Yankı uyandığında nefes almakta zorlandığını hissetti. Yataktan fırladığı gibi pencereye koştu. Temiz havayı ciğerlerine çekmeye başladı. Karşıdaki çınar ağaçlarından gözlerini çekip aşağı doğru bakmaya başladığında yükselen rengarenk ondan fazla balonun ona doğru geldiğini gördü. Yüzünü eşsiz bir tebessüm kapladı. Bu güzel gülüşü görmek için sabahın erken saatinde kalkıp hazırlık yapan Özgür ise manzaranın tadını çıkarıyordu.
Yankı uçan balonların ipi elinde onları zapt etmeye çalışırken bir yandan Özgür'e bakıyordu. Özgür bakışlarıyla aşağıya gelmesini işaret ettikten sonra dış kapının önündeki tahta sandalyeye oturdu ve Yankı'yı bekledi.
Yankı elinde balonlarla inince, Özgür ayaklandı.Yankı, "Özgür balonlar için çok teşekkür ederim, benim için çok güzel bir sabah oldu," dedi.
Özgür, "her balonun içinde senle ilgili duygularımın yazılı olduğu kağıtlar var, okumak ister misin?" dedi.
Yankı," Şey ben çok utanıyorum. Hem bu balonlar gök yüzüne daha çok yakışacak deyip balonları salıverdi. Yankı balonların içinde neler yazdığını tahmin ediyordu. Bu sebeple yüzleşmekten kaçıyordu.
Özgür, "sana olan ilgimi anlamışsındır, senin için de uygunsa açık bir şekilde konuşmak istiyorum. Bu gün baykuşta buluşalım mı öğle arasında?"
Yankı," Tamam buluşalım," dedi. Özgür arabasına binip ayrılırken Yankı telefonunun alarmının çaldığını duydu.
Evdekileri uyandırmadan alarmı kapatmak için merdivenleri ikişer ikişer çıkarak odasına koştu. Nihayet alarmı kapatıp okul için hazırlanmaya başladı. Evden ayrıldığında, ilk dersi sabahın erken saatine kim koyar ki diye söyleniyordu.Özgür baykuş kafeye adını veren dev baykuş şeklindeki saate bakarken 12 ye daha yarım saat kaldığını gördü. Heyecan, gerginlik ve reddedilme korkusunu verdiği stresle beklemek onun için zordu. 15 dakika sonrada Yankı kapıda belirdi. Heyecanlıydı. Özgür daha fazla yerinde duramayıp hava almak istedi. Yankı'yla aynı anda kapıyı açtılar. İkisi de nasıl davranacaklarını bilemeyip bir kaç cümle geveleyebildiler.
Özgür '' gelmene sevindim, pencere kenarındaki masaya geçelim mi?'' dedi. Yankı'' evet orası güzel,'' dedi.
Yankı kahvesinden ilk yudumu alırken özgür konuya girdi. '' Biliyorum biraz hızlı bir giriş olacak ama konuya direk girmek istiyorum. Seni gördüğümden beri senden hoşlanıyorum. Ve her geçen gün seni görünce kalbim daha hızlı atıyor. Artık gözlerinin içine rahatlıkla bakmak, elini tutmak senle sinemaya gitmek istiyorum. Tabi sen de istersen. Yani sen ne düşünüyorsun benle ilgili? Daha doğrusu bizle ilgili..
Yankı '' Ben de senden hoşlanıyorum. Ama sana çok yoğun duygular hissettiğimi söylersem yalan söylemiş olurum. Seni yakından tanımak istiyorum sorduğun buysa?
Özgür bir şansının olduğunu duyunca çok mutlu oldu ve ani bir refleksle yankının elini ellerinin arasına alıp tutmaya başladı. '' göreceksin sende beni çok seveceksin,'' dedi.
Yankı, gülümsedi ve ''Artık kalkmam lazım annemle programımız var'', dedi. Arabalarına doğru giderken ikisi de onları uzaktan gözetleyen birinin olduğundan habersizdi. Bu Cemre'den başkası değildi. Özgür'ün bir kızla ciddi ilişkiye başlayacağını anlayınca Cemre daha tehlikeli düşüncelere dalmaya başladı. Takıntılıydı ve kaybetmeye hiç niyeti yoktu. Cemre kaşları çatık bir şekilde göz yaşlarının akmasına izin verdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANKI
General FictionDikenli yollarda koşmak zorunda kalan bir kız... Aşk üçgeni ve etik değerlerin savaşı..