Geceyi sabırsızlıkla bekleyen bir adet Chan ve bugünki planlarını harekete geçireceği için sevinçten durmayan Seungmin.
Seungmin: biz çok iyi bir ekibiz! Artık afişleri asmaya başlayabiliriz
Chan: tabi tabi. Bu afişleri ne diye asıyoruzki ya?
Seungmin: eh kış yaklaşıyor ben buraya göt üstü yatmaya gelmedim iş bulmam lazım bu sayede kendi gelirlerim olacak
Chan: ah... Ben varım yavrum, Bill Gates ile anlaşma yapmayacağız ya sonuçta iki gelir bu ev için zaten fazla bir gelir olur
Seungmin: hayır unuttun galiba ben bu evde sonsuza dek kalamam bu eve gelmeden önce konuştuklarımızı hatırlıyor musun? Evet bence emin ol ben kendi hayatımı düzene soktuğumda herşey daha iyi olacak
Chan: bana bu eve geleceğini söylediğin zaman sebebini söylemedin ve bende bunu dert etmedim, ha eğer ki yük olduğunu söyleyip duygusala bağlarsan bana iki gecelik yatakta kalma borcun olur.
Seungmin: yok zaten bu öyle kendimle çeliştiğim bir konu sadece.
Chan : anlatma zorunluluğun yok, işe katılmakta senin iraden doğrultusunda ama...
Chan karşısındaki ışıl ışıl parlayan gözlere zor bakıyordu, ağzını açamadı. "Peki ya beni burda tek başıma mı bırakacaksın, hiçliğin içerisinde?" Diyemedi...
Seungmin: "ama" (?) Devamı yok mu bu kelimenin
Chan: yok sanırım.
Seungmin: Chan seni anlayabiliyorum açık konuşmak gerekirse bende burdan ayrılmayı istemiyorum ama iyi taraftan bakarsak daha önümüzde 1-2 ay geçirebileceğimiz uzun bir vakit var. Sana söz veriyorum gelecek zamanda bunu neden yaptığımı anlatacağım sadece doğru zamanı bekliyorum.
Chan: sana güveniyorum.
Uzun bir aradan sonra saat 19.56 göstermişti ve afiş işinin bu saatte bitmesi ikisinide yormuştu neyseki güneşin batışını izleme şanslarıda olmuştu en çok vakit orada kaybedilmiştiki zamanın ne kadar hızlı geçtiğini algılayamadan güneş dağların arasında yerini almıştı bile
Chan: eve gitmek istiyorum.
Seungmin: huh! Evet yorucuydu kabul ediyorum eve gidip direkt dinlenmek istiyorum
Chan: dinlen bakalım sonrasında daha çok yorulacaksın
Seungmin: miğdemi bulandırıyosun ha
Chan: şt Felix de yok kim bize yemek yapacak?
Seungmin: siktir! Aklıma gelmedi bile benim... Ve hayır ben yemek yapmayı bilmiyorum
Chan: e bende. Bugün dışardan mı söylesek?
Seungmin: olur olur!
Sohbet edene dek evin yolunu tutmuşlardı ve fark etmeden eve gelmişlerdi bile. Kapıdan girdikleri an Chan koltuğa yığıldı
Chan: amma yordu bizi
Seungmin: evet inkar edemem.
Chan: neyse neyse sen dinlen bakalım sadece üç saat kaldıı
Seungmin: ney? Zaman çok hızlı geçiyo pff
Chan: hey bence eteklerini hazırla onlarla seni canlı görmek istiyorum
Seungmin: hoşt.
Chan: boşuna yorulma bunları yapacaksın
Seungmin: göreceğiz
Chan: ne göreceğiz ya? Yoksa sözünü tutmayacak mısın
Seungmin: tutacağım! T-tutacağım tabi...
***
Salonun geniş koltuğuna yayılmış tek başına oturan Seungmin aniden adının çağırılmasıyla doğruldu saate kafasını çevirdi;
23.45
Seungmin: lan zaman bugün bilerek hızlı geçiyo gibi
Arkasındaki duvara yaslanmış olan Chan'a baktı.
Chan: seni iki saattir çağırıyorum kulağında sorun var sanırım
Seungmin zor yutkunuyordu Chan'nın elindeki etekleri görünce gözleri açıldı.
Seungmin: erken değil mi ya?
Chan cevap vermeden, Seungmin'e yaklaştı ve üzerine etekleri para saçarmışcasına bıraktı
Chan: bekliyorum.
Giden adımları görünce çaresizce kucağındaki renkli eteklere baktı
"Bugünün maratonu yeni başlıyor sevgilim"
Yazardan-
ne yapmaya calistigimi bilmiyorum sormayin ama finale az kaldi sonraki bolumde iste boyle Chan ile Seungmin'in bebeklerinin pastalarini falan yersiniz
BEKLEMEDE KALIN✌🏿<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lip&Hip | Chanmin
FanfictionHerşey Bangchan ve sanal arkadaşları arasında discorddaki bir arkadaşının instagram'ını bulmasıyla başlar... [Texting]