BÖLÜM 2 GERÇEKLER

19 10 5
                                    

Zaman çok yavaş ilerliyordu, gökyüzü kapanmaya başlamıştı.

2 saat önce içtiğim kahvem sehpanın üstünde soğumuştu.

Bense zilin çalmasıyla hafif uykulu gözlerimle birden irkildim.

Nihayet diyip ayağa kalktım. Beyaz terliklerim ayağımda sesler çıkarıp kapıya doğru yol alıyordum.

Cris ve Betty karşımdaydı. Cris duvara yaslanmış Betty ise kapının açılmasından irkilerek bana endişeli gözlerle bakıyordu.

Betty:

"iyi misin, nasıl hissediyorsun, bir ağrın var mı?"

üst üste sorular sorup duruyordu. Ona evet hiçbir şeyim yok daha iyim cevabını verdikten sonra susup içeri girdiler.

Cris siyah gözleriyle beni süzüp salona geçti.

Çantalarını koltuğa fırlatıp geniş uzun yeşil koltuğa oturdular.

"Evet bi sorun mu var seni dinliyorum neden bizi buraya çağırdın" dedi Cris.

Criste sevdiğim özelliklerden birisi de buydu işte hiçbir şey söylemeden bir sorun olduğunu anlayabiliyordu.

hemen karşılarında duran tekli koltuklardan birine oturdum.

Bugün yaşadığım her şeyi anlatmaya başladım.

nasıl hastalandığımı, götürülen çocuğu, çocuğun evine gidişimi, Tek tek anlattım şaşkın bir o kadar anlamakta zorluk çeken gözlerle bana bakıyolardı.

Susmaları beni daha çok geriyordu.

Ne diyeceklerini bilemediklerinden olması gerek nefes alıp konuşmaya başladım.

-ya bu basit bir şey değilse ya ben çok kötü bir şeye bulaştıysam.

o kadının söyledikleri aklımdan çıkmıyor.

Ne demek istediğini anlamakta zorluk çeksemde bunun kötü bir şey olduğunu anladım.

Betty yerinden kalkıp yanımı oturdu.

Ellerini ellerime koyup:

"bunun ne olduğunu bilmiyoruz bizde bu yüzden konuşmakta zorlanıyoruz ama merak etme ben sen ne olursa olsun hep yanındayım her zaman öyle olmadım mı seni asla bırakmam ne olursa olsun ayrıca ucube demesi ucube olduğun anlamına gelmez şuan iyisin dimi demekki bir şeyin yok kafanda çok büyütmüyo musun?"

Cris hafifçe doğrulup bize baktı ve:

" Betty'ye katılıyorum. Ne olursa olsun senin yanındayız ama abartıyor musun?
yani ucube falan söylesene nerde bu kadın onunla birde ben konuşayım"

hafifçe gülümseyip onlara teşekkür ettim.

Sanırım haklılardı. En fazla ne olabilirdi.

Cris yanımıza gelip ikimize sarıldı.

Nihayet rahatlamıştım. Onlarla konuşmak iyi gelmişti.

bir süre öyle kaldık taki babanem kapıyı açana kadar.

Hızlıca ayağa kalkıp babanemi kapıda karşıladım.

-bugün geç gelmicek miydin, erken değil mi?

"Biliyorum ama evde hasta bir kızım olduğunu bilip orda kalmak sence ne kadar doğru"

ona sarılıp birlikte salona geçtik. Babanem Cris ve Bettyi görünce:

"anlaşılan bugünkü günümü Clara tek dinlemicek" diyip gülümsedi.

"Giyinip geliyorum sizde o sırada kahveleri ve kurabiyeleri hazırlayın."

ZİHİN OYUNLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin