1 YIL SONRA Atakan'ın bana evlenme teklifi ettiği günün üzerinden 1 yıl geçti ve biz bugün evleniyoruz. 1 yıl boyunca Mera, annem, Ecmel ve ben koşuşturduk ve artık yorgunluğun sefasını sürmeye geldik. Ne kına gecesi, ne bekarlığa veda yapmıştım. Nedime bile istemedim çünkü çevremdeki kimseyi bir kalıba sokmayı sevmiyordum. Onun yerine Çırağan Sarayı'nda şık bir düğün tercih etmiştim. Sarayda bir odada kuaförler beni hazırlarken Ecmel'in dolu gözlerle bana baktığını fark ettim. Aynadan ona bakarak "Sakın! Bak ben de ağlarım Ecmel sakın!" Diye sitem ettim. Tavana baktı "Tamam, tamam. Ağlamıyorum." Dedi. O sırada Mera salona girdi. Önce ağlayan Ecmel'e sonra ağlamak üzere olan bana baktı. Onun da gözleri dolmuştu "Aaa! Hanımlar hayır! Bu güzel günde ağlamak da ne demek, döverim vallahi!" Dedi. O öyle deyince hepimiz gözlerimiz dolu bir şekilde gülmeye başladık. Hepimiz bir koltukta oturmuş hazırlanıyorduk. Mera ve Ecmel saç tercihlerini basit bir maşadan yana kullandılar. Annem ise ensede zarif bir topuz yaptırdı. Hepimiz hazırlanmıştık. Mera ve Ecmel'e baktım. Çok güzel olmuşlardı. Ecmel de Mera da siyah birer elbise giymişti. Ecmel korseli, şortlu ve yırtmaçlı uzun bir elbise; Mera ise düz, yırtmaçlı, straplez bir elbise tercih etmişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Çok güzel olmuşsunuz ağlayacağım şimdi!" Dedim ve koşup ikisini de kollarımın arasına aldım. "Asıl sen çok güzel olmuşsun.." dedi ikisi birden. Ben de kabarık olmayan, kare yaka, balon kol ve yırtmaçlı bir gelinlik tercih etmiştim. Saçlarımı ensede topuz yaptırmış, zarif bir taç kullanmıştım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aynada üçümüzün de güzelliğine baktım. Annem ağlamamak için zor duruyordu. Yanıma gelip "Haydi bakalım. Vakit geldi." Diyerek elimi tuttu. Arden ve Atakan odanın kapısında bekliyorlardı. Arden lacivert bir takım ve lacivert spor ayakkabılar giymişti. Atakan ise anlaştığımız gibi beyaz bir damatlık, siyah bir gömlek, siyah bir çift ayakkabı giymişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Atakan yanıma geldi, gözlerime bakıp "Hayatımda senden daha güzel bir şey görmedim..." dedi gözleri dolu bir şekilde. Benim de gözlerim dolmuştu ağlamamak için tavana baktım tekrardan başımı eğip Atakan'a baktığımda gözleri kızarmıştı. "Başardık.." dedim sadece ve boynuna sarıldım. Elimden tuttu ve beraber balo salonuna yürüdük. Annem,babam ve Ecmel salonun kapısında; Arden ve Mera ise bizim yanımızdaydı. Salona girdiğimizde büyük bir alkış tufanı koptu ve direkt ilk dansa başladık. Şarkımız Nilüfer'in Ta Uzak Yollardan şarkısıydı. Dans ederken Atakan'ın gözlerine baktım ve şarkının sözlerinde kayboldum... "Haykırsam göklere! Artık yanımda, beni benden çok seven.. Dünyalar benim olsa yine de istemem.. Yalnız sensin benim yüzümü güldüren.."
Şarkı bittikten sonra birbirimize selam verdik ve Atakan nazikçe elimi öptü. Bizim için düğün çok güzel geçiyordu. Hareketli şarkılar, gerektiğinde geleneksel şarkılarla çok güzel bir karma düğün oluşturmuştuk. Şampanya patlattık ve şampanyalar dağıtıldıktan sonra Atakan yanımdan kayboldu. O sırada sahneden "Öhm. Merhabalar ben Atakan, yani damat. İzninizle ben kısa bir konuşma yapmak istiyorum" dedi ve devam etti. "10 yıl önce hayatıma giren en yakın arkadaşım, sırdaşım, meslektaşım, sınıf arkadaşım, her şeyim.. Yağmurum iyi ki hayatıma girdin 10 yıl önce ve iyi ki bugün benim eşim oluyorsun. İyi ki senin eşin oluyorum. Bugünden itibaren sonsuza kadar birlikte olalım. Kadehimi bize ve mutluluğa kaldırıyorum!" Diyerek kadehini kaldırdı. Ağlayarak ben de kadehimi kaldırdım. Atakan bir yudum aldı ve kenara bıraktı kadehi. Mikrofona yaklaştı, gitarını eline aldı "Bu şarkı sana" diyerek çalmaya başladı. Varsa Yoksa şarkısını söylemeye başladı. "Varsa yoksa senle doldu cümlelerim... Belki bir gün yanında uyur deliririm..."
Şarkı bitti ve koşup Atakan'a sıkıca sarıldım. Daha sonra nikah masasına geçtik. Atakan kendisi "Evet" derken de, ben "Evet" derken de gözlerimin tam içine bakarak dedi. O öyle baktığında kalbim pır pır atıyordu ve kaç yıldır erkek arkadaşım olmasına rağmen halen buna alışamamıştım. Nikah kıyıldı, son bir hareketli şarkıdan sonra artık düğün bitmişti. Artık Yağmur Güven değil, Yağmur Özerdim. Araçla yaşayacağımız eve geldik, kapıyı açtı, kapının eşiğine geldiğimizde ellerimi tuttu "Yuvamıza hoş geldin.." diyerek beni öptü. Eliyle kapıyı kapattı ve tek hamlede beni kucağına aldı. Kahkaha attım "Ayy filmlerde hep görüyordum, hayalimdi yaa" dedim. "Peki buradan sonra ne olacağını biliyor musun?" Diyerek pis pis sırıttı. Yatak odasının kapısına geldiğimizde derin bir nefes verdi ve beni yatağa bıraktı. Kalkmadan gözlerime bakıp "Çok güzelsin.." diye fısıldadı ve kapının eşiğinde yarım bıraktığı öpücüklere daha tutkulu bir şekilde devam etti...
İşte böyle. Lisede tanıştığım çocuk büyüdü ve benim hayat arkadaşım oldu. Tenime değen elleri, dudağıma değen dudakları ve nefesiyle beni büyülemiş, ömrü hayatımda yaşadığım en güzel geceyi yaşatmıştı. Artık evliydik, artık birlikteydik ve artık yolumuz birdi.. Bizim artık ekipten ayrı bir hikayemiz vardı. Bir sardunyanın ömrü kadar uzun, sardunyanın kırmızısı kadar tutkulu bir aşkımız vardı.. Ben onun sardunyasıydım, ömrü en uzun çiçeğiydim..
