İYİ ŞANSLAR

2 0 0
                                    

"Kork ama belli etme küçük hanım."

Sabah alarmın sesi ile uyandım. Daha güneş doğmamıştı bile. Büyük ihtimalle saat 06:00'dı. Sıcacık yatağımdan kalkmak istemiyordum, üstelik cumartesi sabahı! Okul kaydı için mi güzel yatağımdan kalkacağım yani? Ah hayat, neden bu kadar acımasızsın?

Hala gece gördüklerimin etkisindeyim, şizofren olma ihtimalim var mı bilmiyorum. Annem o şeyi görmediğini söylemişti, ama o görmediği şey beni öldürmek üzereydi!
Belki sadece bir kâbustu. Sadece bir kâbus...
Eğer öyleyse hayatımda gördüğüm en korkunç kâbus olabilirdi. Yatakta doğrulmaya korkuyorum... Ya cidden hâlâ oradaysa? Yine bana saldırır mı? Öldürmeye çalışır mı? Daha önce burada yaşayan kadınları öldürdüğünü söylemişti. Ya benide, ben uyurken boğup öldürürse? İlk günden burada nefret etmeye başladım. Odam ne kadar asil durursa dursun, o ayna oradayken burası güvenli bir yer olamaz. Hatta yaşadığımız alan bile güvenli değil, hiç kimse yok! Dün gördüğüm kadın... Ucube gibiydi. Annem nasıl bu kadar rahat olabilir anlayamıyorum. Umarım bir bildiği vardır. Ona söz verdim. Yeni hayatımız güzel olmalıydı...

Ne kadar korksam bile yatakta doğruldum. İlk gördüğüm şey tabiki ayna oldu, hiçbir hareket yoktu. Sadece benim korku dolu yansımam vardı. Kâbus gördüğümü daha fazla düşünmeye başladım. Umarım daha sonra bu ayna canlanmaz. Derin bir nefes alıp verdim, bugün güzel geçmek zorunda. Yataktan kalkıp aşağı indim. Her yer karanlıktı, annemler uyanmamış galiba. Tekrar yukarı çıktım ve annemin odasına girdim. Masum bir şekilde uyuyordu. Yatağın ucuna oturdum ve hafifçe "anne" diye seslendim. Bir süre cevap vermedi ama birkaç defa daha seslenince homurdanmaya başladı.
"Ne var kızım ya sabahın köründe?"
Uyku sersemliği ile birşey hatırlamıyor galiba.
"Anne okul için kaydımızı yaptıracağız unuttun mu?"
Gözlerini ovdu ve doğruldu, sanırım şimdi tamamen uyandı.
"Ahh doğru, sen mutfağa geç kahvaltı hazırlamaya başla bende geliyorum."
"Tamam."

Odadan çıkıp mutfağa indim ve ışığı açtım. Açmamla günün ilk şokunu yaşadım. Annem  az önce odasındaydı! Ne zaman mutfağa indi? Bu kim!? Ağabeyim olma ihtimali yok, benim bildiğim ağabeyimin saçları beline kadar uzun değil.
"A-anne, sen..."
Annem olup olmadığını bilmediğim kadın bana döndü, evet evet bu benim annem!
"Günaydın. Ne oldu kızım?"
Annem buradaysa ben az önce kiminle konuştum?
"Anne... Sen az önce odandaydın ama..."
"Kızım ben senden önce kalktım."
Neler oluyor böyle!? Sabah sabah ruh halimden şüphe etmeye başladım. Mutfaktan hızlıca çıkıp yukarı, annemin odasına girdim. Ve ikinci bir şok daha yaşadım. Annem yatakta yatıyordu... Odadan çıkıp kendi odama gittim ve kapıyı kapatıp kilitledim. Kapıya yaslanıp yere çöktüm. Gerçek annem hangisiydi? Odada uyuyan mı? Yoksa mutfakta kahvaltı hazırlayan mı? Ama şu bir gerçek, ikisinden birisi sahte.
" Ne oldu küçük hanım? Fazla mı korkuyorsunuz?"

Ve o lanet fısıltı. Hayır cevap vermemem lazım hayır Ceren sakın konuşma sakın!
Sen konustukça o seni kemirecek sadece sus!
İç sesim bana susmamı söylüyordu ama böyle bir durumda çığlığı basmış olmam lazımdı.
"Neden konuşmuyorsun? Dilini mi yuttun?"
"Yeter kes sesini!"
"Benimle düzgün konuş. Ah sen fazla korkmuşşun. Yazık ya kıyamam. Acaba hangisi sahte?"
"Sen... SEN YAPTIN DEĞİL Mİ?!"

Büyük bir kahkaya attı. Komik bir durummuş gibi. O sahte olan kadın bu aynanın içindeki ucubeydi.
"Vay be! Ne çabuk anladın? Hani korkmuyordun?"
Ne demessin ya hiç korkmuyorum şuan gerçekten. Salak mı bu?
"Annen uyuyor, o mutfaktaki bendim. Sana güzel bir 'günaydın' demek istedim sadece, ne oldu kötü mü yapmışım?"

"Günüm çok aydı ya sağol." Çıldıracağım.

"Rica ederim. Sana günün kötü olacağı konusunda bilgi vermiştim. Sana sadece olduğundan şüphe ettiğim beynini kullanmak düşüyor küçük hanım. Tedbirler almalısın. Şimdi git ve yine anneni uyandır, görüşmek üzere."

Ve kayboldu... Şaka gibi bir hayata adım attık galiba. Tedbir almamı söyledi, ama ne için? Aslında neler için? Vücudumun heryeri titriyordu. Yavaşça ayağı kalktım ve kapının kilidini açıp dışarı çıktım. Annemin odasına girdim. Uyuyordu, yanına gidip dürttüm. Evet bu sefer uyandı.
"Tamam tamam kalktım. Ne oldu kızım yüzün bembeyaz iyi misin?"
Hayır değilim...
"İyiyim anne biliyorsun cumartesi sabahları erken uyanmaya alışık değilim."

"Peki öyle olsun. Hadi ben mutfağa gideyim, sende ağabeyini uyandır."

Başımı salladım. Konuşacak durumda değildim. Hala korkuyorum. Odadan çıkıp ağabeyimin odasına gittim. Herşey heryerdeydi, yorgan Allah katına çıkmış, ağabeyimin kafayı yataktan düşmüş. Bu nasıl bir uyuma şekli? Yatağın ucube doğru yürüdüm. Şimdi yüzüne bir tane tokat yapıştırsam bana neler yapar? Ama şuan modumda değilim, sadece seslendim.

"Uyan hadi. Okula gideceğiz birazdan."
Uyanmadı. Normal çünkü bu benim ağabeyim. Biraz daha yüksek sesle seslendim.
"AĞABEY uyan hadi. "
Homurdanmaya başladı. Gözünün birini zar zor açıp beni görmeye çalıştı ve pazartesi sabahı okula geç kalan çocuklar gibi yatakta dikildi.
"Uyurken odun mu yuttun ağabey?"
Aşırı komik ve sevimli duruyordu şuan. Yanakları pamuk şekere benziyordu. Saçları ise elektrik çarpmış gibiydi.

"Ne oldu Ceren yine kâbus filan mı gördün?"
Hemde nasıl kâbus...
"Okul için kayıt yaptıracağız bugün hatırlatırım, annem agabeyini uyandır dedi."
Küçük bir küfür savurdu ve ayaklandı. Bende odadan çıkıp mutfağa indim. Gerçekten korkuyorum artık...

"Uyandırdın mı kızım?"

Başımı sallamakla yetindim. Annem ise masayı kurmuş bardaklara çay koyuyordu. Masanın ucundaki sandayleye oturup annemin önüme koyduğu tabaktaki zeytinle oynamaya başladım. Ağabeyim de on dakika sonra yanımıza geldi. Duştan çıkmıştı galiba
-saçlarının ıslak olmasının sebebi bu olmalı-
Bir ruhsuz gibi sandalyeye oturdu, gözleri hala kapalıydı ve çay bardağını arıyordu.
"Ağabey uyanmayı düşünüyor musun?"

Zorda olsa uyandı. Masada uzun bir sessizlik oluştu ve sessizliği bozan annem oldu.
"Kızım seni okul yerine koleje yazdırmaya karar verdim. Daha iyi olacağını düşünüyorum. Gideceğim kolejin adı; KAYIPLAR KOLEJİ...
Neden böyle bir isim? Ah boşversene hayatım artık böyle şeylerle dolu olacak galiba.

                                    ★★★

Kahvaltıdan sonra odama gidip dolabımdan siyah bir sweet t-shirt ve siyah eşofman aldım. Giydim ve hafif makyaj yaptım. Saçlarımı da açık bıraktım. Aşağı indiğimde annem ve ağabeyim kapının önünde beni brkliyordu.
"Hadi bakalım binin arabaya."
Annem sürücü koltuğuna, ağabeyim sağındaki koltuğa, bende arka koltuğa oturdum. Önce benim kaydımı yaptıracaktık. Sonra ağabeyim arkadaşlarıyla buluşmak için bir yere gidicekti.

Koleje geldiğimizde arabadan indim. Gerçekten baya büyüktü. Binanın üzerinde zarif bir şekilde "KAYIPLAR KOLEJİ" yazıyordu. Ürkütücü...

Anneme ve ağaybeyim ile içeri girdik. Görevli bize müdürün odasına kadar eşlik etti. Ve benim kaydımı yaptılar. Serbest kıyafet ile gidiliyormuş. Özel bir kıyafet yokmuş. Bu güzel...

Kolejden çıkıp arabaya geri bindik. Annem ağabeyimi gideceği yere kadar bırakacaktı ve biz annem ile eve gidicektik.

Ağabeyimi bırakıp eve geldiğimizde içimde biraz olsun rahatlık vardı. O şey, kayıt yaptırılırken birşey yapmamıştı.

"Anne benim hala uykum var ben uyuyacağım. "
"Tamam kızım iyi uykular."
Yukarı çıkıp odama girdim ve kendimi yatağıma attım. Gayet güzel geçmişti aslında. Sadece kolejin ismi biraz garipti. Onun dışında bir sorun yoktu. Sessizlik... Saat daha 09:37 idi. Gözlerimi kapatıp kendimi uykunun sıcak kollarına bırakıcakken yine o sesi duydum.

"İyi şanslar küçük hanım..."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 05, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yardım Et Ayna Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin