cehenneme kurulan kamp
ben iki elimde iki hançer
kıpkızıl günahlar örmüşümbu eller benim ellerim cennetten kovuldular
kan kusan geceye nehir nehir
tükrükle boğulan ezilen lanetlenen
irin yüklü bakışlardan bu kaçıncı kaçışım
bu kaçıncı saplayışım tırnaklarımı yüreğime
ama ölmedim
neden ölmedimöptüm ölümün kaynamış tutkal kokan ağzından
kara kara yengeçlerin yuva yaptığı
ışık değmemiş ıslak saçlarına astım kendimi
belki bin yıl sallandım durdum
ama ölmedim
neden ölmedimbıktım bu dost cüceler ülkesinde
dev yalnızlığımı sırtımda taşımaktan
yorgun alnımdan
iri terlerin aktığı kör kuyulara
yılanların ve akreplerin
ve ısırgan böceklerin susuzluğunu gideren
bu denizler benzindi hep
ve hep ne varsa deniz denilen kıyılarda ateşler yaktım
ama ölmedim
neden ölmedim
açmış aç ağızlarını cılız arzular
dişleri diken diken etimde dolaşan
tutup bütün kapılarını kırıyorum mabetlerin
tanrıyı arıyorum
tanrı yok diyorlar ama neden yok
bir yumruk olup sıkılıyorum
parmaklarım dökülüyorlar
bir kaç cam kırıyorum buz tutmuş gökten
ben yarıdan fazla günahkarım biliyorum
yarıdan fazla karanlık bu yer bu insanlar bu okyanusve neden sonra zaman
bir iskele olup sıyrıldı takvim yapraklarından
artık bütün şarkılar susmuştu ölüm tanrısı susmuştu
içimdeki çanlar susmuştu ben susmuştum
cehennemde yer bulmak zorduen utanılır günahlarımı sırat köprüsüne astım
güneş bir fahişe gibi sarışındı üşüyordum
demir örgülü kızgın kapıların mermer eşiğinden
sümük gibi alevler akıyordu
alev denizinde yıkanıyorduk -ho ho hoy-
alev denizinde
alev
deniz
alevtanrının iskeletinden kan sızıyordu...