Gidiyordum, hapishaneye
Kafam önde eğik, ellerim bağlı. İki kolumda duran gardiyanlar beni demir kapıya getirdi. Diğeri kapıyı açarken, ben içimdeki korkuyu durduramıyordum.
"Nolur, atmayın beni buraya." dedim ağlamaklı sesle, hiç bir şey demiyorlardı. İfadesizlerdi.
"Ben bir şey yapmadım! Korkuyorum lütfen."
Evet, çok korkuyordum, midem kasılmıştı. Kusacak gibi olmuştum, gardiyan ellerimi çözdü, beni içeri atacakken kolundan tuttum.
"Yapma, lütfen!"
Kafasını kaldırıp bana bakınca, daha da korktum. Diğer gardiyan beni bütün gücüyle içeri attı, kapı kapandı. İşte şimdi başlıyordu hikayem.
Kızarmış gözlerimle, akan burnumla arkaya döndüm. Ayağa kalktım.
Bütün herkes yatağın yanında durmuş, korkutucu gözlerle bana bakıyordu. Çok korkmuştum, onlardan.
"Allah kurtarsın."
Bana seslenen adama baktım, yüzünde izler vardı. Bi kaç kişi daha aynı şeyi söyledi bana, hiç bir şey diyemedim.
"Al bu yatak senin." dedi, eliyle ranzadaki alt katı gösterirken.
Yavaşça yürüdüm, gözyaşlarımı sildim. Ve yatağa otururken.
"Sağ ol." diyebildim, titreyen sesimle. Sırtımı yatağın demirine yasladım. Dizlerimi kendime çektim, bana bakan yabancı gözlerle çok utanıyodum.
Sanki çıplaktım, bana o şekilde bakıyorlardı.
Üzerinde siyah tişört, altında da pantolon olan abi bana yaklaştı.
"Yaşın kaç senin, ismin cismin nedir gardaş."
Hiç kıpırdamadım, dizlerimi kendime daha çok çektim.
"Yaşım 19, adım Eren." dedim burnumu çekerken.
Yan tarafta oturan abi, "Ohooo bu daha bebe, ne yapmış acaba." dedi.
Az önce ismimi yaşımı soran abi tekrar bana döndü.
"Naptın da girdin buraya sen?"
Söylesem mi diye düşündüm, ama söylemek zorundaydım gibi.
"Sevgilimi öldürdüm." dedim çatallayan sesimle.
Az önce yanda oturan abi, anında üzerime geldi.
"Sen nasıl bir kadını öldürüyon lan!"
"Şerefsiz!"
Herkes, üzerime küfürler yağdırırken, ellerim titriyordu. Bıraksalar beni döveceklerdi ama bazıları onları tutuyorlardı.
"Haysiyetsiz köpek!"
Ben daha çok ağlarken, mutfağın önünde oturan ful siyah giyinmiş adam kalktı.
"Kesin lan sesinizi!"
Bana doğru hızlıca yürüdü, elinde tesbih vardı. Avucuna aldı tesbihi.
"Lan vicdansız ne istedin kızdan!" Yakama yapışınca dilim tutuldu.
"Kız olduğunu söylemedim ki.." diyebildim ağlarken.
Boynumda olan ellerini yavaşca bıraktı, herkes bir an sessizleşti.
"İbne misin lan sen." uzaktan bir ses geldi.
Az önceki tesbihli benden uzaklaşırken diğerleri tekrardan üzerime geliyordu, çok fazla ağlıyordum elimle yüzümü kapattım.
"Şşşş, durun."
Sarı saçlı abi elimden tutup kaldırdı, tuvalet olduğunu varsaydığım bir yere sürükledi beni.
"Yıka lan yüzünü."
Musluğu açıp yüzüme su çarptım, ellerim titriyordu.
"Erkeklerden mi hoşlanıyorsun sen." dedi, birazdaha sakinleşmişti.
Yüzüne baktım, "Oğlum salak mısın! Neden söylüyorsun suçunu, yalan atsaydın ya!"
"Ben bir şey yapmadım." dedim ağlarken.
"Neden öldürdün sevgilini."
Aklıma gelen görüntüler, midemi bulandırırken karşımda adını bilmediğim adam sabır çekiyordu.
"Geç içeriye, dikkat et sikmesin millet seni gece." dedi.
"Süleyman ben, bir şey olursa beni uyandır, solundaki yataktayım zaten."
Beni kolumdan tutup içeri götürdü, herkes toplamış bir şeyler konuşuyordu, korkuyordum.
Yakama yapışan adam elinde tesbihle korkutucu şekilde bana bakıyordu, bu beni daha çok ürkütmüştü, yatağıma gidip oturdum, ne yapacaktım şimdi ben bir başıma yabancı kurtların arasında?
-Bölüm Sonu-
eveet oy veriyorsunuzdur insallahh, simdi sıfır hapishane bilgimle bu kitaba başladım eğer yanlışım olursa belirtin lütfen, iyi okurlar dilerim <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNAHKAR bxb
Teen FictionGözlerim kapalı, ellerim bağlı. Sürgün ediliyordum sonsuz bir yola. - Suçsuz bir mahkumun koğuş hikayesi.