hyunjin tam da doğum gününde üniversiteli öğrencisiyle tanışmak için stüdyoda baterisinin başında bekliyordu. öğrencisi kendisinden üç yaş büyük olduğu için ona nasıl hitap edeceğini bilmiyordu, gelecek kişinin yirmi yaşında müzik aleti öğrenecek olmasından utandığını anladığı için hyung demeyi düşünmüyordu. hyunjin on yedi yaşında bir liseyken öğrencisi yirmi yaşında çoktan üniversite kazanmış olgun biriydi, yani en azından hyunjin öyle düşünüyordu.
"merhaba."
duyduğu sesle başını kaldırırken gördüğü yüz hyunjin'i istemsizce hafif bir şekilde gülümsetmişti, kesinlikle karşısındaki kişi kendisinden daha küçük duruyordu.
"merhaba, ben hyunjin."
"ben de jisung."
jisung tombul yanaklarının koştuğu için kıpkırmızı olduğunu bilmeden derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"yetişemeyeceğim için koştum neyse ki geç kalmamışım."
hyunjin başını sallayıp konuşacakken hemen karşısında duran jisung konuşmaya devam ettiği için araladığı dudaklarını sessizce kapattı.
"soyadın hwang mı hyunjin?"
jisung hyunjin'in şok olmuş yüz ifadesine bakarken heyecanla konuşmasını bekledi ve genç çocuk onu onayladığında kocaman gülümsedi.
"ailemle hemen yan evinizde yaşıyordum. sen doğar doğmaz taşındınız ve ben tanrı'dan istediğim arkadaşımın gittiğine çok üzüldüm."
hyunjin ne demeye çalıştığını anladığı için hafifçe gülerek başını salladı.
"biraz geç buldun beni."
"o kadar da geç sayılmaz bence."
jisung hyunjin'le beraber gülmeye başladığında bir süre iki genç çocuk gülüşmeye devam etti.
"peki sen ne istedin tanrı'dan?"
"beni isteyen çocuğu bulabilmeyi. ben de ümitsizdim senin öldüğünü düşündüm."
"çok kötü olurdu böyle bir şey yaşansaydı. bir çocuk doğarken arkadaş istedi diye dünyaya geliyorsun ama ölüp gidiyor ve senin yaşaman için bir amacın kalmıyor."
jisung sakince konuştuktan sonra iç çekip hyunjin'e baktı ve konuşmaya devam etti.
"şimdi düşününce çok bencilde geliyor ama sanki ileride yalnız olacağımı biliyormuş gibi tanrı'dan bir arkadaş istedim."
hyunjin kocaman gülümsedi ve ani bir hareketle jisung'un yanaklarını sıkmaya başladı.
"sen beni istemeseydi doğmayacaktım öyle düşün."
jisung, tam da küçük arkadaşının doğum günü olduğunu fark ettiğinde ona yemek ısmarlardı, lunaparka gidip beraber eğlenmelerini sağladı. hyunjin geçirdiği en iyi doğum gününü geçirirken jisung ise istediği küçük arkadaşa 6180 gün sonra tekrardan kavuşmuştu ve ondan mutlusu yoktu.
iki eski arkadaş o gün de dahil her günlerini beraber geçirdiler.
💘
bir gün beraber vakit geçirebilmemiz ve kocaman sarılmamız dileğiyle, tekrardan iyi ki doğdun, seni çok seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1156 days¬hyunsung
Krótkie Opowiadaniaanne karnındaki bebekler doğmadan hemen önce tanrıya olan isteklerini söylerdi. herkes bir sürü oyuncak isterken han jisung ondan tam 1156 gün sonra doğacak bir arkadaş istemişti. for u @lounadei