NS-5

152 42 18
                                    

Bölüm şarkısı : Safetysuit- You don't see me (kesinlikle dinlemelisiniz!)

Yarışmada kullanılan şarkı: years & years -king(multimedia)

Buğra elinde festival kapsamında dağıtılan bisikletlerden bir tanesi ile döndü. Ona güvenmekle hata mı ediyordum? Gerçi kaybedeceğim hiçbir şey olmazdı ki. Ama eğer kazanırsak benim için büyük bir ödül kazanmış olurduk. Bisiklet... 

   Yarışma başlayınca bizde rakip grupların bulunduğu yere gidip yarışma alanındakilerin yaptıkları hareketleri izlemeye başladık. Yarışmacılar sıra kendilerine gelince, çıkıp bütün hünerlerini sergiliyorlardı. Peki biz ne yapacaktık? Buğra'ya döndüm:

"Planın nedir?"

"Senin grup yarışmasına tek başına katılmayı planlarken ki planın neyse benim planım da aynen o."

"He, yani birinin gelip seni kurtarmasını bekliyorsun."

"Hayır senin gibi beyaz atlı prensimi beklemiyorum. Sadece umudumu yitirmiyorum. Bir şans doğabilir diye umuyorum. Sende o sırada benim gelmemi ummuyor muydun zaten? Bak geldim işte. "

"Ne senin gelmeni umacağım ben ya! Belki benim durumumda olan biri vardır diye düşünmüştüm. Sadece şansımı denemek istedim."

"Tabii ki canım. "

"Artık şu planını bende öğrensem diyorum. Çünkü bize sadece 8 grup kaldı."

"Tamam tamam. Şimdi. Sen pizza dağıttığını düşünüyorsun. Zamanında teslim etmen gereken bir sürü sipariş var. Pistin etrafını hızla turluyorsun. Bu esnada ben ortada solo takılacağım. Sonra sen de bana katılacaksın. Benim hareketlerime uyum sağlamaya çalışacaksın. Basit hareketleri süsleyip sanki çok zor gibi gösterece... " derken sözünü kestim.

"Kısacası göz boyayacağız."

"Sen göz boyama de. Ben kısa sürede günü kurtarmak diyorum buna."

"Sen solo takılırken ne yapacaksın? Hala bisiklet kulanabildiğinden şüpheliyim de."

"Kendini bana bırak. İzle ve gör." deyince omuz silkip önüme döndüm.

  Sıra bize gelmişti. İsimlerimizin anons edilmesiyle piste doğru yol aldık. Hala ne yapacağımızı bilmeyen ben; müziğin başlamasıyla, bir umut pistin etrafını turlamaya başladım. Buğra pistin  ortasında kendisinden hiç beklemediğim akrobatik hareketler yapmaya başladı. O hareket ettikçe benim hızım şaşkınlığımdan olsa gerek ki azalmaya başlamıştı. Çünkü yaptığı hareketler en az önceki grupların hareketleri kadar zordu. Göz göze geldiğimizde bana önüne bak bakışı attı. Ben de tekrar hızlanmaya başladım. Bir hayli yavaşlamıştım. Onun ortadaki hareketleri etkisini kaybedince pistin ortasına sürmeye başladım. Yanyana durduğumuzda Buğra bisikletini hareket ettirip resmen bana bile bile çarptı. Bisikletimle birlikte yere düşmüştüm. Ben düşünce etrafımızdaki topluluktan bir şaşırma nidası yükseldi. Buğra bisikletinden inip elini bana uzattı. Ama bu neydi ki şimdi? Beni bilerek düşürmüştü. İçimden "Ben bunun hesabını daha sessiz bir ortamda soracağım sana." diyerek uzattığı elini tuttum. Beni kendine çekti. Elini belime koyduğunda boşta kalan elimi refleks olarak omzuna koymuştum. Dudaklarım şaşkınlıktan aralanmıştı. Ne yapıyordu gerçekten bu çocuk? Benden ayrılıp elimi bırakmadan beni kendi bisikletine doğru götürdü. Daha sonra beni bisikletin arka kısmına oturtturdu. Kendi de koltuğa oturdu. Ellerimi beline koymamı beklediğini anladığımda ellerimi beline yerleştirdim. "Yaslan ve gülümse!" diye fısıldadı kulağıma doğru. Dediklerini yaptım. Beline koyduğum ellerimi göbeğinin -olmayan göbeğinin- üzerinde kenetledim. Başımı sırtına yasladım. Gözlerimi kapatarak gülümsemeye başladım. Bisiklet hareket etmeye başlamıştı. Sonradan aklıma gelen şeyle gözlerimi açtım. Çünkü gözlerim kapalıyken dengemi sağlayamayabilirdim. Pistin etrafını turlamaya başladı. Herkes en az benim kadar şaşkındı. Ben bile ne yaptığımızı bilmezken izleyicilerin anlamasını nasıl beklerdi? Tekrar pistin ortasına geldiğimizde bisikletten indik. Tekrar elimi tutup eğilince bende ona uyum sağlayıp eğilerek selam verdim.

NEFESİNLE SARILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin