Kim Taehyung tıpkı bahçedeki çoğunluğun yapmakta olduğu gibi peri çocuğu izliyordu. Yaptığı her hareket öyle nefes kesiciydi ki ne yaparsa yapsın insanlar hayran oluyordu peri çocuğa. Fazla göz önünde olmak her ne kadar Jungkook'u gerse de yine de halinden memnundu, aynı şey Taehyung için geçerli değildi tabii. Sebepsizce aşırı kıskanç hissediyordu.Jungkooka karşı hislerinin olduğunu kabullenmişti ki hisleri reddedilebilecek kadar az değildi zaten. Ne zaman Jungkooku görse gözlerinin içi parlardı Taehyung'un, tıpkı şu anda parladığı gibi. İzlemeden edemiyordu ancak bu kadar fazla izlemek kendisini kötü hissettiriyordu. Asla sahip olamayacağını düşündüğü bu güzellik fazlasıyla canını yakıyordu Taehyung'un.
Jungkook'un yaptığı hatalar bile güzel gelirdi insana. Jungkook'un yanlışları doğrudan bile daha gerçekçi gelirdi ancak Taehyung ne kadar çabalarsa çabalasın kimse Taehyung'un iyiliklerini görmüyordu. İnsanlar Taehyunga baktığında cadı görüyordu. Taehyungu en çok kıran da buydu ırkına göre ayrılmak. Cadılar yüzyıllar boyunca dışlanmış bir ırktı. İnsanlar vampirleri, kurt adamları, sirenleri ve bir çok türü güzel bulurken cadıları garip ve çirkin bulmuştu hep.
Jungkookta böyle mi düşünüyordu bilmiyordu Taehyung sadece böyle düşünmediğini umuyordu. Onun gibi eşsiz bir insanın eşsiz düşüncelere sahip olduğuna inanıyordu, başka insanların düşüncelerine sahip olduğuna değil. Yaklaşık dört dakika sonra bitki fizyolojisi dersi vardı. Bu dersin en güzel yanı ise Jungkookla ortak olmasıydı. Taehyung yudumladığı kahve bitince karton bardağını geri dönüşüme atmaya giderken yerdeki birkaç bardak çöpünü gördü.
Yere eğilip yerdeki çöpleri topladı ve kendi bardağıyla beraber çöpe attı. Bunu yaparken utanmadı utanması gereken bir şey de değildi zaten. Çöpleri atar atmaz koşa koşa bitki fizyolojisi sınıfına koştu. O, bütün bunları yaparken birini etkilediğinin farkında değildi. Sınıfa girer girmez en dipteki yerine oturdu. Önünde duran çiçek açmamış lotusa baktı. Bugünkü derslerini tahmin etmek zor olmadı Taehyung için. Derse giren öğretmen öğrencilerin kalkmasını istemeden yerine geçti ve bugünkü dersle ilgili fikirlerini sordu.
Jungkook tereddüt etmeden el kaldırdı. "Lotusun çiçek açmasını sağlayarak büyütmek." "Bravo bay Jeon, her zamanki gibi bugün de çıkarımların doğru. Evet çocuklar bay Jeon'un da dediği gibi bugün önünüzdeki lotusların çiçek açmasını sağlayıp büyüteceksiniz. Çalışmalarınıza başlayın ben sizi izliyor olacağım." Herkes çalışmaya başlamıştı. Bazı öğrencilerin lotusundan dumanlar çıkıyordu.
Taehyung tereddüt etmeden ellerini lotusun üstüne kapadı, gözlerini kapatarak sihirli sözleri söyledi ve lotus çiçek açtı. Çiçek açan lotus büyümeye başladı. Profesör Lily Taehyung'un yanına geldi. Aferin Kim, daha iyi olabilir dedi. Tabii ki daha iyisi olamazdı çünkü Taehyung en iyisini yapmıştı ancak her zamanki gibi yine haksızlığa boyun eğdi. Taehyung kafasını Jungkooka çevirdiğinde bir şeylerin ters gittiğini fark etti. Bir şeyleri yanlış söylemiş olmalıydı ki lotus çiçek açmasına rağmen büyümek yerine küçülmüştü. Jungkook'un yüzündeki ifade ise görülmeye değerdi.
"Bay Jeon anlaşılan bir şeyler ters gitmiş ancak çok başarılı bir çalışma. Tıpkı her zamanki gibi." "Sanmıyorum profesör Lily, bence Taehyungun çalışması benimkinden daha iyiydi." Jungkook'un sözleri adeta Taehyung'un kafasını uçurdu. Jungkook adını biliyordu ve kendisini başarılı bulmuştu. Sanki bir rüyada gibi hissetti ancak yaşananlar fazlasıyla gerçekti.
Zilin çalmasıyla hızla dışarı fırladı. Öğle tennefüsü olduğu için kantine doğru ilerlemeye başlamıştı Taehyung. Yanakları hafiften pembeleşmişti. Kantinden sandviç alarak bahçeye geçti. Okulun bahçesindeki kedilerle yemeğini paylaşmayı çok severdi. Çimlere oturmasıyla kediler yanına geldi. Hepsine sırayla eşit miktarda yemeğinden veriyordu, arada bir de bana da mı bıraksanız biraz diye sitem ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fairy and witch
FanficPeri Jungkook herkesin dikkatini üzerine çekiyordu. Görünüşüyle, düşünceleriyle, hareketleriyle; Kim Taehyung ise cadıydı. Kimsenin dikkat etmediği, sevmediği bir cadı. -oneshot