Kuzey'in birden nereye kaybolduğunu çok merak ediyordum... Elif'i de ayartıp kuzeyi aramaya başlamıştık. Yer yarıldı da içine girdi sanki. Okulun her köşesine baktıktan sonra telefonumun çalmasıyla içimde korku oluşmuştu çünkü arayan annemdi ve saat okul çıkış saatini geçmişti hatta hava kararıyordu.
(Sıçtıkk !!!)
Kuzey merakına annemlere geç geleceğimi haber vermeyi unutmuştum. Asıl şimdi boku yedin Eylül özgürlüğüne şimdiden veda et. Haber vermezsen bi daha senin dışarı çıkmana izin verirler mi ¿! Off Allahım ya. Telefonum hala çalıyordu...
Açamazdım hem açsam ne diyecektim ki
" Bugün okula yeni nakil olmuş çok yakışıklı bi çocuk geldi ayni sınıftayız ve önümde oturuyo. Okul çıkışında çocuk birden kayboldu bende merakıma onu arıyorum" diyemeyeceğime göre -yemez- en iyisi meşgule atıp eve ışınlanmak olduğunu düşünüp Elife baktım onunda durumu benden farksız olduğu yüz ifadesinden anlaşılıyordu.
Göt korkusuna eve doğru koşmaya başlamıştık ki olan oldu. Yere kapaklanmıştım ve ayağım çok acıyordu. Elif'in panik halini görünce gülmek istedim ama gülememiştim ayağım buna izin vermemişti. Ayağa kalkamıyordum. Çevredekiler yardımıyla en yakın hastaneye gittik .
Bide bu çıktı başımıza. Ayağımın acısını, hastaneye kaldırılmamı her şeyi geçtim ben annemlere ne hesap verecektim. Elif o anki panikle kuzenlerimi aramayı ihmal etmemişti. Kuzenlerimle aynı evde kaldığımız için otomatikman ailemin de haberi olmuştu.
Doktor muayenesinden sonra ayağımın burkulduğunu ve kırık çıkık olmadığını öğrenince birazda olsa rahatlamıştım.
Kötüyü düşünmek istemiyorum ama ya kırık falan olsaydı bu merakımın başıma açtıkları yetmiyormuş gibi bide bununla uğraşacaktım. Sargılı ayağımla annemlerin beni beklediği odaya doğru gidiyordum. İçimde ki korku odaya yaklaştıkça artıyordu. Ayağım burkulmadan önce kemiklerimi kırarlar diye düşünüyordum ama bu burkulma olayından sonra tekrardan hastane masrafı yapacaklarını zannetmem.
Sonunda beklenen ana geldik.Hemşirenin yardımıyla odaya girdiğimde bütün herkesin geldiği gözümden kaçmamıştı.(İşiniz gücünüz yok mu sizin ya. Üşengeç Ülkü bile gelmiş o derece. Kötü gün dostu işte her bokum da yanımda.) Kapıdan yatağa ilerlerken bütün gözler benim üzerime çevrilmişti. Annemle babamın yüzüne bakmadan yatağa oturmuştum. Kimseden çıt çıkmıyordu.
(Fırtınadan önce ki sessizlik)
Herkes iki dudağımın arasından çıkacak sözleri merak ediyordu. Odanın içinde en köşeye oturmuş Elif korku dolu bakışlarını bana gönderiyordu. Benim yüzümden ceza alacaktı. Halbuki onun hic bir suçu yok hepsi benim yüzümden oldu. Bütün suçu ben üstlenecektim.
Annem sessizliği bozmak için yalandan öksürmüştü ki birilerinin artık konuya girmesi gerekiyordu. Babam konuşmaya başladı .
-Hakkınızı helal edin-
"Ayağın hala acıyor mu?Ne dedi doktor??" hatamın farkında olduğum için başımı öne eğerek konuşmaya başladım .
"Çatlak,kırık yok. Sadece burkulmus.Şislikler ve ağrı bir kaç güne geçermiş. Merak edilecek bir şey yok."
Babam kafa sallarken annem araya girdi.
" Nasıl merak edilecek bir şey yok. Eve gelmiyorsun, eve gelmeyeceğini haber vermiyorsun, telefonlarımızı meşgule atıyorsun. Sonra hastanede olduğu öğreniyoruz. Gerçekten de merak edilecek hiç bir şey yokmuş küçük hanım"
annem sinirli sinirli konuşurken gözlerim dolmuştu sadece özür dileyebilmiştim zar zor.
"Arkadaş gezmelerini,keman kursunu,bilgisayarını unut.Unutmadan telefonunu da bize veriyosun. Akıllanana kadar hepsi yasak."
Göz yaşlarımı daha fazla içimde tutamıyordum.Resmen özgürlüğüm,gençliğim elimden alınmıştı. Ben telefonsuz nefes bile alamam.Diri diri toprağa gömsünler daha iyi. Babam annemi sakinleştirmeye çalışırken bana bakıp;
"Eve gidince daha ayrıntılı konuşucaz yavaş yavaş toparlanın da çıkalım artık. Boşu boşuna odayı işgal etmeyelim "
Asıl kıyamet evde kopacak yani mirasımı yazmaya başlasam iyi olacak.
Hastaneden çıkınca Ülkülerin arabasına doluşmuş evin yolumu tutmuştuk.Yol boyunca annem söylenip duruyordu. Bense sadece nasıl hesap vereceğimi düşünüyordum.Hadi cevap verdim diyelim telefonumu nasıl geri alacaktım.
Ülküler -karşı komşumuz-,Elifler, kuuzenler (dayımlar yurt dışında çalıştığı için Savaş ve Barış bizimle birlikte kalıyorlardı.) kısacası herkes bizde toplanmış Elifle bizim anlatacaklarımızı merak ediyorlardı. Hesap verme sırası geldi.Bütün suçu üstlenip Elifin benim yüzümden ceza almasını önlemeliydim. Kurunun yanında yaş da yanacaktı.
#ELİFİN ağzından #
Eylül'ü hastane odasında beklerken annemler durmadan beni sıkıştırmaya başlamıştı bile hemen bi yalan bulmazsam Eylül salağı yüzünden bende ceza alacaktım.Hadi Eylül salak, iki kas gördüğünde aklı uçuyor ama benim annemlere haber vermem gerekirdi. Açıkçası bende Kuzeyi merak ediyordum. "Beni görünce mi gitmişti ? Beni hatırlamış miydi ?" derken bende unutmuştum annemlere haber vermeyi. Şimdi de babamlara açıklama yapmam gerekiyordu;
"Evet.Haklisiniz size gec kalacağımızı haber vermek zorundaydık.Telefonlarınızı meşgule atmamaliydik ama yarın fizikden sınavımiz var ve bizde hocadan ek ders almıştık.Ders sırasında siz arayinca hoca kizmaya başladı ve bizde meşgule atmak zorunda kaldık. Özür dileriz."
Ayak üstü uydurduğum yalana ben bile inanmamıştım.
-biz ve ders çalışmak-
Annemler tamam bir daha olmasın diye kestirip atmışlardı ama Eylül'ün ailesi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Annesi küplere binmisti.
- Eylüllerin evinde -
Eylüllere gittiğimizde hala eylüle yalandan bahsetmemiştim ve kendini hala kasıyordu. Hesap vermesi gerektiğini zannediyordu ve ayağının nasıl burkulduğunu anlatması gerekiyordu.
Eylüle yardım etmek için ve yalanlarımın ortaya çıkmasını engellemek için sessizliği bozarak konuşmaya başladım;
"Eylül çok yoruldu izin verirseniz odasında biraz dinlensin."
Babasının onay işaretiyle Savaş Eylül'ü kucağına alarak odasına çıkmasına yardım ederken yüksek sesle konuşmama devam ediyordum Eylül'ün de duyması için!
"Ek dersimiz geç bittiği için eve koşarak dönüyorduk. Eylül aniden düşünce panikledim ve hastaneye götürdük.Sonrasını zaten biliyorsunuz.Özür dileriz bi daha tekrarlanmayacak :/ "
Annemler yalanı yutmuştu ceza almadan yırtmıştım ama Eylül için aynı şeyi söyleyemeyeceğim haftanın ilk gününden başına gelmeyen kalmadı kızın .
Kuzeyden hoşlanması da ayrı bi sorundu zaten onun daha nasıl bi pislik olduğunu bilmiyordu.. Ona nasıl anlatacaktım piçin teki olduğunu, kızları kullanmayı sevdiğini , benimde o kızlardan olduğumu ...
Bi Allah'ın kuluda beğensin yaaa :///