4 Yıl Önce 20 Aralık
Dilara Sönmez
Elleri ellerimdeydi.
Gözleri gözlerimde...
Kalbim onun için atıyordu.
Hayatımda daha mutlu olamam.Sadece onun yanında özgür oluyordum.
Bir tek onunla yağmurun altında dans eder, kimseyi umursamadan şakı söylerdim.
Yanında rahatça saçmalayabildiğim tek kişiydi o, Aras. Hayatımın aşkı...
Yollar karlı olduğu için bu gün okul tatildi. Ama bu bile buluşmamızı önleyememişti.
Beraber yağan karın ortasında dans ediyorduk. Üşüyordum ama umurumda değildi. Onun sevgisi ruhumu ısıtıyordu.
"Sevgilim, içeri girelim." dedi kollarını etrafıma sararken.
"Neden?" diye sordum yanağına bir öpücük kondururken.
"Titriyorsun." dediğinde titrediğimin yeni farkına varmıştım. Yarın kesinlikle hasta olacağım.
Elimden tutarak beni peşinden apartmanın içine getirdi.
Elektrik olmadığı için merdivenden koşarak çıktığımızda nefes nefese kalmıştım.
Eve girdiğimizde sıcacıktı. Aras montunu çıkarıp mutfağa yöneldi. Ben de montumu çıkararak odama koştum.
Günlüğüme bu gün karın altında dans ettiğimizi yazdığımda Aras, beni çağırdı.
Mutfağa girdiğimde masanın üstünde iki tane kupa vardı. Hemen masaya oturup kahveyi içmeye başladım.
"Sakin ol, yanacaksın." dedi Aras. Omuz silkerek içmeye devam ettim.
Aras masanın üstüne beyaz bir ayıcık koyduğunda kaşlarımı kaldırdım.
"İlk yılımız kutlu olsun!" dediğinde bu gün sevgililiğimizin ilk yılı olduğunu hatırladım. Ben bunu nasıl unuttum?
Elimi tutarak dudaklarına götürdüğünde gülümsedim. Biliyormuş gibi yapmalıydım.
"Unuttuğunu biliyorum. Hiç biliyormuş gibi yapma, Dilara." dediğinde yanaklarım kızardı.
"Beni bu kadar iyi tanımak zorunda değilsin, Aras." dedim ayıcığı alıp sarılırken.
Beş dakika sonra Aras telefonuyla uğraşmaya başlarken ben de annemin dün gece yazdığı mesajlara cevap yazıyordum. İki gün önce teyzemin kızının düğününe gitmişti. Bu gün de yollar kapalı olduğu için gelememişti.
"Sevgilim, benim acilen gitmem gerkiyor." Aras'ın sözleriyle başımı kaldırdım.
"Nereye?" dedim tek kaşımı kaldırarak. Her gün bir bahane bularak beş saatliğine yanımdan ayrılıyordu.
"Arkadaşlar kavgaya karışmış, onlara yardıma gideceğim." diyerek yanağıma bir öpücük kondurdu. Sıkıntılı bir nefes verdiğimde çoktan kapıya gitmişti.
Gittiğinde ben de montumu giyerek dışarıya çıktım. Onu takip etmeliydim çünkü yalan söylediğini biliyordum.
Karlı sokakta onu takip ederken Aras tek katlı bir evin kapısını çaldı. İçeriden sarı saçlı bir kız çıkıp Aras'a sarıldığında kalbimdeki sarsılmaz güveni paramparça oldu.
Aras, beni aldatıyordu.
Bu cümle beynimde hüzünle dolaşırken kalbimden bir damla yaş aktı. Kalbim, kendi içinde ağlamaya başladı.
Geriye dönüp koşarak gittiğimde dakikalar sonra ayaklarımın beni getirdiği yer onunla ilk sevgili olduğumuz yerdi.
Telefon çaldığında annem arıyordu. İstemeye istemeye açtığımda bir polis memuru konuşmaya başladı.
"Gülperi Hanım'ın kızı siz misiniz?" diye sorduğunda kalbime bir ağırlık çöktü.
"Evet, benim." dedim elim kalbime giderken. Umarım annem iyidir.
"Başınız sağ olsun. Anneniz bir saldırıya uğrayarak hayatını kaybetti." dediğinde ilk algılayamadım. Kafamda cümleyi tekrar tekrar tekrarlayınca en sonunda istemeyerek gerçeği kabul ettim. Ve bir anda telefon elimden düştü.
Dizlerimin üstüne düştüğümde fikrimi değiştirdim. Bu gün hayatımın en kötü günüydü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıllar, Yalanları Affetmez
Romance"Günler, kalbime yük oldu sevgilim..." İnsanlar güven verir. İnsanlar umut verir. İnsanlar kalbine bazen aşk verir. Ama eninde sonunda kalbinde kalan tek şey adına "Hayal kırıklığı" dediğimiz bir enkazdır. Düştüğünde, insanlar sana el uzatır ama se...