beginning

161 21 22
                                    

fú hēi láng 00
"how could i move on and never think of you?
i guess i'll never know."

"İNANMAYACAKSINIZ AMA," diyerek bağırdı koşarak sınıfa giren, hatta neredeyse kayıp düşmek üzere olan ama son anda dengesini kurup kurtulan pembe saçlı çocuk, en arka sırada sessizce oturan arkadaşlarına

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"İNANMAYACAKSINIZ AMA," diyerek bağırdı koşarak sınıfa giren, hatta neredeyse kayıp düşmek üzere olan ama son anda dengesini kurup kurtulan pembe saçlı çocuk, en arka sırada sessizce oturan arkadaşlarına. "ARAPÇA METAL GERÇEKMİŞ!"

adı itadori yuuji olan bu çocuk sınıfınıza uzun zaman sonra gelen tek kişiydi, geldiği günden beri onu sessizce izlerdin.

herkesle samimi biriydi, enerjik ve asla yorulmayan türden bir çocuktu. her sabah tanıdığı/tanımadığı, küçüğünden büyüğüne herkese selam verir ve nasıl davranmak istiyorsa öyle davranırdı, hiç çekinmeden.

onu kıskanırdın, -iyi anlamda bir kıskanma-, bazen onun gibi olmak istesen de gün geçtikçe onun kadar iyi olamayacağını anladın.

onunla ne çok yakın ne de çok uzaktın, çok nadir konuşmanıza rağmen onun sevgisini içten bir şekilde hissedebiliyordun.

gerçekten herkese değer veriyordu.

itadori'nin gerçekten görüp görebileceğin en iyi insanlardan biri olmasının yanı sıra, arkadaşı megumi fushiguro ise dünyanın en aptal ve sinir bozucu insanı olabilirdi senin için.

sen tam bunu düşündüğün sırada yuuji bir kere daha bağırarak seni kendine getirmeyi başarmıştı. "TAKSANIZA BENİ, ARAPÇA METAL GERÇEK VE GÜZELMİŞ DİYORUM SİZE!"

"tamam, yani?" diye göz devirdi siyah saçlı çocuk, yuuji hem seni kendine getirmeyi hem de 'o' çocuğa olan nefretini bir kere daha fark etmeni sağlamıştı.

aslında, onunla oldukça çok ortak noktanız vardı.

belki de bu yüzden ondan pek haz etmiyordun... megumi fushiguro ve sen, birbirinize fazlasıyla benziyordunuz.

ona baktığında, sanki bir aynanın karşısına geçmişsin, kendini inceliyormuşsun gibi hissediyordun.

bu senin nefretinin sebebiydi.

ya da "nefret" olarak adlandırdığın ancak daha kendinin bile farkına varmadığın sevgi, hoşlantı veya diğer insanlar her ne diyorsa, öyle bir şeydi işte.

"hey, yuuji!" diye seslendin çocuğa, büyük bir beklenti ve merakla sana döndü.

gülümsedin, özellikle gözlerin megumi'nin tarafına bakarken. "şu arapça metali dinlemek isterdim açıkçası."

ve birkaç saniye içinde pembe saçlı çocuk hemen yanındaydı, kulaklığının tekini sana uzattı ve kabul etmenle birlikte playlist'ten bir şarkı açtı.

diğer çocuğun gözleri ise yalnızca senin üzerindeydi, sen bunu ne kadar fark etmemiş olsan bile.

arapca metal gercekten var ve bazıları cidden güzel amk. ama siz dinlemeyin amk arapları daha fazla para kazanmasın 😤

quest for eternity | m. fushiguro Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin