《10.BÖLÜM》

20 0 0
                                    

Sandeul şu an anılarının içinde geziyordu.Ve evet hatırlayabiliyordu.Kendini takip eden minik çocuğu,çiceklerle uğraşmasını,piyano çalmaya uğraşıp çalamadığı için ağlamasını,annesinin Brimeura'ya hastalığından dolayı kızmasını,iki tane adamın resmini çizdiğini ve Brimeura'nın onu kucağında hastaneye taşıyıp,Deul'un ona 'güçsüz,beni taşırken bile ağırlığımdan ağlıyorsun' deyip olayı dalgaya vurmasını.Hepsini.Acaba gözlerimi açınca etrafı görebilecek miyim yoksa kocaman bir karanlığa düşüp,gözlerimi ışıksız ortama mı alıştıracağım? Brimeura ve Baro'ya olan sevgim üst düzeydeydi.O benim her zamanımda yanımda olan tek insandı.Ve bu iyiliği karşısında cinsiyeti,hastalığı,mükemmeliği veya korkması benim onu sevmem için hiçbir engel bahşedemezdi.Ben onu seviyordum ve bu kalbimle ilgiliydi.Ne kimsenin sözünü ne de benden ilgilenenleri umursayacaktım.Artık güçlü olup,aşkımın peşinden gidecektim.
------------------
Baro spor salonunda uzun süredir onu bekleyen çocukların yanına gitti.
"Hadi kursunuz bitti,eve gidin! Hepinizi seviyorum~"
Aegyo yaparak konuşmasını bitirmiş,kıkırdayıp koşarak kapıdan ailelerinin kollarına giden miniklere bakıyordu Baro.Özlemişti burayı.Fakat neredeydi? Kaç aydır ne yapıyordu? Hatırlayamıyordu.Fakat içinde bir sıkıntı vardı.
'Unutmamam gereken birşeyi unuttum.'
Baro içindeki sıkıntı ile deri koltuğa yayılarak iç çekti.Her ne kadar kursu iyi geçse de anlamdıramıyordu.Bu acıyı,bu kederi,bu aşkı,kalbinin çarpmasını.
"Herhalde Hyejin'i özledim.Ayrılmamam gerekiyordu.Ama neden ondan ayrılmıştüm ki?...O yüzden kalbim atıyordur belki.Fakat...sanki bu his benim hislerim değil.'Başkasının' hislerinde kaybolmuşum sanki.Her neyse gidip Hyejin'i görmeliyim."
Ceketini alıp üstüne geçirdi ve yüzündeki yayılan gülümsemesi ile dışarı çıktı.Hava 'Bugün iyi şeyler olmayacak' der gibi sert esiyor,insanların yürümesine engel oluyordu.Fakat bir anda bu rüzgara karşı kalbi acıdı.Durdu.Aklına gelen sahipsiz anıyı izledi.Bu...kimin anısı?
|FLASBACK|
Deul'u izliyordum.Rüzgar ile kavga ediyordu.Cidden çok şekerdi.Onu her zaman izlemek benim görevimdi.Ve görevimi yapıyordum.Ta ki biri gelene kadar.Bunun psikoloğum olduğunu gördüğüm zaman cidden şok geçiriyordum.Ve ona yaklaşıp,sarılması,Deul'un kızarması.Daha sonra onu...öpmesi.Belki de bir kereliğine ben o dudakları öpmek istemiştim,başkasının öpmesini değil.Uzaktan izleyerek hiçbirşey olmamış gibi davrandım.
|FLASHBACK SONU|
Baro insanların ona 'İyi misiniz?' diye bağırışları ile kendine gelip,şaşkın şekilde eğilip insanlara iyiyim bakışı attı.Bunlarda neyin nesiydi? Fazla kafaya takmadan hastaneye gitmek üzere taksiye bindi.Taksiciye adresi tarif ederek geldiği yere baktı.Derin bir nefes alıp,hastaneye adımını attı.Büyük binada nefesini serbest bırakıp,dengesini kaybetti.Yine oluyordu.Biri onunla kavga ediyordu.İçindeki biri? Ruhu? Neden?.Biri onun içinden çıkmak istiyordu.Fakat anlamdıramıyordu,Baro.Umursamadı.Ona gözünü dikip,salyasını akıtan hemşirelerin yanına gidip,sormaması gereken bir soru sordu.
"Hyejin nerede?"
"Ah..siz? Haberiniz yok mu?"
Diğer hemşire hemen ekledi.
"O uzun süre önce öldü,beyefendi."
Baro olduğu yere çöktü.Bu ne demek oluyordu şimdi? Nasıl ölürdü? Gözlerinden akan yaşları silmeye bile zahmet edemeyerek ellerini sıktı.Kafasındaki sesler cidden onu rahatsız ediyordu.
'Bunu hakettin.'
'Bilmeliydin.'
'Unutmuş gibi yapma.'
'Acınası.'
Kafasına vurup,ayağa kalktı ve şok olmuş hemşirelere baktı.
"N-nasıl oldu?"
"B-bizde tam bilmiyoruz.Yeniyiz burada.Fakat en yakın arkadaşı duymuş diye biliyorum.İsterseniz yanına g-"
'En yakın arkadaşı? Ah..evet.Sandeul.'
"Sojin-ah o şu an ameliyatta."
"Ah doğru.Şu an ameliyatta fakat çıktığı zaman sorabilirsiniz.2.kattalar."
"T-teşekkürler."
Baro karnında olan istemsiz kasılmalar ile adımlarını merdivene attı.Ayakları sanki çoktan burayı ezberlemiş gibiydi.Hızlı adımlarla yukarı çıktı.Ameliyathaneyi görünce oradaki koltukların birine oturup beklemeye başladı.Ellerini saçlarına geçirdi ve gözlerini kapattı.Neler oluyor? neler oluyor? neler oluyor?..
Şu an kocaman bir paradoksun içinde gibi hissediyordu.Anlam veremediği bir paradoks.Neyseki Tanrı'ya bu düşüncelerinden ayrılmasını sağlayan ses için şükretti ve ameliyattan çıkan Sandeul'a baktı.Doktora döndü.Gülüyordu.Demek ameliyat iyi geçmişti.Fakat onun yüzü..Kalbinde oluşan acı ile yine o ruhun hareketliğini farketti.
"YETER!"
Bağırması ile doktorlar ona anlamsız bakışlar atmıştı.Ne yaptığını farkedince hemen doktorlardan özür diledi ve Sandeul'u odasına kadar takip etti.Doktora dokundu.
"Doktor bey girebilir miyim?"
"Bir 20 dakika sonra sizi alabilirim."
"Peki,sağolun."
Eğildikten sonra camdan onu izledi Baro.Vücüdü anlam veremediği bir özlemle kıvrılıyordu.Bu da neydi? Neden Sandeul'u özlüyordu? Cidden..hasta olduğunu düşünmeye başlamıştı.Geri deri koltuğa oturup,uykuya dalması ile bir nevi düşüncelerinden kurtulmuştu,şimdilik.
--------
Doktorun onu dürtmesi ile uyanan Baro,gözlerini doktora dikip hemen saatine baktı.1 saat geçmişti.
"Aish! Uyuyakalmışım."
"Sorun değil,beyefendi.Sandeul uyandı.Görebilirsiniz."
"Ah sağolun."
"Rica ederim."
Doktor samimi bir gülümse ile oradan ayrıldı.Baro hemen ayaklanıp,Deul'un odasına girdi ve ağlayan bir Sandeul ile karşılaştı.Cidden içten ve kalbini delici bir şekilde,bir pakete sarılmış ağlıyordu.
"Şey..Sandeul.Ra-"
Sözü ona sarılıp hıçkırarak ağlamaya devam eden bir Sandeul ile kesilmişti.Yüzüne sahte bir gülümseme takıp,sırtını sıvazladı.
"Artık görebiliyorsun ha?"
"Hayal ettiğimden daha yakışıklısın"
"Ha?"
Kalbi belki bu güzel gülümse ile eriyebilirdi bile.Fakat o düzdü.Bir erkekten hoşlanamazdı.Bu düşünce ile ona bakıp devam etti.
"Şey tebrikler fakat Hyejin'in nasıl öldüğü ile ilgili konuşacaktım."
Sandeul'un yüzü asıldı ve ağlamaya kaldığı yerden devam etti.Baro onu omzundan tutarak özür dileyecekti fakat yine sözü kesilmişti.
"Demek gittin Brimeura.Ama sorun değil."
Gülümsemesi ile Baro ne olduğunu anlamamıştı.Brimeura?
"O kim?"
"Çok sevdiğim biri."
"Nereye gitti?"
"Gelip yanıma otur."
Kolunu çekiştiren Deul ile paketi eline aldı ve Deul'a baktı.
"Hadi ikinci mektubu aç ve oku."
"T-tamam."
Baro elindeki paketten mektubu çıkardı ve gözyaşlarına nedensiz bir şekilde hakim olamayarak 1.cümleye başladı.Bu...
işte içindeki ruhun arkasında yatan gerçekti.
-----------------
Baro üstüne şık bir gömlek,altına ise dar ve güzel bir pantolon geçirmişti.Yüzüne yayılan gülümse ile elindeki iki biletle geç kalan partnerini bekliyordu.Gelen gülümseden duramayan ördek partneri ile içeri geçtiler ve yerlerine oturdular.Birbirlerine baktıklarında dünkü konuşma ve onun ne kadar harika biri olduğu aklına geliyordu Baro'nun aklına.
|FLASHBACK|
Baro,Sandeul'un ona anlattıkları ve elindeki mektup ile ağlıyordu.Sarıldığı vücüda dayanarak özür dilemeye yeltendi.
"Özür dileme Baro.Hadi baştan başlayalım."
"Özür dilerim ama cidden.Bunları hatırlamıyordum.Eminim hayal kırıklığına uğradın.Ama hissediyorum.Brimeura içimde ve bana yol gösterecek."
"Hayal kırıklığına falan uğramadım hem Brimeura'ya olan güvenim tam."
İkiside birbirine bakıp kıkırdadıktan sonra Sandeul devam etti.
"Baştan başlayalım dediğim gibi.İlk olarak."
Sevimlice parmağını kaldırdı ve güldü.
"Hem görebilmem hemde bizim adımıza ilk randevumuza,konçertoya gidelim.Bu hayalimdi.Hem belki gökkuşağı görürüz."
"Olur."
Gülümsediler.
|FLASHBACK SONU|
Şu an Beethoven-Für Elise ile cidden randevuda hissediyorlardı kendilerini.
Beethoven bu parçayı ustalıkla yazmıştı.Her notası,her parçası.Kalbe işliyordu.Karısına yazdığı,tüm duyguları fakat en çok aşkı barındıran bu duygu cidden insanı bu parçaya aşık ediyordu.İkisininde yüzlerindeki gülümseme ile hayatlarına yeni bir sayfa açtılar.İçindeki ruh ile birlikte Baro,yanındaki gelecekte onu ciddi anlamda sevmek istediği muhteşem gülüşlü ördek suratlı çocuk,ve şu an üst üste parmaklarını kenetleyip birbirlerini ısıttıkları elleri.
Sandeul çaktırmadan hayallere dalan Baro'ya baktı ve gülümsedi.
'Fazla düşünmene gerek yok Baro.Seni kendime her halükarda aşık edeceğim.
Söz.'

BRIMEURA IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin