Sabah saçma bir alarm sesiyle uyandık. Miray "Aaa...Arya! Kalk hemen!" diye bağırdı. Yine şaka yapmasından şüpheleniyordum. Çünkü bunu hep yapardı. Beni uyandırmak için sanki kıyamet kopuyormuş da ben hala uyuyormuşum muamelesini hep sürdürürdü.
"Yine mi şaka yapıyorsun?" dedim bıkkın bir sesle. Alışmıştım şakalarına. "Saçmalama Arya! Bugün yaz kampı başlıyo!" dedi. Ağzı kulaklarındaydı. Dur biraz. Yaz kampı mı dedi? Bu gün mü dedi? Başlıyo mu dedi? Olamaz! 3 gündür bugünü bekliyorduk. Bu sefer şaka değildi. Miray'ı tanıyordum. Telefonumdan tarihe baktığımda evet evet! Bugün 20 haziran. Gerçekten de yaz kampının ilk günüydü.
"Nasıl bu saatte uyanabildin?" dedim. Çünkü daha 3 saatimiz vardı. "Alarmı 3 saat öncesinden kurdum. Unutucağımızı biliyordum." dedi. Güldük. Saat 6 ve napıcaktık? Tabiki valizi hazırlayıp giyinicektik. "Şu andan itibaren 2 saat 54 dakika 6 saniyemiz var. Acele edelim." dedim. Çok heyecanlıydık.
"Yol kaç saat?" dedim. "45 dakika ya da 1 saat." dedi. "Molalı gidersek 1 saat." diye ekledi. 1 saat sonra hazırdık. Toplamda 2 büyük valiz ve 3 küçük çantamız olmuştu. "2 saatimiz var şu an." dedi. "Yola bir saat desek? Bize 1 saat kalıyo. Napıcaz?" dedim. "Bence yavaştan çıkalım. Yolda bir şeyler yeriz." dedi. Düşününce mantıklı geldi. "Tamam." dedim.
Yola çıkalı yarım saat oldu. Şu an saat 7 buçuktu ve kamp 9 da başlıyordu. Biraz erken çıktık sanırım. Diye düşünürken Miray arabadan müzik açtı. Miray'ın kendi arabası olduğu için rahat kullanıyordu. Arabası büyük değildi ama çok küçük de değildi. Tabi arabada 2 kişi gidince, araba ister istemez büyük görünüyordu. Müzik sesi yüksek olduğundan kendi sesimi duyamıyordum. Miray'a bişey söylemem gerekiyordu. Bu yüzden bağırmam lazımdı. "Arabanın üstünü de aç!" dedim. "Ne?" dedi. "Arabanın üstün..." sanırım anlamıştı ve açtı. Ayağa kalktım ve kafamı arabanın üstüne çıkardım. Göbeğime kadar arabanın üstündeydim. Araba hareket halinde olduğundan ayaklarımı kontrol etmekte zorlanıyordum. Ama çok zevkliydi ve deli gibi bağırıyorduk. Derken yavaş yavaş durduk. Kafamı arabanın içine sokarak "Yemek molası mı?" diye sordum. Miray da "Küçük bi sorunumuz var." dedi. "Ya da büyük." diye ekledi.
Miray'ın yüzü düşünce arabanın koltuğuna oturdum. "Miray? Noldu? Neden durduk? Söylesene." dedim. Sinirli değildim. Sadece merak ediyordum. "Benzin bitmiş." dedi. Ne? Benzin mi bitmişti. Otoyoldaydık. Benzin istasyonuna internetten bakınca 34 km vardı. Yürümemiz imkansızdı. "Ya inanamıyorum." dedim. Hâlâ kızgın değildim. Sonuçta benzin bitti diye Miray'ı suçlayamazdım. Bu onun suçu değildi. Ne yapacağımı düşünmeye başladık. "Napıcaz şimdi?" dedim. "Aslında yapıcak bişey var." dedi. Yüz ifadesi dahice bir şey bulmuş gibiydi.
"Hayatta otostop çekmem." dedim. "Otostoptan bahsetmiyorum." dedi. "Arkadaşımı arayacağım." dedi. "Ya da istersen sevgilini ara." dedim ve piçimsi gülümsememi fırlattım. "Seni mi kıracağım, ikisini de arayacağım." dedi. "Peki." dedim. Hâlâ gülüyordum.
Çok geçmeden 2 çocuk geldi. Son model arabadan ikisi indiler. İkisi de çok tatlıydı. İkisinin de teni beyazdı. Birinin saçı koyu kahverengi, birinin saçı açık kahverengi. Hangisi benim tipime uygun derseniz... Açık kahverengi saçlı bana uygun. Ama bunun bi önemi yok. Eğer açık kahverengi saçlı Miray'ın sevgilisi çıkarsa çok utanırdım kendimden. Hangisi Miray'ın sevgilisi bilmiyordum.
İkisi de durumumuza gülerek yaklaşıyordu yanımıza. Miray'ın tanıştırmasını bekliyordum. Pot kırmamak için. Yanımıza geldiklerinde Miray Allahtan koyu kahverengi saçlı çocuğu göstererek "Ege." dedi. "Bildiğin gibi sevgilim." diye ekledi ve küçük bi dudaktan öpüşme oldu. Ege çok iyi bi çocuğa benziyordu. Ayrıca gerçekten çok tatlıydı. "Arya ben." dedim. El sıkıştık. "Memnun oldum Aryacığım." dedi. Ses tonunda gevşeklik yoktu. Rahatsız olmadım bu yüzden. Güldük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimliğimdeki Kir
Teen FictionBazı psikolojik sorunları olan Arya'nın hayatı bir anda değişicek. İyi mi? Kötü mü? Ona siz karar verin. (Bu kitap yazılırken hiçbir wattpad kitabı okunmamıştır. Benzerlik olabilir.)