ilk önce yarasını temizledim sonra sonra pamuk koyup sargı beziyle sarmaya başladım

-" Sen beni ne zamandan beri düşünüyorsun?

-" Ben seni her zaman düşündüm . Hatta sadece seni düşündüm ama sen beni terk ettin!

-" Anlamıyorsun değil mi? Anlamayacaksın

-" anlatmıyorsun ki anlayayım Çağrı? Beni yarı yolda bıraktın sen eskiden bütün gün kahkaha atan beni ağlamaya mahkum ettin. Bana söz verdin arkadaşlık sözü dedin ve gittin dedim pansuman bitirip

-" Kendi sorunu sorarken cevapladın Zeyno! deyip gitmişti.

Beni mahkum etmişti egoist, acımasız ve acılara! Kibirli olmamın tek sebebi oydu. Ona olan sevgim! O beni terk etmişti bende acımasız biri olursam eğer beni terk etmezler diye düşündüm. Egolu biri olursam benimle çıkmak isteyen olmazdı ve bende bir daha aynı duyguyu yaşamazdım! O benim herşeyimken bir yabancı olmayı seçmişti.

Kendi sorumu sorarken cevapladın Zeyno demişti ne demek istiyordu? Ne demek oluyordu bunlar? Neden iki yıldır yüzüme bile bakmayan Çağrı bu aralar dibimden ayrılmıyordu. Olaylar karmakarışık bir hal alıyordu ve ben toparlayamıyordum. Yolun sonu ne olurdu bilmiyorum ama iyi olmayacağı kesindi...

Egoist // TozluyakaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin