0.4

107 12 5
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım!!!

Bu odada kaldığım her dakika akıl sağlığımı daha da yitiriyordum. Sabah olmuştu ama ne gelen vardı ne de giden. Jungkook piçi aklıma geldikçe sinirleniyordum. Mutlaka Chaeyoung'dan haber almam lazımdı. Yemek yedi mi , üşüyor mu, korkuyor mu tüm bu soruları düşünerek kafayı yemiştim. Dün geceden beri gözümü bir an olsun kırpmadan sabahı beklemiştim. Uykusuzluktan gözlerim isyan edercesine kapanıyordu. Dün gece sadece yatağa uzanarak olanları düşünmüştüm.

Üzerimdeki battaniyeyi çekerek yatakta oturur hale geldim. Titreyen bacaklarım oldukça üşüyordu. Kendimi iğrenç hissediyordum. Ayağa kalkarak dolabın kapağını açtığımda içerisinde pek fazla kıyafet yoktu.

Sıkıntıyla nefes vererek kıyafetleri karıştırıyordum. Hepsi erkek kıyafetiydi. Bulduğum en uzun sweati burnuma götürerek kokladığımda tanrıya şükür ki temizdi. Hızla üzerime geçirdiğimde kapı kilidinin açıldığını duydum.

Jungkook gelmişti. Bakışları beni bulduğunda garipser şekilde bakmış fakat fazla takılmamıştı. Üzerinde siyah tişört ve pantolon vardı. Boynundaki gümüş kolye hoş duruyordu.

" Hiç uyudun mu?"

Sorduğu soru karşısında sinirle gülümsedim. Yavaşça yanına yürüyerek önünde dikildim.
"Öyle güzel uyudum ki yenilendim. "

Kafasını sallayarak mırıldandı.
"Güzel"

İşaret parmağımı göğüsüne bastırarak iğneleyici biçimde konuşmuştum.
"Dalga mı geçiyorsun gerizekalı."

Gözlerime gülümseyerek baktığında resmen benimle taşak geçiyordu. "Evet geçiyorum ne yapacaksın?"

Ayağımı yere vurduğumda yüzüne yaklaştım.
"Döverim."

Kaşlarını kaldırarak alayla baştan aşağı süzmüştü. "Komik değilsin."

Elimi omzuna attığımda tüm öz güvenimi konuşturuyordum."Deneyelim mi?"

Onu dövebileceğime karşı şüphelerim vardı fakat suratına vurmayı o kadar çok istiyordum ki..

Kolyesini çıkararak masanın üzerine fırlatmıştı.
Bir kaç adım uzağıma giderek konuştu. "Beni yenemezsin sen. Yenersen serbestsin."

Hızla ona yaklaştığımda ilk hamlemi yumruktan yana kullanmıştım. Eskiden boks yaptığım için tekniklerim ve bileğim güçlüydü.
Hızla eğildiğinde karnıma vurmuştu. Sendelesemde vakit kaybetmeden erkekliğine tekme atmıştım. Bu sefer acı içinde bir kaç adım geriye gitmişti.
Sersemlemesinden istifade omuzlarından tutmuş ve ayak dirseğimi karnına geçirmiştim.

"Siktir." Acı içinde bağırmasına rağmen kendini hızla toplamıştı.

Gözlerindeki sinir hareketlerine de yansıyordu. Hızla omuzlarından ittirdiğinde yere düşmüştüm .
Acı içinde belimi tutuyordum. Sürekli beni yere düşürmesinden sıkılmıştım.

Sinirle saçlarımı çektiğimde delirmişçesine bağırıyordum.
"Piçsin oğlum sen. "
Dibime kadar geldiğinde hala yerde oturuyordum. Yukarıdan yüzüme öfkeyle bakıyordu. Elini saçıma götürerek okşamaya başlamıştı. Ters bakışlarımı ona gönderirken o ise yüzümü inceliyordu.

"Çek lan elini"

Diğer elini dudaklarıma götürerek ağzımı kapattı. "Sessiz ol."

Elini yanağıma yerleştirildiğinde baş parmağı ile dudağımda gezintiye çıkmıştı.
Şevket dolu hareketleri doğru olmasa da daha fazlasını istememe sebep oluyordu.

İf We Have Each Other -liskook-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin