%16

242 30 26
                                    

Öğle molasının gelmesiyle kollarını yukarıya doğru esnetti Seungmin. Tam önünde oturan arkadaşı ise fizik dersinin vermiş olduğu yorgunlukla daha ders ortasında uykuya teslim etmişti kendisini.

Eşyalarını toparlayıp arkadaşının sırasının yanına çöktü. Her ne kadar huzurla uyuyan arkadaşını uyandırmak istemese de öğle yemeği yemesi gerekiyordu. Bu yüzden omzundan hafifçe Jisung'u sarstı.

"Ji, yemek yemeye inelim hadi."

Birkaç mırıltı veren Jisung'u anlamak zor olsa da onun bu hallerine alışık olan Seungmin arkadaşına birkaç dakika vermişti kendisine gelmesi için.

Pencereden okul bahçesini izlerken arkadaşlarıyla oturan Juyeon gözüne takılmıştı. Çoğu kişinin beğendiği, geniş bir çevresi olan kişiydi.

Seungmin anlam veremiyordu hiçbir zaman. Böyle bir çocuğun kendisi ile ne gibi bir derdi olabilirdi ki? Zaten kendisini yerlerde hissederken onun baskısı ile daha diplerde hissetmekten alı koyamıyordu.

"Seung...uyandım ben."

Gözlerini bahçeden ayırarak tüm ders yatmasına rağmen saçı bozulmamış olan arkadaşına baktı. Bir eliyle eşyalarını toplamaya çalışıyor, diğer eli ile ise gözünü ovuştuyordu.

"Gözlerini ovuşturma Ji. Zarar vereceksin çok ovuşturarak."

Yanına gittiği arkadaşının eline hafifçe vurmuş ve sıranın üzerindeki kalemleri kaldırmasına yardım etmeye başladı.

"Bugün yemekte ne vardı?"

"Bilmiyorum ama tatlı olarak cheesecake varmış."

"Haa? SEUNG KOŞ!"

"Ne-"

Jisung, Seungmin'in elini sıkıca tutarak koşmaya başladı. Şu an tatlının bitmemiş olması için tanrıdan istekte bulunurken elini tuttuğu arkadaşının söylediklerinden bihaberdi.

Zemin kata indiklerinde hemen merdivenlerin karşısında olan kapıdan çıkmış ve yan binaya giriş yapmışlardı. Uzun olan sıraya katılarak koşmayı ve arkadaşının elini bırakmıştı.

"Sen...sen bir cheesecake canavarısın!"

"Ya Seung bu sıra çok uzun. Baksana cheesecake kalmayacak bana!"

"Ayaklarım ağrıyor şurada, bana cheesecake kalmayacak diyorsun."

"Off bak, sen de dedin kalmayacak işte!"

Jisung'u kendi haline bırakıp binaya giriş yapan gruba döndü Seungmin. Hiç ama hiç hoşlanmıyordu bu gruptan.

Juyeon ve arkadaşları uzun sıraya takılmazken en öne geçmiş ve önlerindeki iki kişiyi bekliyorlardı yalnızca. Kimse ise yaptıkları bu kaynağa sesini çıkarmıyordu. Belki de böylesi herkes için daha iyidir, diye düşünüyordu Seungmin.

"Hey! Kaynak yapma mandalin beyinli!"

Şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı Seungmin. Hayır, kesinlikle bu cümleyle bağırıp herkesin dikkatini çeken ve Juyeon'un buraya doğru gelmesine neden olan kişi Jisung olamazdı.

Olurdu. Tam şu anda çoktan arkadaşını alıp kaçmakta gecikmesiyle uzun boyuyla arkadaşına tepeden bakan bir adet Juyeon vardı.

"Sen. Bana. Mandalina beyinli mi dedin!?"

"Kaynak yaparak hakkımıza giriyorsun!"

"Hah! Bana bak çirkin surat!"

Jisung şu anda Juyeon hariç her yere bakmaya başlamıştı. Seungmin arkadaşını buradan alıp gitmek istiyordu fakat Jisung'un cheesecake sevgisiyle bunu yapması imkansızdı.

you and i || ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin