Yağmur damlalarının sesi, her an çakmaya hazır olan şimşek, sokağı yalnızca kendi başına aydınlatmaya çalışan sokak lambası... Hepsi anı izlemek için bekliyordu sanki. Hala merdivende duran Seungmin için ise hiçbirinin varlığı önemli değildi şu an. Sadece duyduğu ses ile ilgileniyordu.
Sokak lambasının aydınlattığı alanın biraz gerisindeydi sesin sahibi. Gözleri sadece oraya odaklıydı. İçindeki heyecanın kendisi de farkında olmalıydı ki eli kalbine gitmişti. Çok, çok tuhaf geliyordu. Neden bir anda böyle hissetmeye başlamıştı ki?
Birkac adım sonra siyahlara bürünmüş bedenin yüzü aydınlanır olmuştu sokak lambasının ışığı yettiğince. Maviydi saçları. Yüzü ise kafasında olan kapüşon sayesinde tamamıyla görünmüyordu.
"Üşüyeceksin."
"Chan hyung..."
Aradaki mesafe kapandığında sonunda fark etmişti Seungmin. O değilmiş, diye düşündü. Neden hayal kırıklığına uğramış gibi hissediyorum?
"Başka birisini mi bekliyordun?"
"Ne? Ah, hayır. Kimse yok. Sadece..."
Devamını getirmedi, getiremedi. Ne diyebilirdi ki? 'Başka birisini bekliyordum' , 'Seni başkası sandım' 'Chris olduğunu düşündüm' mü diyecekti sanki. Kesinlikle hoş olmazdı bu tarz bir söylemde bulunması.
"Gel hadi, daha fazla ıslanma."
Basamakları çıkarak apartman kapısının önünde durdu Chan. Şifreyi girerek kapıyı açtığında Seungmin'e baktı. Tereddütte kaldığını görünce güven vermek istercesine gülümsedi.
"Sıcak çikolata sever misin?"
Belki, şu an sevebilirim. Normalde kahve dışında pek bir şey içmezdi fakat şu an için sıcak çikolata oldukça cazip bir fikirdi. Yağmurlu, soğuk ortamdan çıkıp sıcak bir ortamda bulunacak ve sıcak çikolatasıyla belki de kendisine gelebilecekti.
Başını sallamakla yetinmiş ve Chan ile birlikte girmişti apartmana. Biraz rahatlamaya, nefes almaya ihtiyacı vardı. Aynı şekilde Jisung'un mesajına da öyle.
Apartmanın altıncı katında durmuştu asansör. Chan önden ilerlerken Seungmin ondan bir adım geriden atıyordu adımlarını. Belki de biraz sonra ani verdiği karar ile pişman olacak ya da kendisini endişe içerisinde bulacaktı. Yine de bunu göze alarak kabul etmişti. Biraz sonra ne hissedecek olursa olsun o an için o seçim kendisi için en iyisiydi.
Koridorun sonuna geldiklerinde durmuş, Chan kapıyı açtığında girmişlerdi içeriye. Karanlık ortam kendisini minik de olsa bir ışık isteme ihtiyacıyla doldurmuştu içini. Karanlığı sevebilirdi fakak zifiri karanlıktan kesinlikle hoşlanmadığına da emindi.
"Biraz dağınık olabilir fakat rahat edersin diye umuyorum."
Işıklar açıldığında etrafa göz gezdirdi Seungmin. Askılıkta asılı birkac parça ceket, şapka ve maske duruyordu. Zemin alışık olduğu kar beyazı zemine karşıt tamamıyla siyahtı. Eğer duvarlar açık bir tonda olmasaydı resmen soyahlar içerisine bürünmüş bir ev karsılayacaktı kendisini.
Chan mutfağa geçerken takip etti Seungmin. Masa ya da sandalye olmamasına karşın kendisini duvara yasladı ve Chan'ı izlemeye başladı. Buzdolabından aldığı sütü ocakta ısıtırken içerisine kakao tozu eklemeyi unutmamıştı. Birkaç dakika geçtiğinde sütü ocaktan almış ve üst dolaba yönelmişti.
Eline aldığı bal kavanozu Seungmin'i şaşırtmıştı. Kendisi kesinlikle şeker atmasını bekliyordu fakat Chan'ın tercihi belli ki öyle değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you and i || Chanmin
FanfictionB.chther Yağmurun seni gizlemesine neden ihtiyacın var Seungmin? Seungkim Siz kimsiniz? B.chther Yalnızca seni merak eden önemsiz biri [ texting & düzyazı ] 16.07.2022 ?