"hadi ama wooyoung. böyle mi olacağız yaklaşır mısın?" san elimi belime attığında beni kendine çekmesine rağmen ona doğru dönmemiştim.
"özür dilerim"
"sorun değil diyorum ya san"
"sorun demek ki böyleyiz sevgilim"
"san ama anne-"
"bebeğim sana önceden de şimdi de söylüyorum. babam ve annem gerçekten benim için önemli insanlar değiller. ikisi de kafalarını para ve şirketin geleceğine yormuş hayatlarında sadece onlar önemliymiş gibi davranıyorlar. tanışmak istersen teyzem çin'den yeni geldi. hatta o yüzden yanına gittim ama annemi kafana takma olur mu?"
"ama o kız?"
"benim için sadece sen varsın bilmiyor musun?"
"biliyorum... ama"
"şşş... ama diye bir şey yok. hem çok içtin uyumalısın artık"
"tamam" diyip gözümü kapatmam ile san tekrardan bana seslenmişti.
"ne oldu?"
"hala bana arkanı dönük mü yatacaksın? kötü hissettiriyor"
"san özür dilerim" diyip kafamı boynuna koymuştum. saçlarımı okşayıp öpücük kondurarak sorun olmadığını belli etmişti.
•••
"jimin baba?" şokla babama baktığımda babam da ağzı açık bakıyordu.
"wooyoung bu kim?"
"bebeğim~ biz geldik-noluyor burada?"
"şey baba-"
"bir dakika wooyoung sakın şu an açıklama. sen üstüne daha düzgün şeyler giyip uyan ve aşağıya gel"
"tamam baba"
sesimizden dolayı san'ın kıpırdandığını görmem ile yoongi babam "uyandıysa çağır o da gelsin" demişti. dudağımı ısırarak bir babama bir san'a bakmıştım.
babamlar odadan çıktığında ben de saçımı karıştırarak yataktan kalkmıştım.
san elimi tutup boğuk sesiyle "sevgilim nereye" dediğinde dudağımı büzmüştüm. dünden sonra bugün okula gitmeyip beraber vakit geçirmek istiyordum ve saatlerce yatakta zaman geçirmek de istediklerimin arasındaydı.
"babamlar aniden gelmişler..." dediğim gibi şokla yataktan kalkmıştı.
"ne demek gelmişler az önce duyduğum sesler bizim çocuklar değil miydi?"
"babamlardı san"
"bittik... bittik"
"jimin babam aşağıya in dedi ve sakindi. yoongi babam o kadar sakin değil ama açıklarsak anlayışla karşılarlar. hadi düzgün şeyler giyin yüzümü yıkamaya gidiyorum ben. bana da bir tişört ve eşofman çıkartır mısın? en azından tişörtümden belli olmayan şort ile çıkmayayım" dediğimde san hala gergindi.
"sevgilim~"
"hm?"
"biraz daha sakin olur musun? babamlar ne diyebilir en fazla? ayrılamayız zaten"
"yani ya sevmezlerse?"
"o imkansız. hadi biraz daha beklersek jimin babam bizi bitirir"
san fark ettiğiyle hızla dolaba baktığında wooyoung kahkaha atarak tuvalete gitmişti.
•••
"jimin baba?"
"efendim miniğim?"
"ne yapıyorsun?"
"çocuklara ve sana birkaç kimchi ve turşu getirmiştim. onları yerleştiriyorum?"
"bunlar çok değil mi?"
"çok diyip sonrasında da erken bitiriyorsunuz konuşma sen"
"tamam anneee"
"efendim merhaba" diyip eğilen san ile sırıtmıştım.
az önceye kadar çok gergindim ama o şu an benden de gergindi. bu bana aşırı tatlı geldiği için çoktan rahatlamıştım.
jimin babam da önündeki şeylerden kafasını kaldırıp san'a gülümsemiş ardından da "merhaba...?" "choi san efendim"
"merhaba san. içeriye geçin isterseniz ben birazdan gelirim. baban da içeride wooyoung" babamı onaylayıp san'ın kolunu tutup onu salona doğru döndürdüğümde san resmen titriyordu.
"sevgilim biraz rahatlar mısın?" dediğimde "nasıl rahatlayayım wooyoung?" diye bana dönmüştü.
beni sırıtırken yakaladığında "sen görürsün wooyoung" demişti.
"hadi geçelim artık" diye içeriyi gösterdiğimde "emin misin ya bence ben gideyim sonra konuşuruz" dediğinde "evet öyle daha da sevmesinler seni" demiştim.
"ha şu an sevmiyorlar mı beni yani?"
"alakası bile yok san. her seyden farklı farklı anlamlar çıkarmasana. yürür müsün?"
•••
ıy geyler
san:
AZ ONCE COK KOTU BISI OLDU
ASIRI GERGINDIM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ꜱᴏᴜʟᴍᴀᴛᴇ-ᴡᴏᴏꜱᴀɴ ✓
Fanfiction"ne yani dans klübüne bay han benim yerime bir başkan mı getirecek"