4: vanilya kokulu öpücük

196 26 58
                                    

"Çiçek oğlum, yanına hırka falan al muhakkak. Geceleri soğuk olur buralar, hasta olma sakın." dedi tatlı tatlı konuşarak Bayan Kim. Çiçek oğlunun alnından öpmeyi de ihmal etmedi. Taehyung büyük annesinin öpücüğüne kocaman gülümsedi ve kafasını salladı.

Büyük annesi onun hayatındaki en değerli varlığıydı. Küçükken evinden ne zaman kaçmak istese büyük annesinin yanına giderdi. Ta ki büyük annesi taşınana kadar. Büyük babası vefat ettikten birkaç ay sonra taşınmaya karar vermişti büyük annesi. Yıllarca birlikte yaşadığı adamla olan anıları evin her bir köşesindeydi, bu acıyla yüzleşmeye cesaret edememişti. O zamanlar anılar kendisinin baş düşmanıydı.

Taehyung, büyük babası vefat ettiğinde ve büyük annesi taşınmaya karar verdiğinde çok küçük yaştaydı. Çocuk aklıyla büyük annesinin tıpkı büyük babası gibi ondan sıkıldığını ve gitmeye karar verdiğini düşünüp duruyordu. Büyük annesine "Büyük anne, lütfen gitme. Sana burada çok ihtiyacım var. Evde hiç rahat olamıyorum. Babam beni hep azarlıyor ama sen öyle değilsin, senin yanında çok mutluyum. Bana sevgi veren ve benimle ilgilenen tek kişisin sen." demek istiyordu fakat tek kelime edemiyordu. Babasının yaptıklarını anlatsa büyük annesi değil taşınmak Taehyung'un yanından bir saniye olsun ayrılmazdı. Fakat büyük annesinin babasından nefret etmesini hiç istemezdi küçük Taehyung. Çünkü bu hissi yaşamıştı, bilirdi ne kadar kötü hissettirdiğini. Ona bu kötü hisleri yaşatan babası olsa bile babasının bunları yaşamasına izin veremezdi.

Büyük annesinin bacaklarına sıkıca sarılarak gitmesini engellemeye çalışsa da elbet bir gün büyük annesiyle vedalaşmak zorunda kalmıştı. Kendisi ise cehenneme dönmek zorundaydı.

O günden sonra babası ne büyük annesinin nerede olduğunu söylemiş ne de büyük annesiyle iletişime geçmesine izin vermişti. Belki büyük annesinin yerini söyler diye babasının dediği her şeyi yapmıştı: İstediği üniversiteyi kazanmış, istediği insanlarla arkadaşlık etmiş, istediği ortamda bulunmuş ve daha birçok şeyi gerçekleştirmişti. Yaşadığını hissetmiyordu, tüm komutları yerine getiren bir robottan farkı kalmamıştı artık.

Tüm bunlara rağmen yine de babasına yaranamamıştı. Kendi yoluyla büyük annesini bulup bu kasabaya gelmişti. Okulu başlayana kadar bu şirin kasabada kalmayı planlıyordu, ilk defa babasının vurdumduymazlığı işine gelmişti. Taehyung özgür hissetmekten başka hiçbir şey istemiyordu.

Düşüncelerinden ayrılıp büyük annesinin koluna girdi hızlıca. Bayan Jeon'un evi yakında olsa bile büyük annesinin yorulmasını istemiyordu ama bir yandan da değişikliğin ona iyi geleceğini düşünüyordu.

Kapıyı kilitledikten sonra beklemediği bir yüzü gördü. Yanakları hemen al al olmaya başlamıştı. "Ah, Jeongguk." diyerek gülümsemeye çalıştı.

"Merhaba! Güvenli bir şekilde geleceğinizden emin olmak istedim bu yüzden bizzat kendim geldim. Nasıl, iyi yapmış mıyım? Büyük anneciğim bugün için heyecanlı mısın bakalım?" Büyük annesiyle neşeli bir şekilde sohbete dalarken onları izledi bir süre Taehyung. Jeongguk büyük annesini gerçekten çok fazla seviyordu. Konuşurken gözlerindeki parıltılı yıldızları görebiliyordu hatta. Kendisine karşı da çok ilgiydi Jeongguk. Daha tanışmalarının üzerinden birkaç hafta geçmesine rağmen Jeongguk ona dünyanın en özel insanıymış gibi hissettiriyordu. O da onu özel hissettirmek istiyordu ama tam tersine hata üstüne hata yapıyordu. Birkaç saat öncesinde çıkardığı tadsızlığı düşünürken giydiği yeşil hırkanın kollarını aşağıya doğru çekiştirdi. Saklanmak istiyordu.

Jeongguk'un gözleri kısa bir zaman sonra gözleri dolu olan Taehyung'u bulmuştu. Kibarca konuştuğu kadından özür dileyerek Taehyung'un olduğu tarafa geçmişti. Ardından ne olduğunu anlayamamış, kendisini Taehyung tarafından sarmalanırken buluvermişti.

summer child, tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin