Anlaşıldım mı?
Ne kadar anladı?
Zayıf mı sandı beni?
Şimdi ne söyleyecek acaba?
Ona da söyler mi?
Çok mu konuştum?
Onu söylemeseydim iyiydi.
Acımasız sandı beni.
Yarın bir gidip yoklayım, anlaşılır.
Biraz gülümseyerek toparlarlarım ben bu işi. Şimdi o yalan yanlış anlamıştır.
Yalan yanlış anlatır.
Ne desem düzelir ki?Günlük hayatta hiç işimiz yokmuş gibi bu saçma düşüncelerle doldururuz ruhumuzu.
Bu cümlelerin cevabı yok.
Hiç bir zaman olmayacak.
Başkası ne düşünüyor acaba? diye soru mu olur.Tabiiii başkalarının zihnini okumak gibi doğa üstü bir gücünüz varsa orası ayrı. :))
Çağımızın en belalı hastalığıdır zihin okumak.Çözüm mü sunmam gerekiyor burada?
Çözüm: SAMİMİYET.Klasik bir söz vardır.
Sen ne kadar anlatırsan anlat, karşındakinin anladığı kadarsın diye.
KATILMIYORUM....Üstüne basarak şunu söylüyorum.
Kelimelerin kıymetli
Tükettiğin nefes kıymetli
Harcadığın zaman kıymetli
Görmüyorsan gözündeki samimiyeti
Susmak yeterliSusmak tedavi edicidir....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUM AŞK
PoesíaŞiir, sözcüklerin nezaketidir. İnsanlar nezaketi unuttu, işte o zaman şiir konuştu. N.YURT