Günün sonunda ekipçe toplanıp HP maratonu yapmaya karar vermiştik. Toplanacağımız yer Soobin'in eviydi. Evlerimiz yakındı bu yüzden yürümeye başladım. Cebimden kulaklığımı çıkarıp rastgele bir şarkı açtım.
Çok geçmeden Soo'nun evine vardığımda zili çaldım ve beklemeye başladım. Kapı açılınca gülümseyerek bana bakan Soobin'e karşı bende gülümsedim.
"Hoş geldin."
"Diğerleri geldi mi?"
"Hayır, ilk sen geldin."
Kapıyı daha çok aralamasıyla içeri geçerken omzuna çarptım. Biraz trip iyidir sonuçta.
Yani solucan olsa ben onu severdim. Hıh!Tam salona doğru geçecekken kolumdan tutulup sırtımın duvara çarpmasıyla acıyla inledim.
"Ne oldu güzelim?"
Gözlerini gözlerimden ayırmadan söylemişti bunu. Daha fazla yakınlaşabilirmişiz gibi iyice yaklaştı ve burnunu boyun girintime sokup derin bir nefes aldı. Bu hareketliyle seslice yutkundum.
Hala cevap vermemiştim.
"Hm?"
Birkaç saniye sonra yüzünü tekrar yüzüme sabitledi. Böylece gözlerimiz tekrar buluşmuştu.
"H-hiç."
Kekelememe karşın dudaklarımı ısırdım . Bakışları anında dudaklarıma kayarken dudaklarımızı birleştirdi.Bu seferki öpüşmemiz farklıydı, tutku ve şehvetle öpüşüyorduk.
Ellerini belimden kalçama doğru götürürken yavaşlığından dolayı inledim. Bunun üzerine daha sertçe öpüşmeye başladık. Islak sesler odayı kaplarken öpücükleri boynuma doğru ilerlemeye başladı.
Boynumu sertçe ısırıp emmesiyle derin bi şekilde inledim. Biraz daha boynumda oyalanıp, iz bıraktığını emin olduktan sonra tekrar dudaklarıma yönelmişti. Bu sırada elleri vücudumda sabırsızca geziyor, dokunduğu yerler alev gibi yanıyordu.
Sonunda dudaklarımız ayrıldığında nefes nefese kalmıştık. Alnını alnıma yaslayıp nefeslenmeye başladık.
Biraz sonra zilin çalmasıyla Soobin yanımdan ayrılıp kapıya yöneldi. İçeri ekibin geri kalanı geldi. Şanslıydık ki Soobinler'in evi büyüktü ve hepimize yer vardı.
Herkes salona geçti.Az önce burada deliler gibi öpüşmüştük. Eğer gelmeselerdi ne olurdu diye düşünmekten kendimi alıkoyamadım.
Bazıları salondaki geniş koltuğa bazıları ise yere oturmuştu. Onlar filmi ayarlarken aklıma boynum geldi ve bakmak için tuvalete gittim.
Boynumdaki izleri inceleyip iç çektim. Tuvaletin kapısından gelen sesle başımı oraya çevirdim. Soobin gelmişti.
"Yakışmış." dedi sırıtarak.
"İzlerim sana çok yakışmış Junie~"
Oyununu devam ettirerek bende sırıttım.
"Evet, yakıştı Binnie~. Devam etmek ister misin? Çünkü vücudum daha fazlası için yalvarıyor. Lafım bitince tişörtünün yakasından çekip kendime yaklaştırdım.
"Üzgünüm güzelim,o yüksek çığlıklarını kendime saklamayı yeğlerim." deyip göz kırptı.Dudaklarımı büzüp somurttum. Büzdüğüm için öne çıkan dudaklarıma hafif bir öpücük kondurup dışarı çıktı. Ardından bende çıktım.
"Ee açtınız mı filmi?"
"Shh!"
"Aman be!"
Söylenerek koltuğa oturdum ve filme odaklandım.
Bir süre sonra gözlerimin kapanmasıyla kendimi uykuya bıraktım.ehe
bi şey dicem Kai'nin yeni albümü aşırı iyi değil mi?
Rover Rover Rover ım coming over over 💃🏼💃🏼💃🏼💃🏼💃🏼💃🏼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fall In Love |Yeonbin|
FanfictionHer dönem değişen sınıf düzeninde bu kez Yeonjun, Chaewon'un kuzeni ile aynı sınıfa denk gelir. -Düzenlenecek-