Sandeul uzun süredir hastanede büyük bir süreç içindeydi.Doktorlar ona görme engelinin kalkması için büyük bir fırsat sunmuşlardı.Bu biraz zor fakat tek şansı olan bir ameliyattı.Sandeul kabul edip etmemesi gerektiğine emin değildi.Emin olamıyordu.Ne yaparsa yapsın aklına Brimeura gelecekti.Bu yüzden onun gelmesini ve onunla karar vermesi gerektiğini düşünüyordu.Uzandığı yataktan yavaşça kalktı ve elini duvara koyarak kapıya doğru ilerledi.Açtığı kapıya dayanarak adım seslerini duyup sesledi;
"Şey..doktor bey?"
"Ah,Sandeul.Yoksa kara-"
"Henüz değil.Acaba telefon görüşmesi yapabilir miyim?"
"Tabiiki.Fakat neden kendi telefonunu kullanmıyorsun?"
Sandeul buna cevap veremiyordu.Korktuğu tek şey Brimeuradan mesaj gelmemesiydi.Çünkü bu telefon ona hep çok özel anıları hatırlatıyordu.Bu nedenle başka telefon kullanmayı tercih etmişti.Bunlar aklını kurcalarken doktorun ona dokunması ile kendine geldi.Doktora baktı.
"Nereden arayabilirim?"
Evet doktorun sorusunu tamamen boşvermiş ve 'Sana anlatacak birşeyim yok.' dermişcesine bakıyordu.Doktor anlamış olacak ki boğazını temizleyip,konuştu.
"Aşağı kattan.İstersen yard-"
"Doktor bey.Ben uzun süredir göremiyorum.Yardımınıza ihtiyacım yok."
Arkasına döndü ve sahte bir samimilik ile devam etti.
"Sağolun"
Merdivenleri ikişer üçer inip,uzun süredir tuttuğu nefesini serbest bıraktı.Ne çok işle uğraşıyordu.Yavaşça telefonun ve hemşirelerin dedikodu yaptığı yere geldi.Hemşireler kapı sesi ile korkmuş ve Deul'u görüp yeniden dedikodularına devam etmişlerdi.
"Telefonlar nerede?"
"Şey şu tarafta.Fakat sen göremiyordun değil mi? ahahaah Hadi gel yardım edeceğim."
Hemşirenin koluna girme girişimi ile hemşireyi ittirdi ve telefonun yanına geldi.
Sandeul iki şeyden ölesiye nefret ederdi.
1-Acınmasından,
2-Sevdiği insandan ayrılmaktan.
Telefonu eline alıp,Hawoon'un olduğu karakolu aldı.Hemşirelerin fısıldaşmalarını umursamıyordu.Açılan telefonda yaptığı 3 dakikalık bir konuşma ile telefon Hawoon'a verilmişti.
"Alo?"
"S-sandeul? Ş-şey ben özür d-"
"Sus Hawoon.Şu an eskiyi hatırlamak istemiyorum.Tek bana şunu anlatmalısın."
"Neyi?"
"Brimeura'yı.Geçmişi.Gerçekleri."
"Bence bunu Brimeura'dan öğ-"
"Hawoon,sadece anlatabilir misin?"
"Ah,peki."
---------------------
Sandeul yaptığı uzun konuşmadan sonra pencereden dışarıya bakıyor,yalnızlığını belli edip içini dökercesine ağlıyordu.Ne acınası olduğundan,ne de üzgün olduğundan.Sadece sinirliydi.Uzun süredir gerçekleri bilmediğine.Gözlerini silip,içeri gelen doktora baktı.Ameliyat olacaktı.Doktorun konuşmasına izin vermeden önüne eğildi.Ellerini güçsüz bir şekilde yere koydu ve gözlerini sımsıkı kapattı.
"Ameliyat olmam lazım! Lütfen beni iyileştirin! Sevdiğim insana yardım etmeliyim!"
"Ah,peki"
Doktor elini ensesine götürmüş sahte bir gülümse ile Deul'a bakıyordu.Sandeul ise o halde ellerini yumruk yapmış,gözünden ısrarla akmaya devam eden yaşlara küfür ediyordu.Ne diye bu kadar acınası gözükmek zorundaydı?.O güçlü olmak istiyordu.Hiç olmadığı kadar.Doktorun onaylaması ile tek başına kaldığı odada gözlerini sildi ve televizyondaki kaza haberini umursamamaya çalıştı.Yarın ameliyat olacaktı.Bunu düşünüp mutlu olup olmaması gerektiğine karar veremiyordu.Hem ölebilirdi hem de gökkuşağını görebilecek gözlere sahip olabilirdi.Televizyonu kapatıp,ışıkları söndürdü.Yatağına yatarak penceresinden gelip odayı tek aydınlatan mükemmel ay ışığını gördüğünü hayal etti.Güzel bir hayaldi.Görmek.Brimeura'yı,gökkuşağını,Hyejin'in mezarını...Bunları hayal ederken uykuya dalmış,Brimeura'nın ağladığını duyamamıştı.
-------------------------
Sabah gözünü güzel bir güne açmıştı.Hep dinlediği şarkısını açıp,eşlik etti.Her gün sıkılmadığı işlemi bitirdikten sonra yavaşça ayağını yatağından sarkıttı.Belki de bu buradaki son günüydü.Eğer ameliyat başarılı geçerse,hastaneden ayrılacak ve arkasında anılarını bırakacaktı.Ayaklarını yere koyunca gidip yüzünü yıkadı.İçeri girip tuvaletin kapısını tıklatan doktorun sesine kulak verdi.Belki de mutlu olduğu tek nokta buydu.Bu doktorun sesini bir daha duyamayadabilirdi.Yavaşça kapıyı açıp,hemşirelerin onu muayene etmesine izin verdi.Ameliyata girmesine az kalmıştı.Bu onun için çok heyecan verici ve biraz da stresli bir olaydı.Yapılan muayene ile üstünün değiştirildiğini anladı.Yavaşça kocaman yatağına sinip,minik bir ördeği andırırcasına dudak büzdü.Gitmek istemiyordu ama bir o kadarda Brimeura'yı görmek istiyordu.Veya Baro mu demeliydi?
Ameliyathaneye giderken arkasından gelen nefes seslerini merak etti.Kim gelmişti?
Bir hemşire elinde paket ile deul'un kucağı a bir paket bıraktı.Nefes nefesydi.
"Dün kaza olmuş.O yüzden paket geç gelmiş.Sandeul bu sana imiş.Brimeura'dan."
Sandeul'un Brimeura kelimesi ile gözleri dolmuştu.Pakete sıkıca sarıldı ve kendi kendine yemin etti.
'Bu ameliyattan görür bir şekilde çıkacağım ve paketi kendi gözlerimle okuyacağım.Seni seviyorum Brimeura.'
Yavaşça girdiği ameliyathane ile hızlı atıp göğsünden fırlayacak kalbini tuttu.Elinden alınan paketi zor zar bırakabildi.Ve kendisine verilen narkoz ile gözlerini kapatıp anılarında dolaşmaya başladı.
O paketin Brimeura'dan gelen son paket olduğunu ve Brimeura'nın çoktan iyileşip başka birisi tarafından güne uyandığını bilmeden.
'Merhaba Sandeul'u tam tanımayan ve Hyejin'i seven Baro.Ve elveda Sandeul'un bodyguardı ve aşığı Brimeura.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BRIMEURA I
Romanceİki farklı insan eğer tek bir kalbe bağlanıp kalırsa,neler olur? Belki biri diğerini öldürüp,o kişiyi kendisine saklar.Ya da ikisinden biri bu hayalden vazgeçer.Fakat Brimeura ve Baro'nun vazgeçmeye niyeti yoktu. [BOYXBOY-BADEUL-B1A4]