THE HANDLER

276 31 15
                                    

"DENETİMCİ"

|Kız ve oğlan, yıkıntıların arasında yürüyorlardı. Oğlan, arkasında, içinde Dolores ve başka şeyler olan arabayı sürüklüyordu. Five, yüzündeki maskeyi çıkartıp, suyundan içti. Uzun süredir yürüyorlardı ve bu çocuğu hâliyle susatmıştı. Kızında aynı durumda olduğunu düşündüğü için suyu ona uzattı. Kız suyu alıp teşekkür etti ve sudan bir yudum içti.|

---

|Zaman ilerliyordu. İkiside artık 40lı yaşlarındalardı ve hep yürüyorlardı. Five, artık daha büyük bir araba sürüklüyordu. Sakalları ve saçları uzamıştı. Aynı şekilde kızın da saçları çok uzamıştı. Zaten önceden belinden biraz yukarıdayken şimdi belini de geçmişti. Şiddetli bir şekilde kar yağıyordu.|

---

|Artık mevsim yazdı. Five kendisi ve sevgilisi için bir bisiklet yapmış, onu sürüyordu. Octavia ise arkada oturuyordu. Şimdiyse 58 yaşındaydılar. Her yerleri beyazlamış, kırışmıştı. Kaldıkları yere gitmişlerdi. Five, kendisine büyük ihtimalle bir içki doldurmuştu, bir bardak daha doldurup kadına verdi. O da alıp tadına baktı. Adam, kadının yanına oturdu ve konuşmaya başladı:|

F:"İl sınırının dışındaki küçük mâlikaneyi hatırlıyor musunuz? Hani... Evet."

|Five, Dolores'le konuşuyordu. Nasıl olduğu bilinmez, ama onu duyabiliyordu. Octavia bazen âşık olduğu adamın deli olduğunu düşünsede sıkıldığında o da Dolores'le konuşurdu.|

O:"Pek değil."

F:"Şarap mahzeni zarar görmemişti. En sevdiğiniz Bordeaux'dan bir kaç kasa aldım."

|Five, bardağı kafasına dikip, yanına koydu. Dolores onlara çok içtiklerini söylüyordu.|

F:"Abartıyorsun, çok içtiğimiz falan yok. Değil mi Octavia?"

O:"Evet. Bütün gün çalışıyoruz."

F:"Biz... Niye öyle diyorsun ki?"

|Kadın ve adam gelen ayak sesleriyle duraksadılar. Burada onlardan başka kimsenin olmadığını zaten biliyorlardı. Five, yavaşça elini Octavia'nın arkasına attı. Eline bulduğu tüfeği alıp ayağa kalktı ve sesin geldiği yöne doğrulttu. Octavia da aynı şekilde ayağa kalkmıştı. Karşılarında kırmızı topuklu, beyaz saçlı, siyah gözlüklü, şapkalı ve kıyafetli, elinde bir çanta olan kadını gördüler. İki ihtiyara bakıp el salladı kadın.|

---

|Kız, hâlâ uyanmamıştı. Sevgilisinin dizinde öylece yatıyordu. Çocuk bir yandan kızın saçlarıyla oynuyor, bir yandan da kardeşiyle konuşuyordu. Ona kıyametten bahsetmişti.|

L:"Ne zaman olacak? Bu kıyamet yani."

F:"Tam zamanını söyleyemem ama...anladığım kadarıyla, 4 gün kaldı."

L:"Niye daha önce söylemediniz?"

F:"Fark etmezdi."

|Çocuğun sesinden ne kadar yorgun olduğu anlaşılıyordu. Bu kıyamet olayı onu çok yormuştu.|

KIYAMET//FIVE HARGREEVES Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin