0.6

88 15 0
                                    


Bölümün sonundaki notumu okursanız sevinirim💞

Gördüğüm manzara karşısında şoka girmiştim.
Yaşadıklarımın yükü omzuma daha da biniyordu. Ellerimi ağzıma götürerek olduğum yerde korkudan titriyordum.
İsmini fısıldayarak gözlerine baktım."Jungkook"
Gözümden düşen yaşlar teker teker yere düşüyordu.

Bu gözyaşları ona acıdığım için değildi kaderime açıdığım içindi.

Onu ittirdiğim için kafasını duvara işlenmiş olan el figürlerine çarpmıştı. Sırtını duvara yaslayarsk yavaş yavaş yere çömelirken acı içinde bağırmıştı. Ellerden akan kan oldukça korkunç bir okadar da çekici duruyordu. Beyaz duvar Jungkook'un koyu renkli kanıyla boyanmıştı.

Kapının açılma sesiyle bakışlarımı o yöne çevirmiştim. Şu an ne yapacağımı hiç bilmiyordum. Jisoo bize doğru baktığında acı içinde bağırdı. "Jungkook!"

Hızla yanımıza koşarken arkasından Jin ve Namjoon'da gelmişti. Hoseok'un nerede olduğu hakkında bir fikrim yoktu.

Korkmuyordum çünkü olacakları tahmin ediyordum. Hepsinin tutuklanacağı günü iple çekiyordum. Bana o kadar koz vermişlerdi ki artık tüm çete üyelerinin yüzünü tanıyordum.

Jisoo eğilerek Jungkook'un yüzünü avuçları arasına aldı. "Jungkook bana bak. Jungkook sakın gözlerini kapatma."

Jungkook hiçbir tepki vermeden gözlerini zar zor açık tutuyordu. Nefes almakta güçlük çekercesine konuşmaya çalıştı. Ağzından akan kanlar ile bir kaç adım geriledim.

Jin hızla Jungkook'un kafasını göğüsüne yasladı. Namjoon sinirli gözlerle beni süzerken beklemediğim bir anda bağırdı.
"Ne yaptın lan kardeşime "

Jisoo'nun dolu gözlerinde üzüntüden çok kızgınlık vardı. Hızla ayağa kalkarak üzerime yürüdü.

Elini boğazıma atarak sırtımı duvara dayadı. Dişlerini sıkarak konuşuyordu.
"Seni kaltak bittin sen"

Ellerimi Jisoo'nun kollarına götürerek tırnaklarımı geçirmiştim. Boynumu öyle sert sıkıyordu ki neredeyse öleceğimi düşünmüştüm.

Elimi saçına daldırarak boynumu bırakmasını sağladığımda hırçınca çığlıklar atarak tekrar üzerime yürüdü. "Gerizaklı öldüreceğim seni"

Namjoon koşarak Jisoo'yu tutarak benden uzaklaştırdı.
"Jisoo tamam yeter"

Jisoo yumruklarını Namjoon'un koluna geçirirken bağırdı. "Bırak beni Namjoon. Görmüyor musun Jungkook'a ne yapmış."

Bağırarak geri çekildiğimde herkes bana bakmıştı. "Bunu siz istediniz. Beni buna siz mecbur bıraktınız. "

Jin Jungkook'un koluna girerek onu odaya götürmüştü. Namjoon Jisoo'yu tutmakta zorluk çekerken ellerimi göğüsümde birleştirerek sinir bozucu şekilde gülümsedim.

"Ne oldu burada sakince sizinle yaşayacağımı düşünmemiştiniz umarım. Bu iyi oldu size."

"Bak hala konuşuyor ya!"

Jisoo'nun hırçın adımlarını Namjoon kesmişti.
"Yeter bu kadar Jisoo."

Jisoo dişlerini sıkarak gözlerini kapattı. "Uzaklaş benden Namjoon."

Namjoon Jisoo'nun belinden elini çekerek bozulduğunu belli edercesine geri çekildi.

Aralarında neyin olup bittiğini anlayamıyordum. Jisoo sanki burayı yönetiyor gibiydi. Fakat Namjoon meydanı ona bırakmamakta ısrarcıydı. Ama Jisoo kesinlikle ondan daha öndeydi. Herkesi etrafında pervane yapmıştı. Kontrol hastalığı vardı. Jungkook gibi o da oldukça kabaydı.

İf We Have Each Other -liskook-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin