''SEN BENİM, BENDE DOLUNAYIN OLAYIM.''

2 0 0
                                    

-''Böyle dışarı çıkmana izin veremem benim hatamdı ve düzeltmek de bana düşüyor.''

Gözlerimi gözlerinden ayırmadan onu izlerken bir anda kendimi konuşurken buldum.

-''Elbette sen düzelteceksin.''

-''Harika bana gidiyoruz.''

Şok içinde ona bakarken ne diyeceğimi bilemedim düşünmem lazım, düşün Dolunay düşün.

-''Pardon da senin evine gelip de ne yapacağım.''

-''Üstünü değiştireceksin ve bende kıyafetini yıkatıp sana getireceğim bu kadar basit J.''

-''Beni evime götürmen daha basit olurdu. Evime gider üzerimi değiştirir çıkardım dışarı ne gerek vardı bu ukalaca davranışa.''

-''Bu kadar uzamasına gerek yok sus ve beni dinle.''

-''UKALA...''

Bu adam ne yapmaya çalışıyor anlamış değilim. Beni evine mi atacak sapık. İçimden bir ses diyor ki aç camı ''SAPIK VAAAR!'' diye çığlık at. Ay Allah'ım ne bu başıma gelen alt tarafı ıslandım ya ne gerek vardı onunla gitmeye.

-''Bana isminizi taktim eder misiniz küçük hanım.''

Ne bu şimdi ukala adam bir centilmene mi dönüşüyor.

-'' Anlayamadım.''

-''Şöyle söyleyeyim küçük hanım. Hani insanlar birbirine hitap edebilmeleri için ilk doğduğu zaman kimliğe isim yazılır ya seninde kimlikteki ismini soruyorum.''

-''Bak ukala çocuk benim ismime ihtiyacın yok. Ve bende senin ismini merak etmiyorum.''

-''HHAHAHA.''

Büyük bir kahkaha attı. Şok içinde ona baktım ve elini boynuma doğru uzattı. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki bir an kalbimin atışını duyacak sandım. Kolyemi eline aldı ve elini geri çekti.

-''Dolunay'cım tanıştığıma memnun oldum. Benim adım.''

-''Senin adına ihtiyacım yok ukala adam.''

Sözünü kesmeme aldırış etmeden devam etti.

-''Miraç Giray.''

Bir isim ve soy isim bu kadar güzel olamaz. Kızım sen ne diyorsun ya kendine gel.

-''Memnun oldum diyemem MİRAÇ GİRAY. Ben DOLUNAY SARAÇ. ''

O an aklımdan çıktı kolyemde ismimin yazılı olduğu.

-''Güzeel beğendim.''

-'' beğenmesen de bu yoruma ihtiyacım yoktu MİRAÇ GİRAY!''

-''PEKALA DOLUNAY SARAÇ ARABADAN İN!''

Ne beni bu halde yolda mı bırakacak ve evden epey uzaktayız. Allah'ım bu çocuk beni çıldırtmak için mi gelmiş bu dünyaya.

-''NE?''

-'' Ne yani arabada mı bekleyeceksin eve geldik hadi küçük hanım mızmızlanma.''

Arabadan kafamı çıkardığım anda beni bir ev değil resmen bir yalı karşıladı. Mükemmel bir mimarisi var. Kocaman camları, Işık vuran odaları, mükemmel bir bahçe. Her köşe çiçekler ile çevrili. Neyse çok ve çok güzel bir yalı. Ben donakalmış bir şekilde yalının her köşesini incelerken miraç bana seslendi.

-''Hadi ama küçük hanım biraz daha ıslak kalırsan geceyi hastanede geçireceksin.''

Kısık bir sesle

-''Tamam geliyorum.''

Utanarak eve girdim o sırada evde çalışan bir abla bana bir havlu uzattı. Benden önce miraç havluyu alıp sırtıma sardı ve ablaya şöyle söyledi;

DolunayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin