8 | to the others and to kim taehyung.

2.9K 369 168
                                    

elley duhé | middle of the night

____________

"Buraya çağırman için özel bir sebep olmalı." Yaslandığı kağıtlar apartmanında daha rahat bir konuma geçerken kirpiklerinin altından bana bakıyor ve sorarcasına konuşuyor profesör.

Evet, kırk dakika gibi bir sürede Bay Min bu odaya uğrayacak ve onun gelmesine dakikalar kalmışken sizi taşırmak istiyorum.

Ancak bunu size söylememekte kararlıyım.

"Odanızı tercih etmedim bugün, özel bir sebebi yok." Mırıldanarak onaylıyor dediğimi, gözü fotokopi makinesine kayıyor ve saniyelik gülümsüyor. Ona dediklerim canlanıyor aklında, o kadar belli ediyor ki ben de ona katılıp gülümsüyorum.

Çok terbiyesiz bir gülümseme bu, beni inceledikten sonra derin iç çekişini duyunca daha iyi anlıyorum.

Duvardaki dijital saate bakıyorum, otuz yedi dakika var. Ders bitimine denk geliyor bu. Bay Min'in dersine girdiği arkadaşlarımdan yürüttüm bu bilgiyi. Çok basit oldu, beni hiç zorlamadı bu yüzden şimdi akademisyenimle dakikaları zorlayıp kendimi de sıkıştırmaya can atıyorum.

Onunla tanışana dek bu kadar uçuk olduğumu bilmiyordum. Sahiden. Bir şeyleri ertelemez, tam vaktinde yapardım ama konu o olunca devreye hep son dakikalar girdi, akrep ve yelkovan bizim adımıza döndü.

Onun ezilmesine, ellerim arasında iki büklüm kalmasına bayılıyorum ve bunlar sınırlı vakitte olduğunda gerçek bir orgazm yaşamama ihtiyacım kalmıyor. Ona yapacaklarımın düşüncesi, onu mahvetmiş şekilde görecek olmanın bekleyişi ve nice benzerleri bana zihin orgazmı yaşatıyor.

Beynimin loblarında titreşimleri hissediyorum, kıvrımlarından durmadan zevk suyu akıyor ve nöronlarımla buluşuyor.

Şimdi de buluşmak üzere.

Onu gerçekten fotokopi makinesine yaslayacak olmak, bana vereceği en kirli ifadeler, belki de kağıtlara sıçratacağı meniler görüş açımı bulandırıyor.

Gözüm seğiriyor, kafamda middle of the night çalıyor. Bittikçe başa sarıyor ve yüzünün, saçlarının kopyasını aldıktan sonra dudaklarına şarkının sözlerini yazmalıyım diyorum.

"Ne bekliyorsun? Oldukça hırslıydın beni buraya çağırırken." Her zamanki kışkırtmalarından yapıyor, onu sadece izliyorum. Gözlerim her zaman üzerinde, hipnoz ediyor beni.

Ancak bundan şikayetçi olduğunu da biliyorum. Ona uzun bakışlarımdan bir süre sonra rahatsız oluyor, anlamını öğrenmek istiyor. Boş olduğunu düşündüğüne eminim, öyle de. Bakışlarımın değdiği her yer çoğunlukla bomboş olduğundan ona bakınca böylesine güzel bir tamlığa alışmak için efor sarf ediyorum.

Sessiz biri olduğumdan yakınıyor gibi bazen. Mesajda olduğu gibi konuşan biri değilim, sükunet benim konuşma biçimim lakin hayatımın ondan sonraki döneminde bu desibelsizliğe onun inlemeleri ve ıslak sesleri giriyor.

"Taehyung." Dominant sesi çınlıyor kulağımda beni kendime getirmek istercesine. Ses tonundan hoşlanmıyorum, rolleri değiştirmenin zamanı gelmiş çoktan. Ona bu dinamikte kimin baskın olduğunu yirminci kez gösterme vakti.

"Sadece kanınızın ne kadarı zevkle fokurduyor bunu iyice duymak istedim."

Hayır, seni nasıl çığlık attırmadan sikebilirim onu düşünüyordum.

Bunun üzerine hiçbir şey demiyor Bay Jeon ve sonrası biraz hızlı oluyor. Biraz? Belki.

Ne ara ona doğru yürüyüp kolundan çekerek kitaplığa yasladığımı ve dudaklarıyla buluştuğumu bilmiyorum. Sertçe vurmuş olmalıyım sırtını, acı ancak zevkle de inliyor. Ara sıra taktığı gözlüğü burnumu sıyırsa bile zerre umurumda değil.

wet (demo)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin