Sene 1976, Arjantin askeri darbesi sonucuyla sınır dışı kaçak göçmen sayısı hızla arttı, bu fırsattan istifade; Armani La Barbera hayallerini gerçekleştireceği ülkeye yani Amerika'ya kaçabilecekti. Günün şafak vaktinde gemide yerini alan Armani hayallerine kavuşacağı anı bekliyordu.
Gemi Amerikanın serin sularına varmıştı. Armani ensesinde soğuk bir heyecan hissediyordu, belki ülkesinde olanlar için üzülmeliydi, yoksa bu olanlar tanrının ona bir işareti miydi? Sonunda hayallerini kurduğu ülkenin toprağına ayağını basabilmişti Armani, ama hiç bilmediği ve hiç tanımadığı bir yerdeydi ne yapacağı hakkında hiçbir bilgisi yoktu. İlk önce barınması gereken bir yer bulmalıydı.
Pervasız bir şekilde gecenin yarısında Los Angeles'in gece kulüpleriyle aydınlattığı bir sokağa girdi, elleri cebinde yürümekteydi camekândaki kadınlar ona bir lütuf gibiydi, takım elbiseli fiyaka adamlar ve kollarında bir o kadar asortik kadınlar. Klasik bir Amerika rüyası. Armani bir kaç adım attıktan sonra karanlık bir sokaktan soğuk nefesler duydu. Armani bu sesi çok iyi tanıyordu, çünkü onun geldiği yerde duymaya en alışık olduğu sesti, bu bir ölüm daveti.
Armani sokağı kolaçan ederek sessiz ve sinsi adımlarla girdi. Lüks bir arabanın yanında yere yatmış genç bir kadın ve başında dikilen 2 karanlık herif. Armani bu ve bunlar gibi herifleri çok iyi bilirdi çünkü kendininde bunlardan farkı olmadığını biliyordu.
Kızın göğsünden yaralandığını görebiliyordu, basında dikilenlerin ise birazdan infazını gerçekleştireceklerini tahmin edebiliyordu.
Armani bu fırsatla adamların arabasını yoklamaya karar verdi. Sinsice arka sağ kapıyı yarım açtı. Para veya paraya dönüştüreceği bir şey umut ediyordu lakin hiç beklemediği bir şey bulmuştu. Toplu bir tabanca, aklında hemen plan oluşmuştu. Tabancayı eline alıp sessiz bir şekilde olay yerine yaklaştı arkası dönük yatmakta olan kıza bakan adamlardan birinin ensesine namluyu dayamıştı.Armani: Sakın bir haraket yapayım demeyin.
Adam1: Sen de kimsin? Yanlış adamlarla uğraşıyorsun, biz senin sataşacağın sokak serserisi değiliz.
Diye çıkıştı, diğer adam elini ufak ufak beline atıyordu, Armani silahı kavramasına izin vermeden göğsüne 2 el ateş ederek adamı yere serdi. Diğer adamı ise yere çömeltip namluyu ağzının içine soktu.
Armani: Bütün paraları çık, yoksa sonun arkadaşın gibi olur.
Diyerek uyardı adamı, korkudan titreyen adam ürkek bir şekilde parmağıyla arabanın bagaj kapısını gösterdi. Armani cebinde ne varsa çıkartacağını düşünüyordu ama ne yaptığına anlam veremedi, adamın belinden tabancasını alarak bagajı açtı ve gördüklerine inanamadı, bir çanta dolusu para. Armani şaşkınlığını uzun süre atlatamadı adamın yalvarmasıyla kendine gelmişti, yapılması gereken belliydi, tetiği art arda çekti.
Arabanın kapısını açtı ama binemedi, yerde yarı ölü bir şekilde yatan kızı terketmek onun için zordu, arkasını dönerek kızın gözlerine baktı, gözlerindeki haykırışı duyabildi. Kızı kavrayarak arabaya bindirdi ve yola koyuldu. Nereye gittiğini bilmiyordu, kızı konuşması ıçın zorladı.Armani: Seni nereye götürmem gerekiyor, uyan sana diyorum.
Kız cüzdanını uzattı, cüzdanı karıştıran Armani bir kartvizit buldu, üzerinde yazan adrese gitmeye karar verdi. Burası büyük ve ihtişamlı bir malikaneydi, adrese vardığında kapıdaki korumalar yaralı halde yatan Büyük Baron Arturo Garcia'nın kızı Olivia Garcia' yı farketmişlerdi. Armani karşılaştığı durumu hiç beklemiyordu, üzerine doğrultulmuş bir sürü namlu karşısında ne yapacağını bilemedi arabadan inip ellerini kaldırarak kendini teslim etti.
Korumalar bayan Olivia'yı tedavi etmek için bir an önce işe koyuldular. Bu sırada Armani malikanenin içindeki işkence hanede gece boyu çeşitli işkencelere maruz kalmıştı. Baron Arturo kızını kurtarmak için şehrin en ehli doktorlarını gece boyu soluksuz çalıştırdı.
Sabaha karşı Arturo mahzene inerek, ArmaniyeArturo: Kimsin, seni kim gönderdi?
Gibi sorular yöneltti, Armani konuşacak takâti kalmamıştı, baygın gözlerle halen ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Arturo: Dua et kızım sabah kendine gelsin, gelsin ki neler olduğunu anlatsın, yoksa seni ölümle hayat arasındaki arafta bırakacağım.
Arturo sabaha kadar kızının başında bekledi, gözleri kirpiklerinde sadece bir kımıldamayı hayal ediyordu. Gün doğmak üzereydi artık Armani'nin olanları kaldıracak gücü kalmamıştı ruhunu teslim edeceği anı bekliyordu. Onun en çok zoruna giden hayallerini gerçekleştiremeden bu topraklarda can verecek olmasıydı.
Olivia herkesi şaşırtıp güne gözlerini açarak başladı, karnına aldığı darbe onu perişan etmişti, babasının ona bakarak kızacağını tahmin ederken sevinç çığlıkları atmasına şaşırıyordu, Arturo zaman kaybetmeden ona bunu kimin yaptığını sordu
Arturo: Sana bunu kim neden yaptı meleğim, seni getiren adam sana neden bu kötülüğü yaptı?
Olivia bunları duyunca panik bir şekilde
Olivia: Hayır baba! Ona zarar vermeyin, o benim hayatımı kurtardı.
Diyerek olanları anlattı. Arturo hızlı bir şekilde mahzene indi ve adamlarına hemen yaptıkları işkenceyi kesmelerini emretti, Armani'ye olan mahçubiyetini nasıl gidereceğini düşünmeye başladı ve ona bir akşam yemeği düzenlemeye karar verdi.
Arturo: Onu çözün, temizleyin ve şık bir şekilde giydirip akşam yemeğine hazır hâle getirin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇAK KARTEL
AventuraBaron olma hayaliyle büyüyen bir Gencin mülteci olarak kaçtığı amerika'da hedeflerine adım adım yaklaşması.