yetmiş dokuz

1.1K 116 89
                                    


Aşağı adımladı gözlerinden süzülen yaşlarla.Nedeni sadece iki üç ay önce tanıştığı genç adamdı.Bunu çok iyi biliyordu.Ama bunu bilmesini kendine yediremiyordu.Onun hakkında çoğu şeyi bilmiyordu.Bunu ona söylediğinde dalgaya vursa da en azından iki üç bilgi almıştı.Ama bunlarla yetinemiyordu.

  Doğum günü mesela.Hangi gündü?Ya da en sevdiği koku.Hangi kokular hoşuna giderdi?Bunları bilmek istiyordu.Ama şöyle bir durum vardı ki bunları bilmemesine rağmen çekilmişti ona karşı.Kendini alıkoyamıyordu.Belki de bu yüzdendi Hwang'ı üzen,Çirkin'in döktüğü göz yaşları.

Son merdiveni de gerisinden bıraktığında artık Hyunjin'i net bir şekilde görebiliyordu.Çok güzeldi.Özeldi.Bu güzelliğin onu etkilemesi gayet normal değil miydi?Deliye döndürüyordu karşısındaki güzellik.İradesini kaybettiriyordu insana.

  Aşağıda uzun kabanının ceplerine ellerini sokmuş genç adam.Güzeldi.Bu güzelliğin bir  nedeni olmalıydı.Tanrı'nın ona sunduğu bu güzellik,göz alıcıydı.Bu genç adamın gözleri karşısındaki kendinden kısa, burnuyla eşdeğer biçimde kızaran gözlerine baktı.

Çirkiniydi onun.Kimseye zararı olmayan Çirkiniydi.Madem ona bu kadar kapılmıştı,neden Çirkin diyordu ki ona?Hâlbuki güzelliği herkesi kıskandırıp,imrendirecek derecedeydi.Bu onun umrunda değildi.Çirkindi işte.Onun için o kadar çirkindi ki,bu çirkinliği masum öpücükleriyle gizlemek istiyordu.

"Seni üç ay boyunca yetmiş dokuz kez gördüm Çirkin." karşısındaki gencin yanına ulaştığında ilk bunları söylemişti büyük olan.

"Ve"dedi Hwang sendeler gibi bir adım atıp kafasını hafif yana eğerek.Karşısında savunmasız duran,hâlâ göz yaşı döken genci görmek canını çok yakıyordu.

"Ben üzgün olduğumda Çirkin görmeyi çok severim."diye fısıldadı hafif tebessümüyle

"Hani sende Çirkin'sin ya."

Bu söylediği güldürmüştü Felix'i.Çirkin.Çirkin,çirkin olmaktan şuan o kadar mutluydu ki.Ona güzel dese oturup daha çok ağlardı.

"Çirkin'i gördüğün yetmiş dokuz gün boyunca üzgün müydün."diye sordu Lee.Ama Hwang cevap vermedi.

"Neden ağlıyorsun Çirkin?Ağlarken çok güzelsin.Bu yüzden o çirkin gözyaşlarını daha fazla dökme."

"Ağlatıyorsun Hyunjin."diye fısıldadı Felix.Söylemesi gerekiyordu.İçten içe onu tüketen duygularını açığa çıkarması gerekiyordu.

"Ama inan,içimde öyle bir cebelleşiyorum ki.Sadece iki üç aydır.İki üç aydır görüşüyoruz,birbirimiz hakkında bildiğimiz tek şey neredeyse sadece isimlerimiz.Birbirimizi daha tanımazken bile sana olan ilgim,sence de haksızlık değil mi?"ellerini kendini açıklarken iki yana sallıyordu Felix.

"Seni ağlattım mı Felix?"dedi hilenin bıraktığı küllü avuçlarını ağlamaklı olan genç adamın yanaklarına sararken.

"Senin için içimde beslediğim duygular ağlattı beni Hyunjin."

"Beni tanıyıp tanımaman,ya da benim seni tanıyıp tanımamam inan umrumda değil Çirkin.Hislerin.Benim için çok değerli.Hem,benim duygularımın da senden kalır bir yanı yok."Zaten söylemişti.Hwang'ın,Çirkin'e karşı olan hisleri açığa zaten çıkmıştı.

Belki de zamana bırakmalıydı Çirkin.Zamanın ona bıraktığı çok şey vardı.Biraz da o yüklerini zamana bırakmalıydı.Hyunjin öyle yapmıştı.Zamanla birbirlerini tanıyacaklardı.

"Gözyaşların Lee.Akmamalılar."

Hwang'ın kendine karşı,tüm insanlığa karşı örülmüş sıralayabileceği yüzlerce sınırı varken Çirkin'e olan sınırı uçurumdu.Bir adım atsa sınırları tam anlamıyla yok olacak ve o uçurumdan aşağı düşüp parçalanacaktı ama inatla başını göğe dikip sanki uçurumun önünde durmuyormuşcasına umarsızca gökyüzünü izliyordu.O uçurumu Felix yok etmişti.Sınırsızdı.

Ceketini çıkardı Felix.Hyunjin'e uzattı.

"Tam bir aptal gibi davrandım."dedi Hwang."Özür dilerim.Mutlu olmaya çalışalım."diye devam ettirdi cümlesini.

"Evet,senden hoşlanıyorum.Bunu bir süre hiç anlamamış olman benim suçum.Ama bunun bir önemi yok.Sende benim gibi aptalca davrandın.Mutlu olmaya çalışalım.Ceketi bırak.Onu istemiyorum."Hyunjin bunları söylerken hâlâ gülümsüyordu.

"Ama rüzgar."derken Hyunjin,Felix'in sözünü kesti.

"Kokun Felix.Sana özel kalmalı.Eğer bende çiçek olursam,senin ne özelliğin olacak?Hem o kadar da soğuk almadım."

Bir adım yaklaştı Hyunjin.Az önce gardını indiren avuç içleri tekrar Çirkin'in yanaklarındaydı.Aralarındaki mesafe yok denecek kadar azdı.Bu az olan mesafeyi sıfıra indiren Hyunjin'di.Dudakları ilk defa olmasa da ikinci kez birbirlerine tutunmuştu.

Ayrıldıktan sonra söze atıldı Hyunjin.

"Çirkin.Çok çirkinsin."duyduklarıyla kıkırdadı Felix.

"Sen istersen sigarayı bile bırakırım Hwang."dedi gülümserken.

Aynı şekilde gülümsemesini büyüttü Hyunjin.

"Sigara kullanmadığını biliyorum Çirkin."

"Senden hoşlandığımı söylüyorum."

İkilinin gözlerindeki yıldızları her ikiside görebiliyordu.Ve Hwang Hyunjin.Dediğini yapmıştı.Çirkin'inin çirkin yüzünü saf öpücükleriyle herkesten gizlemişti.

O günden yana belki de çok şey değişecekti.Olgunlaşacaklardı,belki de ilişkilerini biraz daha ilerletip çok güzel kararlar alacaklardı.Ya da ara sıra tatlı ama hırçın kavgalar yaşanacaktı aralarında.Her şey olabilirdi.Bir tek şey dışında.O ikisi asla ayrılamazdı.Ne genç adam güzeller güzeli Çirkin'ini bırakırdı,ne de Çirkin güzeller güzeli genç adamı bırakırdı.Bu kadar hoş bir birliktelik nasıl sonlanabilirdi ki?

Uçurumu kendi elleriyle yıkmış,zelzele yaratmış birisine karşı sınırları gardını indirmişti.O uçurum belkide sadece Hyunjin'in adımladığı sonu çıkmaz sokağa çıkan bir kaldırımdı.Felix o kaldırımın yönünü değiştirmiş kendi yoluyla birleştirmişti.Hoş,Hyunjin bundan asla memnuniyetsiz değildi.Sonuç olarak o yolun sonunda Felix ile karşılaşmıştı.Olası bir mutluluktu.

Bu raddeye geleceklerini ikisi de tahmin edemezdi.Hwang'ın gönderdiği küçük bir mesajla gidişat epeyce değişmişti.Değiştirmişti.Hwang Hyunjin,Lee Felix'in hayatını güzelleştirmişti.Çirkinlere ilgisinin olması onun suçu değildi sonuçta.Ama şunu herkes biliyordu ki Felix asla çirkin değildi.Tabii Hyunjin'in ona taktığı isim sadece ona özeldi.Oda biliyordu,Çirkin'i asla çirkin değildi.


Cidden kendimden çok farklı şeyler yazıyorum
Hiç aklıma böyle bir şey gelmemişti.Sonu açık mı bitti bilemedim ama gerçekten kendi yazdığım bu fici defalarca tekrar tekrar okudum.Her okuduğumda kendimi çok garip hissettim.Ama çok hoşuma gitti.Umarım okuyan bir kişi olsa bile onu mutlu etmiştir.

uglyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin