"Çünkü sen birini sevemeyecek kadar duygusuzsun." demişti kız. Oğlan kendisinden taviz vermemişti. Kıza olan duygularını söylemiyordu çünkü kızın onu severken canının ne kadar yandığını biliyordu. Kızın onu unuttuğunu düşündüğü zaman kendiside unutacaktı. Ama şöyle bir şey vardı ki bir insanın bile bile canını yakmakta bir tür günahtır bayım.
O kız seni unutsun isterken, onun seni unutması için başka bir kızı araya sokarakda günah işletiyorsun. Senin yanında o kızı gördüğünde seni seven kız kahrolmaz mı? Canı yanmasın isterken daha çok yakmıyor musun kızın canını? Seni sevmesine izin vererek en büyük hatayı onda bularak asıl suçlu sen olmuyor musun? Biraz düşünsen anlarsın ama düşünmekte yetmez. "Yüreğinin sesi" denen bir şey var genellikle o ya kadınlarda oluyor ya da adamlarda. Nesli tükendi yüreğin. Şimdi zevke gelen "seni seviyorum" diyor. Sevmek ne kolaydır ne de zordur. Kişiye göre değişir. Hayata göre değişir. Karaktere göre değişir. Ve bir gün öyle bir seversin ki aşk seni değiştirir. Seni en güzel sen yapan haline getirir. Sen ise "İyi ki sevmişim." dersin. Şimdi diyorsun ki "Konu nerden nereye geldi?" ve haklısın. Konuyu saptırarak yazı yazmaya alışmışım şimdiden özür dilerim :).
Kısaca konuya geri dönecek olursak; seni seveni sevmeyi dene, sevemiyorsan acı çektirme.