5 | "who" wanted me so much today?

3.1K 404 175
                                    

the neighbourhood | the beach

___________

"Beni odanıza bu yüzden mi çağırdınız?" Beni aheste aheste onaylıyor, oturduğu sandalyesinde yavaşça dönüyor ve elindeki kalemi durmadan çeviriyor.

Çağırmasının sebebi derste onunla göz kontağı kurmamam.

Bay Jeon konu ben olduğumda en ufak iletişimsizliği "derin ulaşılmazlık" olarak tanımlar ve her seferinde odasına çağırarak bana bunu iyice anlatır.

Ben kavrayana kadar.

Sebeplerini, sonuçlarını, gerekçelerini ve yargılarını öylesine sokar ki zihnime, bir daha yapmamak için beni durdurur. Bilgileri olabildiğince aşılar, yüzünde her zamanki sert ifadesi vardır ama naziktir. O suratıyla bu tavırları birleştiğinde kendime engel olamam ve o da bunu istemez zaten.

Şimdi de bunu yapmak istiyor. Daha önce öğrettiği şeyleri uygulamadığım için her an kızacak gibi, her an beni gafil avlayacak gibi.

Kapısının önünde ayakta duruyorum, en sonunda dönmeyi bırakıp masasına yaslıyor dirseklerini ve usulca "Kapıyı kapat, lütfen." diye ricasını sunuyor. Seve seve yapıyorum, onun ricaları benim için tetikleyici unsur.

Her şeyi kibar bir dille istemesine ölüyorum ve ne zaman "lütfen" dese ona diğer tüm kelimeleri yasaklayıp lügatında yalnızca bu kelimenin olmasını sağlamak istiyorum.

Yanağına yaslıyor iyice elini, parmakları tenine bir piyano tuşuymuş gibi basıp geri çekiliyor. Gözleri üzerimde, beni nü bir tabloymuşum gibi alıcı gözlerle büyülenmişçesine süzüyor.

Kravatını gevşetiyor biraz zaman sonra, ceketi çoktan çıkarılı. Boğazımı bu kumaş parçası değil, sen sıkmalısın mesajını çoktan aldım. Sarmaşık gibi kravat, eline dolanıyor, sandalyesinden kalkıp önüme geliyor ve geçenlerde keçeli kalemimle kafama göre desenler çizdiğim lila Vanslarımın ucuna bırakıyor.

Tek kelime etmiyoruz, onu izlemek bile beni doyurucu bir zevkin kuyusunda ağırlıyor. İri gözleri, parlak küçük dudakları, heybetli vücudu ve uzun bacaklarıyla deli gibi arzuladığım biri. O bacakların benim için sonuna dek açılmasını seviyorum, profesör oldukça esnek. Belini beni daha çok tahrik etmek için bükebildiği kadar bükebilir ve bu asla acıtmaz canını. Yüzünü istediği kadar çarşaflarına bastırabilir, nefessiz kalabilir. Elim durmadan saçlarında olup onu yatağa bastırdığım sürece bundan bir saniye dahi şikayetçi olmaz.

Bunu biliyorum fakat deneyimlediğim için değil, onu tanıdığım için.

Zira güzel bedenini hiçbir zaman çarşaflar üzerinde üryan bir şekilde görmedim. Saçları yumuşak yüzeye hiç dağılmadı, elleri yatak başlığına tutunmadı. O illegal yerlerde yapmayı seviyor, yalnızca benim altımda değil risk altında da kalmayı seviyor.

Ben de seviyorum ama bazen onu evimde de istiyorum.

Arındırıyor beni düşüncelerimden tıpkı gömleğinin üzerindeki süveterinden arındığı gibi.

Onu izliyorum, bir gün soyunuşunu tamamen seyretmeyi dileyerek. Gömleğiyle kalıyor, göğüs uçlarına bakıyorum. Öyle kızgınlar ki çok belirginler, sızlandıklarına eminim. Dünkü konuşmamız geliyor aklıma; beni çileden çıkarttığı, doyumsuzluğunu suratıma suratıma vurduğu o halleri.

wet (demo)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin