Kimliğimdeki Kir

3.Bölüm -Mutlu Olmanın Yolları-

Eve geldik. İki katlı, büyük ve güzel bi evdi. "Kirayı ben ödeyeceğim o zaman." dedim. "Ev bizim canım. Gerek yok. Böyle şeyleri düşünme."

"Eee? Anlatmaya devam et." dedi. "Aldatma olayı 11.sınıfta olmuştu ya. Asıl o zaman depresyonum arttı. Odamdan hiç çıkmıyordum. Eski sevgilimle olan tüm fotoğrafları kestim ve yaktım. Fotoğraflarla beraber anıları da...
O yaz sigaraya başladım. Uyuşturucu kullanmadım. Günde yarım paket veya bir paket sigara içiyordum. Okul kapanınca -11.sınıfın yazında, yani bu yaz- rehabilitasyona başladım. 18. randevuya kadar gittim. Sonra da annemle kavga ettik ve işte burdayım." dedim.
"Sen hiç merak etme. Burası iyi olucak." dedi. Aynı annem gibi söyledi. "3 gün sonra bir yaz kampı var. Oraya adını yazdıralım. Alışverişe çıkıp deliler gibi bir sürü kıyafet, takı alıcaz. Harika bir yaz olucak. Çok eğlenicez." dedi.
Gerçekten çok heyecanlı görünüyordu. "Harika olur." dedim. "Ama önce bi duş alıp kendime gelmem lazım." diye ekledim.
"Tamam canım. Odamda iki tane yatak var. İstersen odama yerleş. Eğer tek kalmak istersen odamın yanında bi oda daha var oraya yerleş." dedi. Çok düşünceliydi. "Kafama göre takılıyım ben." dedim ve güldüm. "Tamam canım. Ben de okulu arıyıp senin adını yazdırıyım." dedi.
Miray'ın odasına eşyalarımı dizdim. Yere kağıt düştü. Açtığımda -mutlu olmanın yolları- yazıyordu. Evet. Bu, o kağıttı. Annemden tokadı yedikten sonra gözüme çarpan kağıt. Hiç kaybolmayacak heralde. Miray'ın panosuna astım. BELKİ lazım olur. Duş aldım ve zaman kaybetmeden aşağı indim.
Miray'la sohbete devam ederken yemeğimiz geldi. Onu yiyip çıktık.

(Miray'ın Ağzından)

Arya'yla alışveriş merkezine girip direk kendimizi bikinilerin olduğu bir mağazaya attık. Birkaç tane bikini aldıktan sonra cild bakım ürünleri, parmak arası terlikler, havlular, ojeler, güneş gözlükleri, takılar derken baya yorulduk. En son Arya bi kıyafet denerken ben de mağazada onun kabinine yakın bir yere oturdum.
"Miray!" diye seslendi birisi. Dönüp baktığımda o kişinin Ege olduğunu gördüm. "Aaa Ege. Napıyosun aşkım?" dedim. "Bizimkilerle playstation oynayacağız ve bowling falan." dedi. "Bizimkiler derken?" dedim. "Ben, Aras, Uzay falan. Sen napıyosun tek başına?" diye sordu. "Tek başıma değilim. Arkadaşımla kıyafet falan bakıyoruz." dedim. "Miray. Gerçekten o saçma kampa gidicek misin?" diye sordu istemsizce. Çünkü oraya gitmemi istemiyordu. Çok saçma olduğunu düşünüyordu. "Tabi ki gidicem Ege. Siz de gelseniz nolur yani? Hep beraber takılırız. Hem arkadaşımla da tanışırsınız." dedim umutlu bi şekilde. "Arkadaşınla sonra tanışırız Miray. Orasının saçma olduğunu düşünüyorum. Nedenini biliyosun." dedi. "Tamam canım sen bilirsin." dedim. "Seni seviyorum." diyip dudağımdan öptü. "Seni seviyorum." dedim ben de.

(Arya'nın Ağzından)

"Nasıl olmu.. Miray?!" dedim. "Hah. Geldim canım." dedi. "Nerdeydin?" dedim. "Ege geldi de canım. Onunla konuşuyodum." dedi. Ege'yi biliyodum. Onun sevgilisiydi. Konuşurken anlatmıştı. Birbirimiz hakkında bilmediğimiz bir şey yoktu.
"Öpüştünüz mü bari?" dedim ve gıcık gıcık güldüm. "Ya gıcıksın." dedi. "Evet." diye ekledi ve o da güldü.
"Bu arada kıyafet çok güzel. Al bence. Tam yazlık." diye ekledi. "Tamam ben de beğendim. Alalım." dedim.
Artık eve geldik. Baya yorulmuştuk. Sırayla kıyafetleri denedik. Beden ölçülerimiz aynı olduğundan birbirimizin kıyafetlerini de denedik.
Aşağı inip korku filmi açtık. Pijamalarımızla ve yeni aldığımız tüylü ev ayakkabılarımızla çok rahattık. Saçlarımız güzel bir ev topuzu. Cipsler ve kolalar... Her şey hazırdı. Işıkları kapattık. Miray'la birbirimize kenetlendik. Koca salon sadece televizyonun ışıklarıyla aydınlanıyordu.
Yaz kampına 2 gün kalmıştı ve çok eğlenicektik. Bunu biliyorduk.