Yıl, 2007,05,07
Saat: ÖÖ, 9:30Küçük genç, babasının küçük baş hayvancılıkta şuan çalıştığı bir köyde,
Dışarıda bir taşın üzerine oturmuş gökyüzünü izliyor bulutlara bakıp çocukluk hayallerine dalıp huzur buluyordu. Oturduğu taşın sağ tarafı aşağı doğru, mahallenin içine doğru giden yokuş bir sokak,Sol tarafı ise geniş bir ortam olup etrafında müstakil evler vardı.
Genç, her gün oraya oturur solda duran komşunun bahçesine uzaktan bakar ağaçlarını ve yapraklarına göz gezdirirdi.
Bu küçük gencin, açık kahverengi gözleri, simsiyah uzadıkça kıvırcık olan, aşırı sert ve fazla olan saçları, kalın siyah kaşları, ve kalın ve kısa dudakları olan esmer bir 5 yaşında çocuktu....
Herşey o oturduğu yerden merakı yüzünden kalkması ile başlamıştı, fakat yarın bize de neler olup olamayacağını nereden bilebiliriz 'ki?
Oyuncak arabaları çok seven bu genç, oturduğu yerde, oyuncakları ile de bir tarafta oynamaktan çekinmiyordu.
Yumuşak sesi ve çok masum bir kalp taşıyordu.
Oturduğu yerde sessizliğine kapanmışken, sokaktan bir koyun sürüsü ayak sesleri ve "meeee diye bağırışları gencin kulağına geliyordu.
Oturduğu yerden oyuncaklarını kucağına alarak ayağı kalktı ve oradan biraz uzaklaşarak hayvanların gelmesini bekledi.
Gurup gurup halinde koyunlar sokağın bir başından diğer başına doğru giderken aynı zamanda da onların ahırından da koyunlar sürüye katılmak için dışarı çıkıyordu.
Koyunların peşinden devam eden kangal, kendisinden daha iri olan o köpekleri gözden geçiriyor, yürüyüşleri onun için hayranlık uyandırıyordu
derken bütün sürü oradan uzaklaşmıştı.Kangal köpekleri en güçlü köpek türlerinden biridir. Kalın kolları, ucun bacakları, çok güçlü çeneleri vardır aynı zamanda kurtlara benzeyen bir tür olduğu için onunda özelliklerini taşıyor.
Tekrar kendi oturduğu yere geçti ve bu sefer annesi, bekar halası, ve babaannesi ellerinde süt kovaları ile dışarı çıktı.
İlk başta bu küçük genç herşeyden habersiz olanlara bakıyor sessizce şahit oluyordu.
Babaannesi ve annesi muhabbet eder bir şekilde sütleri yolun ortasına kadar götürdü ve orada beklediler yaz mevsimi, doğu'dan bir güneş parıltısı insanın gözüne çarpıyor ve hafif bir rüzgar esintisi ortama hâkimdi.
Gencin annesi ve babaannesi kendi aralarında tartışıyor genç ise izliyordu ve o an bir gür sesli korna sesi gelmişti derken kırmızı renkli, beyaz çizgiler ile kaplı römorku biraz eskimiş hareket ettikçe sallanan bir kamyonet annesinin ayağına kadar gelmişti.
Genç kamyoneti görünce heyecanlandı ve o hevesle küçük bir tebessüm ile kamyonete doğru yaklaştı.
Genç kamyonet oyuncakları olan ve dozer, kamyonet türü oyuncakları çok sevdiği için bu kamyonetin büyüklüğü onun çok dikkatini çekmişti fakat, bu küçük çocuğun hareket eden ve ona zarar verebilecek bir araç olabileceğini hiç bilmiyordu..
Her merakından kamyonete çok yaklaştı ve elini kamyonete uzatıp bir an dokundu.
Bir defa başını ailesine doğru çevirip baktı ve onlara kendisini göstermeden aracın diğer tarafına geçip ailesinin oradan uzaklaşmasını bekledi..
Bu gelen kamyonet bir fabrikaya bağlı sütçü aracıydı.
Hafifçe kamyonetin diğer tarafına geçti onun orada olduğunu fark edemeyen ailesi oradan uzaklaştıktan sonra genç, kamyonetin arkasından merdiven misali basıp üzerine çıkabilmek için yapılmış bir demir kola tutundu ve yaşı gibi boyu da küçük olduğu için kamyonetin kolu onun boyuna göre yüksekteydi.
Kamyoneti süren şoföre bile kendini belli etmeden gizlice arkasına geçtikten sonra kamyonet hareket ederek köyden çıkmak için yavaş yavaş yol almaya başlamıştı ve o an genç, koldan tutundu.
Oyuncak olarak gördüğü ama yaptığı şeyin tehlikeli birşey olduğunu bilmeyen genç, kola tutundu ve hareket halinde 'ki 4.5 tonluk aracın onu çekmesi hoşuna gidiyordu.
Devam etmeden önce bu kitabın yazarı olarak benim merak ettiğim ise şuydu.
Bu tehlikeli girişimden dolayı ona önem vermeyip fark etmeyen ailesi mi yoksa bu heyecanın ona kötü tehlikeye bilerek sürükleyen genç mi olanlardan ve olacakladan ötürü suçlu?
Baya bu yaptığından dolayı keyif alıyor ve bir süre asılı tutunup kamyonetin ilerlediği bir yerden sonra bırakıp evine geri dönüyordu.
Bu yaptığı son olmayacaktı! Ve
O günden sonra kamyonet her gün kapısına geliyor, genç orada onu izliyor ve ailesi oradan uzaklaştıktan sonra daha önce 'de yaptığı gibi arkadan tutunuyor bir süre sonra bırakıp evine dönüyordu.O kaderinin yazıldığı ama Allah dışında kimsenin bilmediği gün gelmişti.
En başından beri her gün yaptığı şey olan oraya oturmak ve kamyonetin arkasından tutunma sahnesi oluyordu.
Ailesi oradan uzaklaştı, arkaya geçti ve hareket halinde kamyonete tutundu.
Bir kamyonet tekerleği büyüklüğünde olan bu çocuk kendi canı ile apaçık bir halde oynuyordu.
Kamyonete tutunmuşken bu sefer daha fazla peşinden gitmişti derken köyün dışına bile çıkmaya başladı.
Kamyonet şehire gidiyordu arkasından ona tutunan genç, araç hızlandıkça daha çok gayret ediyordu ve gayret ettikçe daha da bitkin düşüyordu.
Bu denli hızlandığı bir anda içerisinde bulunan küçük kemeri kamyonetin bir demir parçasına yanlışlıkla takıldı.
Çok değişik ve kötü bir an geçiriyordu bitkin düşmüştü ve artık kamyoneti de bırakamazdı çünkü nostaljisi an araç onun bir kenara savuracaktı ve aynı zamanda kemeri ile uğraşırken dikkatini bozamadı.
O an gelmiş çatmıştı......
Gücünü yitirmişti küçük genç artık ve ellerini bıraktığı an kafayı yere ayakları ise havaya kalkmıştı derken kafası kamyonetin arka tekerleğinin altında girerek ağır yaralanıp kan içinde yolun birer kenarında uzanıyor haldeydi.
Bilinci kapanmış kafasının arkasından kamyonet tekerleği geçmiş ve kafası ile birlikte bacaklarına kadar bedenin çocuğu yeri sürmüş, burnu ve kolları kırılmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kitab-ul Azap
No Ficcióntamamen gerçek bir hayat hikayesini anlatan çok küçük yaşta başına kötü şeyler gelen ve her geçen ömürden, yıllardan en sevdiği insanların ona yaptıkları ve küçük yaşta içinde taşıdığı ışığın geçen zamanlarda Karanlıkta nasıl yok oluşu yazıyor Haya...